MHP lideri Devlet Bahçeli ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasındaki polemik büyüyor. "Sinan Ateş cinayetiyle ilgili "Hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz" diyen Özdağ için Devlet Bahçeli savcıları göreve çağırdı. Bahçeli'ye sert yanıt veren Özdağ, "Söz istihbarat servislerinden açılmışken rahmetli Türkeş'in hapishaneden yazmış olduğu el yazısı mektupta kimin ismini ajan olarak verdiğini de bütün ülkücüler biliyor. Hadi oradan sen! Sayın Bahçeli, sen önce Olcay'ı, Ulvi'yi ve Semih'i savcıya yolla, gerekirse ben de giderim. İstersen Gölbaşı'nda portakal sandıklarında yakalanan silahlar soruşturmasını yürüten savcıya bile giderim." ifadelerini kullandı.

MHP'den Özdağ'a yanıt gecikmedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Özdağ'ın "ajan" iddiası için "saçma bir şehir efsanesi" yanıtını verdi.

Yalçın'ın açıklamaları şu şekilde: "İkiyüzlülüğünü, samimiyetsizliğini ve kötü niyetini ortaya çıkardığımız için partimize, genel başkanımıza ve bize hakaret ederek, bel altı vuruş yaparak gerçek karakterini ele veren Ümit Özdağ, meşrebi bulanık bir istihbaratçı artığıdır.

Özdağ'a acı hakikati bir de biz hatırlatalım. Sayın Genel Başkanımızın, 'meşrebi bulanık' diye tarif ve tavsif ettiği kişi tam da kendisidir! Ona bu nişaneyi kazandıransa genetik faktörleri! Ümit Özdağ'ın babası merhum Muzaffer Özdağ, 12 Mart 1971'deki askerî muhtıradan bir gün önce merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i yalnız bırakarak 11 Mart'ta apar topar istifa etmişti. Yani yol arkadaşını sırtından hançerlemiş, bırakıp gitmişti.

Ümit Özdağ, Sayın Devlet Bahçeli tarafından, 'Belki adam olur' diye milletvekili yapıldı ve kendisine önemli görevler tevdi edildi. Ne var ki o da tıpkı babası gibi her şeyi bırakıp kaçtı. Yol arkadaşını sırtından vurdu. Özdağ'a ülkücülük de, MHP saflarında görev yapmak da kalın geldi; ağır geldi. Taşıdığı genetik mirasın da sevkiyle o; ilk fırsatta kendini fitne, fesat ve tefrikanın kollarına attı.

Başbuğ Alparslan Türkeş'e atfedilen, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin MİT'çi olduğuna dair iddia; muarızlarının ve hasımlarının uydurduğu saçma bir şehir efsanesidir. Yabancı istihbarat örgütlerinin taşeronu, oyuncağı ve tetikçisi işlevi gören Ümit Özdağ ise yazısı turası silinmiş, akıl ve idrak yoksunu bir mahlûktur. Tanrı, zelil ve rezil etmek istediği kulunun önce aklını başından alırmış. Ümit Efendi! yerimiz de yurdumuz da adresimiz de belli, şayet yüreğin varsa, gözün kesiyorsa buraya gel, bizi sen al da senin ciğerinin kaç okka ettiğini bir görelim."