Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenecek Öğretmenler Günü programında konuştu. Eğitim ve öğretimde daha ileriye gitmeyi hedeflediklerini anlatan Erdoğan, öğretmenlere tavsiyede de bulundu. ''Biz terör örgütlerinin kanlı eylemlerinde kullanacağı malzemeleri değil, ülkemizin istikbalini kurtaracak asımın nesli gibi gençler yetiştirmek istiyoruz'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına tüm öğretmenlere teşekkür edeyerek başladı. 

 Konuşmasından satır başları:

Sizler ailelerimizin size emanet ettiği çocukları adeta bir nakkaş titizliği ile işliyorsunuz. Öğretmenlik mesleği sadece eğitim- öğretim sürecinde edinilen bilgileri öğrencilere aktarmak değildir. Bilgi yanında tecrübe ve irfanla çocuklarımızı geleceğe hazırlama mesleğidir. Öğretmenlerini yokluğa, çaresizliğe sevk eden bir milletin benlik bilinci gelişemez. Böyle ülkelerin yerinde sayması normaldir. 

İçinde bulunduğumuz topraklar birer devletler kabristanıdır, bu topraklar. Bu topraklarda bırakın devlet olarak gelişmeyi mevcudiyetinizi korumak için bile büyük bedeller ödemeyi göze almanız gerekir. Nitekim Anadolu'nun kapılarını kendimizi ebediyen açtığımız 1071'den beri çetin mücadeleler yürüttük, hala da yürütüyoruz.

Sadece cenk meydanların da verilmedi bu mücadele. Esas mücadele ilim hayatında, bilimde gerçekleşti. Medreseler, rasathaneler, camiler, hanlar, kümbetler gibi Türk İslam mimarisinin en nadide eserleriyle Anadolu'yu işlediler.

 Mazisini kavrayamayan istikbale yürüyemez.

 Bu coğrafyada durmak, duraksamak, gerilemekle değil yıkılmakla eş değerdir. Bu millet sürekli kar eden bir millet olacak, bunu başarmamız lazım. Atalarımız hem ferdi hayatlarına hem de vazifelerine bu bilinçle yaklaştıkları için her alanda çığır atan işlere imza atmışlardır. 

Son 14 yılda ülkemizi bu bilinçle ileri taşımaya çalıştık, hem de geçmişin sorunlarını çözmeye çalıştık. Göreve geldiğimizde ülkemizin eğitim- öğretim alt yapısı gerçekten çok kötü durumdaydı. Bizim sınıfımızdaki öğrenci sayısı 75'di ve ona göre bizim şartlarımız iyiydi. Ben öyle sınıflar hatırlıyorum ki, sınıfta 100 öğrenci vardı.

Eğitim alt yapısını yeniledik

Başbakanlığım döneminde bir hedef koyduk; öğrenci sayısı kesinlikle 30'un altına inecek. Tek tedrisata doğru yürüyeceğiz. İşte şimdi buna doğru yürüyeceğiz. Eğitimi 4 ana önceliklerimizden biri yaptık. Biz göreve geldiğimizde 346 bin derslik yapılmıştı. Biz bu rakama 270 bin derslik ekledik.  561 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Şu an 904 bin öğretmen okullarımızda görev yapıyor. Bütçe payında aslan payını eğitime verdik. Ülkemizin eğitim alt yapısını tamamen yeniledik. Kitapları ücretsiz dağıtarak ailelerin üzerindeki büyük bir yükü ortadan kaldırdık. Çocuklarını okula göndermeyenlere, 'haydi kızlar okula kampanyasını' sağolsun eşim başlattı ve bu süreci ayrıca devam ettiriyoruz. Öğretmenlerimizi de ihmal etmedik. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, nihayetinde bunları uygulayacak olanlar öğretmenlerdir. Öğretmenlerimizi her açıdan güçlendirmeyi kendimize en büyük görev adlediyoruz. Ne yaparsak yapalım sizlerin emeğinin maddiyatla ölçülemeyeceğinin elbette farkındayız. 

Öğretmenlerimiz öğrencilerin sadece akıllarına hitap etmiyor; onların kalplerine duygularını da hitap ediyor. Yani o gönülden gönüle iletişim, bu çok önemli. Hepimizin geçmişine, tarihine baktığımız zaman aklımızda kalan bazı hocalarımız vardır değil mi? Unuttuklarımız vardır bir de kalanlar vardır. O kalanlara baktığınız zaman işte onlar gönlümüze hitap edenler olmuştu. Öğrencilerine rol model de olan öğretmenlerimiz onların hayata bakışlarını da şekillendiriyor. 

Biz terör örgütlerinin kanlı eylemlerinde kullanacağı malzemeleri değil, ülkemizin istikbalini kurtaracak asımın nesli gibi gençler yetiştirmek istiyoruz. Bizler Batı'ya öykünen, kendi milletinden tiksininen sömürge ajanları değil, medeniyet değerlerini önemsemiş fikir işçileri yetiştirmek istiyoruz. Zihni formatlanmış gençler hangi okulu bitirirse bitirsin bu ülkeye sunacağı katkıları yoktur.

Eğitimdeki hatalar

PKK ve DHKP-C gibi etnik ve mesebi farklılıkları kaşıyan örgütlerin, gerekse DEAŞ ve FETÖ gibi dini kavramların arkasına saklanan yapıların en büyük istismar alanı eğitim- öğretimdekli hatalardır. Özellikle FETÖ, zamanın gerisinde kalan, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür. FETÖ yüzünden bugün ülkemizde kayıp bir nesil ortaya çıkmıştır. Kopyacı bir nesli devletin belli makamlarına yerleştirdiler. 


FETÖ'cüler bedelini ödüyorlar, ödemeye de devam edecekler. İstiyoruz ki at izi, it izine karışmasın ama bu tür şeyler de olur mu? Oluyor. Çünkü kendilerini çok iyi saklıyorlar. Şu anda bildiklerimi söyleyemeyecek durumdayım ama günü geldiğinde onlar da kaleme dökülecektir.

Bütün bu acı tablodan hepimizin çıkaracağı dersler olduğunu düşünüyorum. Öncellikle şu gerçeğin farkına hep beraber varmalıyız; teröristle mücadele güvenlik birimlerinin, terörle mücadele ise tüm toplumun görevidir. Bir tek evladımızın dahi, bu tür insanlık düşmanı yapılarının eline düşmesine gönlüm razı gelmez. 

Teröre sempatiyle bakan Milli Eğitim Bakanlığı mensupları yok mu? Elbette var. Onu da açıkça söylüyorum. Bu tarz hainler diğer kurumlarımızda da var. Fakat bunlar kimliğine ne yazarsa yazsın, öğretmen değildir. Olsa olsa öğretmen kılığındaki insan müsveddesidir.

 AB'ye tepki

 Almanya gibi bir ülke teröre hayır demokrasiye evet diye miting düzenlemek isteyenlere hayır diyor. Bakıyorsunuz, Kandil'deki terör liderlerinden birine meydanda telekonferansla konuşma yaptırıyorlar. Bunlar terörün yardım ve yataklık yapan uzuvlarıdır, bunu böyle bilin. Bu Batı'nın samimiyetine inanmak mümkün mü?

Biz hakkı her yerde söylemeye devam edeceğiz. Bu devlete hainlik yapanı asla affetmeyeceğiz. Terör örgütleriyle mücadelemizi güvenlik güçlerimizle beraber devam ettireceğiz. Tüm mesaimizi eğitimi nitelik ve kalite olarak yukarıya taşıyacağız. Dünya siyasetinde hak ettiğimiz konuma gelmek istiyorsak, kendi zamanının ötesine geçebilen bir eğitim sistemine sahip olmalıyız. 

Bu vatanda kimse operasyon düşünmesin, bedelini ağır öder. 

Editör: Haber Merkezi