Tarih boyunca Çin yayılmacılığını en iyi bilen milletiz. Uzun süredir ABD kontrolünde yürütülen ‘Çin, Uygurlara soykırım yapıyor” denilen (ki yapılıyor) ülkemiz siyasetine de monte edilen bu söylemden yine en çok zararı Uygur Türkleri (direkt Türkler mi desek artık?) görüyor. Sadece reklama ve devleti sıkıştırmaya dönük içi boş söylemden ibaret.

Türkiye ekonomiyle, yedi düvelle, koronavirüsle, terörle savaş verip ayakta kalmaya çalışırken: “Uygurlara bir şey yapılmıyor, uzman çavuşlara filan olmuyor, üniversiteler yüz yüze eğitime geçsin, KHK’lılar ne olacak?, EYT, erken seçim, Anayasa Mahkemesinin değişik kararları..” ile toplum geriliyor. Sosyal medyada köpürtülüyor.

Şu an ‘Millet İttifakı’ gelse ne olacak? Akşener ‘Yurtta sulh, Cihanda sulh’ diyecek, Kemal Bey ‘tamam o zaman Navtexe gerek yok” deyip, “Adaları Yunanlılara verdiniz” demeyi bırakacak, Navtex falan kalmayacak. Derken Babacan ‘Kürt kardeşlerimize eğitim hakkı ne olacak?” diye atılacak, Kemal Bey ‘Anayasayı değiştirelim o halde’ açılımına girecek. Sevr’e doğru adım adım ilerleyeceğiz. Şu söylediklerinden başka yere bakmamıza imkan yok.

Asıl mevzumuz, SSCB yıkıldıktan sonra sözde bağımsızlıklarına kavuşan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri. Onlar sudan çıkmış balık gibi çırpınırken, Türkiye merkezli FETÖ terör örgütü zavallılara derman gibi giderek, ABD adına boğazlarına çöktü.

Rus mevzi kaybetmemek için, Kazakistan, Kırım başta olmak üzere sömürüye devam etti. İşin içine Çin de girdi. Doğu Türkistan yetmezmiş gibi diğer Türk illerine göz dikti. Rus-ABD-İsrail-İngiltere destekli Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasından sonra “Türk devletleri niye sessiz” çıkışı iyi oldu. Bu vesile ile onların halinin daha perişan olduğu görüldü. Düşünün, Çin 400 civarı altın dahil madeni işletiyor ve Kırgızistan’ı sömürürken de, kendine bağımlı hale getiriyor. FETÖ deseniz yapacağını yaptı, ülkenin elit gençliğinin kültür geniyle oynadı.

Bu arada Çin’in, Kazakistan ve Kırgızistan’ın topraklarına göz diktiğini, Hint basını bahsetti. “Pekin merkezli Toutiao.com isimli internet sitesinde, “Kırgızistan Bağımsızlık kazandıktan sonra neden Çin’e geri dönmedi?” başlığını taşıyan bir makale yayımlandı. Makalede, Kırgizistan’ın, Han Hanedanlığı döneminde Çin’in bir parçası olduğu ancak bölgenin sonradan Çarlık Rusyası’nın hakimiyetine geçtiği aktarılıyor.”

Hâl böyle iken, Türkiye olarak FETÖ’nün açtığı yarayı, Rus-Çin yayılmacılığını önlemek, uyarmak yine bize düşecek gibi. O sebeple güçlü olmalıyız ki, kardeşlerimizin yarasına merhem olabilelim.