YAYGIN rivayete göre Türkler tarafından Kastamonu Kalesi'nin fethi sırasında Bizans Tekfuru'nun güzel kızı Moni'nin yakışıklı Türk kumandana sevdalanmış. Aracılık yapan dadısı vasıtasıyla da kale kapısının anahtarını yollamış. Türk askerleri de kayıpı açarak aniden kaleye girmişler. Bunu gören güzel Moni de kale burcundan aşağıya atmış kendini. Bunun üzerine komutana "Kastın neydi Moni'ye?" demişler. Bu söz öyle yayılmış ki; halk dilinde yerin adı Kastamoni şeklini almış. Sonra da Kastamonu olmuş. Bugün Moni'nin atladığı yerde Kırk Kız Türbesi bulunuyor. 2005'te onarılan kale de ziyaretçilere açık.

Kastamonu merkeze doğru hangi yandan girerseniz girin sanki Safranbolu Konakları'na benzeyen evlerle karşı karşıya kalırsınız. Birbirinden güzel yöresel el sanatları, leziz yemekleri, plajları, kayak merkezleri, antik kentleri, milli parkları, sıcakkanlı insanları, yaylaları, camileri ve yeşilin çok sayıdaki tonuna sahip bir şehrimiz. Ilgaz Dağı ve Küre Dağları Milli Parkı içerisinde bulunan Loç Vadisindeki sonbaharın renkleri aynı Şile ve Ağva gibi. Tüm dünya olmasa bile Asya ve Avrupa'nın çok ciddi ülkelerinde tropik adalar, kanyonlar, göl ve şelalelerine gittim. Hiç farkı olmadığı gibi buralardan bir gömlek daha üstün dememde yarar var. Belki ülkemi çok sevdiğim için bana öyle geliyor da olabilir. Şu bir gerçek ki Kastamonu'nun ciddi anlamda bir tanıtıma ihtiyacı var. Gezmeyen bilmiyor ve hatta okuyamıyor bile.

TARİHTE YOLCULUK

Arkeoloji Müzesi: Şehir merkezinde. Hitit, Frig, Hellen, Bizans ve Roma eserleri sergileniyor. 

Liva Paşa Konağı Etnografya Müzesi: İl merkezinde 1870 senesinde Mir Lava Sadık Paşa tarafından inşa ettirilmiş. 

İstiklal Yolu: Kurtuluş Savaşı açısından önem taşıyor. Takalarla İnebolu'ya ulaştırılan cephaneler, bu yol üzerinden Anadolu'nun her yanına dağıtılmış. 1800'lü yıllarda mahkumların kazma kürekle çalışarak oluşturdukları İstiklal Yolu, İnebolu'dan başlıyor Ankara'da son buluyor.

Zımbıllı Tepe Höyüğü: Taşköprü'de. Romalılar tarafından M.Ö. 64'te yerleşim alanı olarak kullanılmış. 

lgarini Mağarası: Dünyanın en büyük dördüncü mağarası.  Roma ve Bizans dönemine ait eşerler ve devasa sarkıtlar muhteşem. 

Pompeipolis Antik Kenti: Taşköprü'deki kent Paflagonya'nın başkenti.  

Kastamonu saat kulesi: Kastamonu Valisi Nureddin Paşa tarafından inşa ettirilen kule 12 metre yükseklikte. Tamamlanma yılı 1985. 

İsmail Bey Külliyesi: Candaroğullarından İsmail Bey tarafından yaptırılmış. Cami, türbe, medrese, hamam ve imaret bulunuyor.  

DENİZİ DE GÜZEL

Gideros Koyu: Cide'de kartpostallık bir manzaraya sahip olan koyda 3 bin 500 yıl önce Amazonlar'ın yaşadığı iddia ediliyor. Yeşil ile mavinin birleştiği nokta. Yörede konaklama imkanı var. 

Cide: Merkezi küçük fakat ne ararsan var niteliğinde. Ayrıca yöresel lezzetlerin de merkezi. Sahili Türkiye'nin en uzun sahilleri arasında. Denizi tertemiz.

Abana: Denize sıfır küçük ve sevimli bir tatil kasabası. Sessizlik içinde tatil yapmayı düşünüyorsanız uzun bir sahil şeridiyle sakinliğin sembolü. 

Denizi de güzel dedik ama... Yaylaları da unutmayın. Oluklu, Suğla, Ayrancıı, Kösen Çayırı, Gürcü, Karacaoğlan, Sarıcaörük ve Asarbaşı Yaylaları gezilmesi gereken yerler arasında. 

İnebolu ve Abaş tepesi: Muhteşem doğası, tarih kokan sokakları ve kilometrelerce uzunluktaki sahili ile görülmeye değer bir yer. Abaş Tepesi, içerisinde birçok kalıntı var.

DAĞLAR, KANYONLAR, VADİLER

Ilgaz Dağları Milli Parkı: Kastamonu merkezine 49 kilometre uzaklıkta. Kayak, doğa yürüyüşü, bisiklet turları, dağ tırmanışı, başta fotoğraf olmak üzere çeşitli safariler ile birlikte çok sayıda aktivite yapmak mümkün. 

Valla Kanyonu: Seyir terasından bakıldığında akıllara ilk gelen yer Fransa'daki Gorges Du Verdon Kanyonu. 12 kilometre uzunluğu ve 1000-1200 metre derinlikte. 

Horma Kanyonu: 6 tane 20'şer metre yüksekliğe sahip ve 1 tane de 28 metre yükseklikten dökülen 7 şelale var. Muhteşem ötesi muhteşem. 

Loç Vadisi: Yürüdüğünüzde sizi kanyon ya da şelalelere ulaştıracak her yol mükemmel görüntü veriyor. 

Ilıca Şelalesi: 10 metre yükseklikten dökülen suyun oluşturduğu havuz, şelalenin etrafını çevreleyen çeşitli bitkiler tam anlamıyla doğa harikası. 

Taşköprü: Ünlü ilçe ismini Gökırmak'ın üzerinden geçen köprüden alıyor. Sarımsağı ve kuyu kebabı çok meşhur.

Küre Dağları Milli Parkı: Parkta ayı, geyik, yaban domuzu, sincap ve kurt gibi birçok hayvan ile birlikte sayısı belli olmayan çeşitlilikte kuş türü bulunuyor.  

Kuyluç Mağarası: Dağlı Kuyluca olarak da anılan Kuyluç Mağarası doğal oluşumu sebebiyle turistlerin ziyaret ettiği yerler arasında. Girişinde bulunan iki akarsu görülmeye değer güzellikte. 

Çatak Kanyonu Seyir Terası: Dünyanın 4. büyük kanyonu özelliğini taşıyor. Yürüyüş parkurundan 900 metre yüksekliğine sahip olan gözetleme noktasına ulaşım araçla gerçekleşebiliyor ve çok güzel bir yer. 

Nasıl gidilir?

Büyük şehirlerin hepsinden otobüs seferleri var. Ama tabii ki çevreyi gezmek için özel araç gerekli. Havaalanı da var.

Nerede Kalınır?

Önemli sayıda ziyaretçi alıyor olması nedeniyle her ilçesinden konaklama bakımından pansiyon veya butik oteller var. 

Ne yenir?

Banduma, paça, tirit, eyşi, Oğmaç Çorbası, Puryan Kuyu kebabı, yaprak sarma, çekme helva, Kastamonu simidi ve simit tiridi, etli etmek, Ala ve ekşili pilavı, mıhlama, Köle hamuru, Cırık Tatlısı, Üryani Eriği Hoşafı, tabi ki pastırma. Bunun yanı sıra etsiz sebze yemeklerinden biber, patlıcan dolmaları, yaprak, kelem, ispit, pancar, müsellim, yapraz sarmaları, etli patates paçası oturtması barbunya fasulyesi, zeytinyağlı yaprak sarmasını unutmayın.

Yorum

Hiç Kastamonu'ya gitmemişlerin boş düşüncelerine karşılık hiç beklenmeyecek kadar güzel bir yer. Karadeniz'in tüm ve artı özellikleri var. Tosya pirincini unutmayın, ülkenin en iyisi olarak gösterilir. Araştıramayıp özellikle size bıraktım denildiğine göre dünyanın kayıtlı en eski şekerleme işyerine sahip bir yermiş. Kayıtlar olarak Guinness'a kayıt yaptıran bir ingiliz firmasi 1800 tarihini veriyor, bizimkisi 1770'lerden beri bu işi yapıyormuş.