Cömet bir adam vardı. Öyle ki, gelirinden fazla ihsanda bulunurdu. Allah,alçak ruhlu  bir kimseyi varlık sahibi etmesin ve cömert adamada darlık göstermesin.

Asi rulu ve yüksek himmet sahibi, nadiren muradına erer.Nitekim sel yüksel yerde durmaz.

İşte bu eli açık adam, varlığından fazla ihsanda bulunduğu için sıkıntı çekerdi.Bir gün eli darda bulunan bir kişi ona şu mektubu yazdı:

Ey necip insan! Senin sonun iyi olacaktır. Borçlu olduğum için bir kaç gündan beri hapisteyim.Bana biraz para yardımı yap.

Hapisteki adamın istediği para cömerdin gözüne çok görünmedi ama ne yapsın ki, elinde bir şey yoktu.

Mahpusun alacaklarına şu mektubu gönderi:

Ey ali cenab insanlar! Şu zavallının yakasından ellerinizi çekiniz.Onu hapishaneden çıkartın. Şayet kaçacak olursa ben onun kefiliyim. Sonrada hapisten kurtulana giderek  dedi ki: Haydi! Hiç durma,bu şehirden kaçabildiğn kadar uzağa kaç.

Serçe, kafesin kapısnı açık görürde hiç durur mu?

Tıpkı bunun gibi oda derhal alabildiğne şehirden uzaklaşıp kaçtı, gitti.

Öyle bir koşuş koşuyordu ki, sanki sabah rüzgarı esiyordu..Hayır hayır  yanlış söyledim. Rüzgar bile onun ayağının tozuna yetişemiyordu.

Alacaklılar bunu duyar duymaz ona kefil olan cömet adamı yakalayıp zindana attırdılar. Çünkü kafesten kaçıp uçan kuş tutulamazdıki.

Bu zat bir müddet hapishanede kaldı. Ne bir şikayet mektubu yazdı nede nededert yandı.

Yalnız huzuru kalmıştı. Geceleri uyuyamıyordu.Bir gün bir abid kendisine uğradı ve dediki,

Senin halkın hakkını yediğini zannetme. Ben seni tanırım. Neden hapsedildin?

Ey mübarek zat! Tahminin veçhile kimsenin malını parasını bir hile ile yemedim.Birini zavallı buldum.Hapse atmışlar.

O biçareyi hapisten kurtarmak için kendimi hapse düşürdüm. Başka çarem yoktu. Çünkü onun ızdırapla kıvranmasını ve benim rahat yaşamamı doğru bulmazdım.

Gel zaman, git zaman o çömert adam öldü, fakat iyi adı yaşadı. Toprağın altında cisme ölmüş, lakin gönlü diri ve ruhen ölmemiş kimse gönlü ölüpde cismen diri olandan daha iyidir.

Diri gönüller, katiyen ölmezler.