Selçuklu kültür ve medeniyetinin kazandırmış olduğu en önemli yapıtlarından biri olan darüşşifalar, İslam dünyasındaki klasik hastaneler için kullanılan Darüssıhha, darülafiye, şifahane'' gibi isimlerle bilinmektedir.

İlk Selçuklu darüşşifası ve tıp medresesi Sultan Alparslan döneminde  vezir Nizamülmülk tarafından Nişabur'da  yapılmışsa da çoğunun Anadolu topraklarında inşa edildiği görülmektedir. Kayseri'deki Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyaseddin Keyhüsrev Tıp Medresesi, Sivastaki Keykavus Darüşşifası Selçuklu eserlerinden yalnızca bir kaçtanesidir.

Darüşşifalar Medrese, imarethane, kervansaray gibi külliyelerin bir parçası olarak planlanmıştır. Bu külliyeler dönemlerinde şehir içinde halkın her türlü sosyo- kültürel ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını karşılayan yerler olmuşlardır. 

Özellikle İstanbul'da  çok sayıda hastane yapılmış, en önemli eserler ise Mimar Sinan tarafından yaptırılan Haseki Hastanesi  ve Süleymaniye Külliyesi ve şifahanesi olmuştur.

15. asırda Amasya Şerefeddin Sabuncuoğlu Darüşşifası da önemli hastanelerden olup, burada hastaları; Su sesi, kuş sesi  müzikle tedavi edilmişlerdir. Şimdiki doktorlar da yazıyor uyuşturucu hapı uyutarak tedavi ediyorlar. Amasya Şerefeddin Sabuncuoğlu hastanesi günümüz de bile hastalarına şifa dağıtmaktadır.

Ayet: Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever. (Bakara; 2/ 195)

Hadis; Allahım! Bize rahmetinin, lutfunun ve rızkının bereketlerinden bolca ihsan eyle. (Hakim-Müstedrek)