Madrid’deki NATO zirvesinde Türkiye, merkeze alınan ülkeydi.

Devlet başkanları, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyetiyle temas kurmak, görüşmek için olağan üstü efor sarf ettiler.

Rum Lideri’nin temas çabası dünya basınına yansıdı. Yunan Başbakanı Erdoğan ile görüşebilmek için birçok devlet adamını fiyaskoyla sonuçlanan arabuluculuk arzusunu herkes öğrendi.

Uluslararası basın toplantısında Türkiye’nin dışarıda nasıl öz güvenli ve nasıl büyük bir ülke olduğunu göstermesi bakımından çok önemliydi.

NATO Genel Sekreteri, İspanya Başbakanı, Amerika Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantıları dünya basınını hayrete düşüren, çok olumlu ve farklı bir algı yarattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dışındaki bütün liderler soruları önceden aldılar ve istedikleri sınırlı sayıda, soru cevap yaptılar. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise özgüvenle bütün soruları cevaplandırdı. Soruların yazılı olarak kendisine ya da İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a verilme gereği duyulmadan! İletişim Başkanı Altun’da, Türk ve yabancı gazetecilere “Ne sormak istiyorsanız sorun” özgüveni ile kısıtlama yok dedi.

Türkiye basının ilgi odağı oldu!  Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkler dünya basınındaydı. Ama nedense bu ülkemiz içinde bir türlü görülmek istenmedi.

Türk dünyası, Batılı Müslümanlardan Afrikalılara, Uzakdoğulular, Ortadoğu, Afganistan, Özbekler, Bangladeş, Yemenli, Nijerli, Endonezya ve Fransız Müslümanlar ile birçok diğer ülkeler Türkiye derken, Erdoğan derken, nasıl da heyecanlandıklarını basına yansıyanlarla hep birlikte izliyoruz.

Tüm dünyada yüksek sevgi ve saygıya layık olan Türkiye’nin, dışarda çok yüksek düzeyde bir albenisi var!

En son Erdoğan’ın İran ziyaretinde, Dünyaya kafa tutan Putin’in el pençe Erdoğan’ı beklerken görüntüleri dünya basınına yansıdı. 

Dışarıda bunlar yaşanırken peki içerideki Türkiye nasıl? Neden dışarda gösterilen ilgi saygı, Türkiye’nin var olan gücü içerde değersizleştiriliyor!

Türkiye güçsüz, yıkılmış, parçalanmış, kutuplaşma ve kamplaşmış, ekonomisi bitmiş, demokrasisi yok olmuş, hasta adam pozisyonun da çaresizlik algısı  ve karalama yapılıyor! 

Neden? Türkiye’ye bir faydası var mı? 

Bu olumsuz algının kime fayda sağlayacağını hiç düşündünüz mü?

Cumhuriyetin kurucu partisi ana muhalefetin lideri her gün bir tarafa evriliyor.

Türkiye’de CHP lideri Kemal Bey, her gün bir başka altı boş irtifa zaafıyla dolu çıkışlarıyla gündem oluşturma derdinde. 

En son olarak, dünyanın Türkiye sevgisi ve hayranlık duyulan diplomasideki başarıları sonrası, Avrupa’nın enerji ve tahıl konusunda Erdoğan’ın ne diyecek diye ağzına bakıldığı günlerde; Rusya ile tek iletişim kurabilen Türkiye’yi görmezden gelerek, NATO zirvesinde Biden ile görüşen Erdoğan’ın yıllardır yanında olan mütercim Fatma Gülham Abushanab’ı “Hanım kızımız” ifadesiyle diline dolamış!

Türkiye’nin bu kadar ciddi sorunları varken ana muhalefetin gündemi, en öncelikli sorunu bu mu? Ülkemize bu gündemler yakışıyor mu? 

Dünya Tayyip Erdoğan zaferlerini yazarken, Anamuhalefet Başkan Kılıçdaroğlu bunu ilk kez yapmıyor. 

Yaptığı hep aynı şeyler.2021 yılında Brüksel NATO zirvesinde yine Erdoğan ile Biden bir araya gelmişti ve yine aynı mütercim oradaydı. O gün de aynı üslupla üstenci bir dil ile Fatma Hanım “ Hanım Kızımız” hedefe konmuştu.

Dün annesini mecliste linç ededenler, buğun kızını linç etmeye çalışıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu helalleşme sözleriniz nerede kaldı? 

Vesayet ürünü olan başörtüsü yasağının mağdurlarından biride seçilmiş milletvekili Merve Kavakçı’dır. 28 Şubat sürecinde Meclis Genel Kurulu’nda merhum Ecevit’in “Bu kadına haddini bildirin ”cümleleriyle başlayan linçe maruz kalmıştı.

Şimdi ise hem de başörtüsü ile NATO zirvesinde de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı başındaydı. ABD Başkanı Biden ile bir araya geldiği o önemli baş başa görüşmelerde Erdoğan’ın tercümanlığını yaptı!

Merve Kavakçı’nın kızı olan Fatma Gülham Abushanab, Biden görüşmelerindeki mütercimdir. Ülke olarak kat ettiğimiz demokrasi yolunda gurur duyulması gerekirken, eski alışkanlıklarla 28 Şubat’a mı döneneceğiz?

Kişilerin kılık kıyafetleriyle uğraşmaktan vazgeçip ana muhalefet olarak ülkenin gerçek gündemine dönüp, ülkenin sorunları için bir şeyler üretmeye, mevcut hükümete katkı yapmaya ne zaman başlayacaksınız?

Bizim içerdekilerin yaptığı gibi, yurt dışında ne muhatapları, ne heyettekiler Fatma Hanım’ın başörtülü olmasına takıldı. Ne yadırgadı, ne eleştirdi, ne de sorguladı! Üzücü olan öz vatanımızda sorgulanmaya muhatap kalınması!

Erdoğan-Biden zirvesinden  “Türkiye-Amerika krizi” çıkartamayanlar yine eski alışkanlıklarına “başörtüsü ” ne dolanmayı tercih etti! 

Millet 28 Şubat zihniyeti bir kez daha tüm çıplaklığıyla görmüş oldu!

Türkiye hakkında dışarıdakilerin umurunda olmayan mesele, Türkiye’de bazı gayri milli çevrelerin hala korkulu rüyası olmuş anlaşılan!