Apo ile konuşuyorum. Boyu küçük, kalbi büyük bir adamla. Apo kim diyeceksiniz? Söyleyeyim… Apo, Şırnak, Uludere, Şenoba beldesinin, Gözüpek, cesur ve de karmaman muhtarı.

Biliyorsunuz Şenoba beldesinin, PKK ile mücadelede efsane bir yeri vardır. Türkiye Cumhuriyeti'ne, PKK isyanının, başkaldırısının miladı olan, Eruh ve Şemdinli baskınlarından sonra koruculuğu ilk kabul eden ve terörist örgüte ilk tepkiyi koyan ilk kurşunu sıkan beldedir Şenoba.

Bu mücadeleleri 45 yıldır sürüyor. Bu mücadele sırasında şehitler verdiler gaziler verdiler. Anneler, babalar, kardeşler PKK teröristlerince katledildi. Hain terörist örgütün baskınlarında çatışmalarında. Ama mücadeleleri asla sekteye uğramadı. Efsane terörist avcısı Aşiret reisi Hazım Babat önderliğinde Şenoba’da tarih yazıldı. Öyle ki PKK’lı teröristler dağlarda arzı endam ederken yolları Şenoba’ya düştüğünde hep yollarlını değiştirdiler.

Direksiyonlarını başka tarafa tornistan ettiler çünkü orada savaşmaktan çekinmeyen gözü pek, Babat ve Benek aşiretleri vardı. İşte konuştuğum APO (Abdullah Benek) bu aşiretin cesur mücadeleci mensuplarından biri, yıllarca Şenoba beldesinde muhtarlık yapan, muhtarlıktan arta kalan zamanlarında timinin başında dağlarda terörist avlayan, girmediği çatışma kalmayan yiğit biri Apo.

Terörist artık yok

Apo ile yıllara varan bir dostluğumuz var. Gazeteci olarak çok zaman misafirleri oldum. Mücadelelerini, çatışmalarını fotoğrafladım. Röportajlarla kahramanlıklarını Türk insanına duyurmaya çalıştım. İşte o yüzü hep gülen insan canlısı muhtarımız önceki gün aradı. Virüsten etkilenip etkilenmediğimi, hasta olup olmadığımı merak etmiş.

Çünkü Apo ailemize uzak biri değil. Zaman zaman İstanbul’a geldiğinde misafirimiz olur, hasret giderirken bölgede olanları da hep anlatır. Apo artık emekli. 45 yıllık mücadele hayatından sonra emekli oldu. Emekli oldu derken mücadelesi bitmedi tabii. Emektar keleşi yatağının ucundan her ihtimale karşı orada asılı duruyor.

Apo ilk emekli maaşını aldığı için de çok mutlu. “Allah devletimize zeval vermesin” diyor. Muhtarımızın mücadelesi bitti ama çocukları, yeğenleri, akrabaları bu kutlu davayı bu bayrak vatan millet davasını, hain teröristlere karşı sürdürüyorlar.

Coronalar yok

APO bana coronayı sordu. Ben, bizde şimdilik yok dedim. Aynı soruyu ben de ona sordum. Cevabı biraz espriliydi; “Ağabey hangi virüsü soruyorsun? Şu Çin’den gelen bela virüsü mü? Yoksa dağlarda insanımızın kanını döken bitli bebek katili, korucu katili, kadın katili, Mehmetçik katili Kürt insanının katili virüsleri mi?

İnan ağabey iki virüsten bizim buralarda yok. Corana illeti şimdilik buralara uğramadı. PKK’lı virüsleri ise de bir senedir göremiyoruz. İnan dağlarda virüs arıyoruz ama yoklar. İHA’lar, SİHA’lar, jetler, savaş helikopterleri, korucular, polisler, Mehmetçikler, köklerini kuruttular. Oldukları tek yer var. Terörist koruyucusu ABD askerlerinin bulunduğu yerler.

Onlar yıllardır bu hainlerin hamiliğini yapıyor. Onları koruyorlar kolluyorlar. Karınlarını doyuruyorlar hatta maaş bile veriyorlar. Bir tek orada kaldılar”. Abdullan Benek’in anlattıkları gerçekten vatanını seven biri olarak içimi ısıttı beni sevindirdi. Beldelerine iki virüste uğramamıştı. İnşallah hiç uğramaz. İnşallah ikisinin de kökleri tamamen kurur. Devletimiz de bu kararlı PKK mücadelesine bir nokta koyar. Bölge insanı da dağlarda yaylalarda rahatça evine ekmek götürecek, yaşam mücadelesine terörist korkusu olmadan devam eder.