Uluslararası karar vericiler…Bu kelime dizisi yedi düvelin günümüz versiyonu gibi değil mi? CHP’li Hatay Büyükşehir belediye başkanı Lütfü Savaş Cumhurbaşkanı adaylarını Uluslararası karar vericiler belirleyecek demiş, bu aşağılık söylemi ittifak ortakları hava yastığı ile geçiştirmişlerdi.

Anlaşılan o ki bundan gocunmadılar, gerçeğin dillendirilip vatandaşın kulağına kar suyu kaçırılmasından muzdarip oldular bir parça hepsi o. Zaten ABD Başkanı Joe Biden, muhalefeti destekleyeceklerini aleni söyledi. Nasıl olacak bu?

Meşhur edilen komedyen, sanatçı, köşe yazarları, hatta kaçak mafya, dövizle sıkıştırma, CFR uzantısı yerel örgüt üyesi büyük holdinglerin zincir mağazalarına aldıkları yüklü miktarda ürüne sürekli zam yaparak vatandaşı isyana sürüklemekle.

Virüs sebebiyle bozulan sosyal-gerçek dengenin, aşı karşıtlığı ile daha da karıştırılması. Hatta görünür- görünmez her türlü suikastlarla. Tüm bu söylediklerimi de, algı operasyonları ve sosyal medya yalanları ile gerçekleştirecekler. O kadar çok yalan dönüyor ki.

Devlet anca bir kaçına cevap verebiliyor. Diğerleri, provokatörlerin yanına kâr kalıyor. Bu ay içinde meclisten, ısmarlama kamuoyu anketleri, yalan haberlerle ilgili yasal düzenleme çıkacak. Nasıl aşacaklarının yolunu çoktan bulmuş olsalar da elden geleni yapmaktan başka çare yok.

Sosyal medya yalanına karşı, devlet organı etkin cevap verip yalanı hemen kesemiyor. Çünkü, FETÖ benzeri yapılar, yıllarca devletin hücrelerinde kımıl zararlısı gibi çalışmış. Her hangi bir raporun arasından en vurucu yeri seçip servis ediyorlar, “bu nereden çıktı deyip” bakmak zaman alıyor, Atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Hatırlarsanız “kayıp 100 bine yakın silah var, 1 Temmuzda kullanıldı..

Kim bilir başka ne zaman kullanılacak diye hem devlet suçlanmış, hem de sıradan vatandaşın gizliden silahlanmaya hazır olması telkin edilmişti.” Gördük ki, kayıp denen silahlar, 1944-2017 arası tutulan istatistikten.

Bu istatistiklerin 73 yıllık değerini vermek acaba kimin aklı? 73 yılda kaybolmuş silahın cevabını 2021 de istemek, bunu da CHP’li vekil ve kaçak mafya Sedat Peker ile duyurup, sosyal medyada köpürtmenin sonunda gerçek ortaya çıktı da, kaç kişi anladı?

Son dönemde en çok Suriyeli, Afganistan ve aşı karşıtlığı dezenformasyonu yapılıyor. CİA başta olmak üzere çeşitli istihbarat servisleri, zamlardan kaçak göçmen olayına kadar toplumda her zaman olan olayları siyasetçi eli ile servis ettiriyor. “Suriyeliler saldırdı, Afganlar öldürdü, aşı virüsü önlemiyor öldürüyor” tarzı kaos bombalarını halkın üzerine bırakıyorlar. İstiklal Savaşında, işgalcilerin propaganda için uçaklarda attıkları “kuvvacılara inanmayın, teslim olup rahat yaşayın” bildiriler gibi. Yaz yaz bitmez.

Yalan ve gerçeği öğle bağlıyorlar ki, vatandaş inanmayıp ne yapsın? Demem o ki, her türlü saldırı propagandasına karşı anında cevap verip, toplumsal kırılmayı önleyecek etkin mekanizma şart. Resmi açıklama ertesi gün gelsin ama yıkıcı bombardımana karşı koruyu kalkan anında açılmalı. Ne olur, nasıl yapılandırılır orası devletin işi.