Hediye bir sevgi  göstergesi  olarak,  karşılık  beklemeden verilen bağıştır.

Kendine  gelen hediyeleri kabul eden ve hediyeye karşılık veren Peygamberimiz (sav) '' Hediyeleşin '' buyurarak,,

hediyeleşmenin kalpteki kötü  duyguları gidereceğini bildirmiş, küçükte  olsa verilen hediyeyi  hakir görmemeyi öğütlemiştir.

(Tirmizi).

Hediye  vermek  için özel günleri beklemeye gerek yoktur.

Hediyenin mutlaka maddi  değeri yüksek olan bir şey olması gerekmediği  gibi, böyle bir beklenti içerisinde olmak da doğru değildir.

'' Az veren candan, çok veren candan''. '' Çam sakızı çoban armağanı'' gibi, atasözlerimiz hediyenin maddi değerinden ziyade 

manevi değerinin  önemli olduğunu ifade eder.

Din kardeşimize gösterdiğimiz her tebessüm, bir güzel söz dahi hediye olabilir.

Bu bilinçle, ailede, arkadaşlar, komşular ve akrabalar arasında yapılan hediyeleşmeler birlik ve beraberliğimizi  sağlamlaştıracak

birer vasıtadır. Zenginlerin fakirlere yönelik hediyeleri de Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağını kuvvetlendirecektir.

Gereksiz yere çok büyük hediyeler vermek ve hediyeden karşılık beklemek, hediyeleşmenin ruhuna aykırı samimiyetsiz tutumlardır.

***

Bir Hadis:

Bir insan, bir hastanın halini hatırını sormaya gider veya Allah için  sevdiği bir kişiyi ziyaret ederse, ona bir melek şöyle seslenir:

Sana ne mutlu! Güzel bir yolculuk yaptın. Kendine Cennette barınak hazırladın! (Tirmizi)