Değerli okurlarım sizlere bu yazımda Müslümanlar ölüm, deprem, musibet, üzüntülü veya sıkıntılı bir haber aldıklarında “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” demeleri buyrulmuştur. Bu duanın Türkçe anlamı; “Onlar; başlarına bir musibet gelince, Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz, derler.” 

Türkiye ve Dünya’da asrın müceddidi olarak Dünya İslam alemin de kabul edilen Mahmut Efendi Hazretlerini rahmeti rahmana uğurladık. 
Mahmut Ustaosmanoğlu’nun hakka yürüyüşü bu ülkenin temellerini tekrar göstermiş oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın omuzlarında , yüzbinlerce seveni yanında mübarek cenaze aracına götürüldü. Cenaze namazı sırasında ise Devletle halkının bir birine olan saygısını bir Türkiye şahit oldu.

Düşünsenize bir şöyle… 

Diyanet işleri bakanı orada , Cumhurun Başkanı orada fakat saygı o kadar ileride ki hiç biri benlik duygusuna kapılmadan , siyaset gütmeden , mevki makam bilmeden gelip orada sabit duruyorlar. Devletin bütün makamları hazır !

İşte özlenilen görülmek istenen kare bu kare…

Tabi bu kareyi oluşturan mübareğin kerameti oluyor. Yüz binlerce imkan bulup gelen talebesi , milyonlarda muhibbanı şahitlik ediyor. Ehli-Sünnet yolunda yaşayıp öldü . Allah (C.c) yolunu anlattı Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed (S.v.a) anlattı diye. Müritlerine Devletini milletini tanıttı , sayısız hizmetleri oldu , bilinen bilinmeyen bir çok hizmetleri oldu diye devlet büyükleri şahitlik veriyor…

Aklımda Cennet Mekan Alparslan Türkeş’in şu sözü geliyor…
Türklük bedenimiz İslamiyet ruhumuzdur.

Ben şahsım olarak Başbuğun sözünü örnek alarak yaşananlara diyorum ki 
Çatımız İslam temelimiz Türklük’tür, bizim Allah (C.c) birliğimize dirliğimize zeval vermesin. 

Mahmut Efendinin ölümünde bile dirilik veren Allah’a hamd olsun.