Bir televizyon programında Sedef Kabaş tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı makamına yapılan hakaret, sosyal medya kirliliğini, siyasetin de sözde gazetecilerin de bir ahlak yoksunluğu içinde   bulunduğu açmazları göstermiştir. Gazetecilik; Kamuoyunun sesi olmakla yükümlü, kamu hizmeti yürüten sessiz çoğunluğun sesi olmakla yükümlü onurlu bir meslektir. Gazetecilik edepsizlik değil! haber üreterek kamuoyuna doğru bilgi aktarmaktır. 

Milletin iradesini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamına, Milli iradeye saldırmak, milletin onur ve iradesine saygı göstermemek, sadece aciz zavallı hadsizlerin yapacağı bir iştir. 

Milletin iradesine ve kendilerine saygıları olmayan zavallılar, sözde gazeteci kimliğiyle, ülkenin milli birliğine karşı durup, nefreti yaymak, milleti  parçalamak bölmek dışında bir hedefi olmayan bir televizyon kanalında konuşan zat arsızca milletin helal oylarıyla seçilmiş sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyor! 

Bu en hafif şekliyle, arsızlık, ahlaksızlık ve edepsizliktir. Bu yapılan, sadece edepsizlik ve ahlaksızlık da değildir. Bu siyaset, muhalefet ve gazetecilik adına aynı zamanda kendini bilmez hadsizlerin ülkesine karşı sorumsuzluğudur.

Ahlaki değerlerden yoksun, ülkesine karşı sorumsuzluk içinde olanlardan, kendi özüne sorumluluk kavramını koyması beklenemez.

Ülkesinde milli birlik içinde olamayan, ortak sevincini benimsemeyen, millî birliği baltalayan, ülke gündeminde yer alan olumlu ve güzel gelişmelere karşı durup ahlaksızlığı ve sorumsuzluğu bilinçli olarak körükleyenleri üzülerek görüyoruz ki ülkemizde marjinal bir kesim günden güne radikalleşiyor, radikalleştikçe kamusal alanda öfke nöbetleri geçiriyor, hadsizse saldırıyor.

Fırsat buldukları her platformda gerçeği bildikleri halde bilinçli olarak, seri yalanlar söyleyip, gazetecilik adı altında ucuz dedikodularla ülkenin değerlerini küçümseyip hakaretler ediyorlar.

Kendilerinin milletin üstünde görüp milletin değerlerine tepeden bakan bu zavallılar, hakareti kendilerine bir hak, bir özgürlük olarak görüyorlar. Bu bir hak değil millete karşı işlenmiş, hadsizlik ve edepsizliğin ötesinde bir suçtur. 

Gayri milli davranış içinde olan bu kesim ifade özgürlüğü adı altında bu ülkeye geçmişte büyük hizmet yapanlara yaptıkları gibi edepsizliklerini şimdi de yıllardır Türkiye Cumhuriyeti’ne büyük hizmetler yapan kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de oturduğu makama, Cumhurbaşkanımıza hakaret etmek kimsenin haddi değildir. 

Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret aynı zamanda aziz milletimizin iradesine ve milli değerlerine ağır bir saldırıdır. Şehit kanlarıyla vatan yapılan bu aziz milletin evlatları bu hadsizlere karşı Cumhurbaşkanımıza da onun makamına da sahip çıkmaya devam edecektir.

Milli iradeye saldırmak ancak hadsizlerin yapacağı bir iştir. Cumhurbaşkanımıza ve makamına, sözde gazeteci kimliği altında yapılan hakaretlere ve yapılan hadsizliklere bu millet prim vermez ve şiddetle kınar…