Gezide ağaç, böcek ve çiçek gibi kulağa hoş gelen sözlerle gündeme taşıyıp, işin arkasında olanlar 15 Temmuz girişimini hazırladı.
Şimdi Kanal İstanbul’u Montrö bahanesiyle bir operasyonun başlangıcı olarak algılayabiliriz. 
Kanal İstanbul 10 yıldan bu yana tartışılıyor. 
Neden şimdi? 
Bugün ülkemiz emperyalistlerin kuşatması altına alınmak istenirken,
Yeniden oluşan dünya düzeni içinde ülkemizin yer almaya başladığı süreçte,
Gece yarısı ansızın muhtıra kimin planı!
15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminin hâlâ ülkede sıcaklığını koruduğu bir ortamda… 
104 emekli amiralin, gece yarısı bildiri yayımlaması… 
Bildirinin içeriği de yayımlanma biçimi de dili de ruhu da açık seçik bildiğimiz geçmişin vesayetçi kafasının ürünü.
104 generali bir araya getiren iç ve dış güçler başta ABD olmak üzere mavi vatan karşıtları olabilir kaygısı milletin hafızasına yerleşti.
Türkiye, mavi vatan sınırlarının çizmeye, milli kaynaklarımıza sahip çıkmaya çalışıyorken,
Denizcilikte tarihinin en milli dönemini yaşıyorken,
Deniz Kuvvetleri’ndeki Fetullahçı terör örgütünün oluşturduğu tahribatları onarmaya gayret ederken, 
Bir yandan içerdeki kriptolarla mücadele ederken, 
Bir yandan da donanmanın ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak üretmenin gayreti içindeyken, 
Bildiri yayımlamak size ve ülkeye ne fayda sağlar, kimin hesabına yaparsınız!
Türk Silahlı Kuvvetleri; Kara, Hava, Deniz her alanda büyük güç kazanıp başarılara imza attı. 
TSK, Libya’da Azerbaycan’da Suriye’de ve Irak’ta emperyalistler adına vekâlet savaşı veren terör örgütlerine karşı amansız mücadele verdi. 
Ülkesinin bekası için şerefiyle mücadele vermeye devam ederken,
Amiraller, Türkiye’yi yeniden ABD himayesine vermek, 
Yeniden AB denetimine hapsetmek, 
Dünya yeniden kurulurken Türkiye’yi bütün oyunların dışında tutmak, 
Yeryüzünün güç ve kaynakları yeniden paylaşılırken,
Bizi bir kez daha içeride ve dışarıda hapsetmek için harekete geçtikleri bu zamansız ve yersiz bildiriden anlaşılıyor. 
Generaller vesayet altında kalın, 
Asla kendi başınıza hareket etmeyin, 
Kendi iradenizle bir iş yapmayın, 
ABD ve Avrupa başkentlerinden gelecek talimatlara aynen uyun istiyor!
Bildiri metodu darbecilerin işidir. 
Darbe dönemlerini hatırlatmaktadır. 
Amiraller siyasete girebilir, düşünce kuruluşlarına raporlar hazırlayabilir, bu suretle görüşlerini kamuoyuna aktarabilirler. 
Kendilerini örnek aldıklarını bildiğimiz batıda hiçbir yüksek rütbeli böyle davranmaz. 
Sorun kendilerini herkesin üstünde gören vesayetçi zihniyettedir.
‘Demokrasiyi daha ileriye götürelim, Atatürk’ün önümüze koyduğu hedeflere ülkemi taşıyalım’ yerine, 
Dış güçlerin himayesinde karanlık vesayetçi zihniyetin özlemi içinde olunması ülkemiz için, demokrasimiz için üzücüdür.
Sıkıntılı bir dönemde bu bildiriyi yayımlayarak, güvensizlik yaratır, darbe tartışmaları içine sokarsanız hangi ülke gelip sizin ülkenizde yatırım yapabilir. 
Ekonomiye müdahale etmeye, bedel ödetmeye, maliyetlerin yükselmesine ve bunun halka yansımasına hakkınız var mı? 
Bunları neden, niçin, kimin hesabına yaparsınız?
Ülkenin ilerlemesi, güçlenmesi ve demokrasinin gelişmesi için siyasi farklılıklarımızı öne çıkartmadan,
Birbirimizi dinleyerek, birbirimizin fikir ve girişimlerinden ilham alarak, ülkemizin geleceğine umutla bakıp, 
Geleceğimiz için yeni yol haritaları bulmak,
Birlikte iç dinamiklerimizi bütünleştirerek atılımlar yapmak varken, 
Atatürk’ün hedefi olan muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için 2023-2053 vizyonları hazırlanırken,
2023 öncesi son bin yılın hesaplaşması yaşanacağı bir zaman sürecinde, 
Bu bildiri  “Ciddi bir iç tehdittir.”
Güçlenen ülkede 2023 öncesi son bin yılın hesaplaşması yaşanacak.
Bu yüzden bütün eski nüfuz çevreleri ve gayri milliler bilinçli olarak sahaya sürülüyor. 
Bu bildiri de bu kapsamda değerlendirildiğinde ülke için “muhtıra” bir iç tehdittir. 
Kendileri ülkenin tüm imkânlarını en üst seviyede kullanarak, millete tepeden bakan, kendilerini üstün gören bu gerici ve vesayetçilerin tüm imkânları ellerinde alınarak “en ağır” şekilde bağımsız yargı tarafından hesabı mutlaka sorulmalı.