Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, hakkında çıkan "üçüncü kez aday olacak mı?" tartışmalarına net bir cevap verdi. Trump, ikinci başkanlık döneminin sonunda görevi devredeceğini açıkça ifade ederek, ABD siyasi gündeminde uzun süredir tartışma konusu olan spekülasyonlara son noktayı koydu. Verdiği röportajda, anayasal sınırların ve siyasi teamüllerin önemini vurgulayan Trump, üçüncü dönem başkanlık yapmayı düşünmediğini belirtti.
“İki dönemlik bir başkan olacağım” diyerek noktayı koydu
NBC News’e verdiği kapsamlı mülakatta konuşan Başkan Trump, ikinci döneminin ilk 100 gününü geride bırakmış olmanın ardından dikkat çeken açıklamalarda bulundu. “Sekiz yıllık bir başkan olacağım, iki dönemlik bir başkan olacağım. Bunun her zaman çok önemli olduğunu düşündüm.” sözleriyle, görevi süresi dolduğunda bırakma niyetini netleştirdi.
Bu sözleriyle yalnızca kendi siyasi geleceğine değil, aynı zamanda Amerikan demokrasisine olan bağlılığına da dikkat çekti. Trump, görevi tamamladıktan sonra emaneti Cumhuriyetçi bir lidere devretmek istediğini ifade etti.
Vance ve Rubio öne çıkıyor
Trump, açıklamaları sırasında Cumhuriyetçi Partinin güçlü isimlerine de vurgu yaptı. “4 harika yıl geçirmek ve bunu ideal olarak ileriye taşıyacak harika bir Cumhuriyetçiye devretmek istiyorum.” diyen Trump, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun adlarını ön plana çıkardı.
Bu ifadeler, partideki olası lider değişim sürecine dair ipuçları taşıyor. Trump’ın önerdiği isimler, Cumhuriyetçi seçmen nezdinde hem karizmatik duruşlarıyla hem de politik duruşlarıyla dikkat çeken figürler olarak biliniyor.
İki dönemden fazla başkanlık yasak
ABD Anayasası’nın 22. ek maddesi, hiçbir kişinin iki kereden fazla cumhurbaşkanlığı makamına seçilemeyeceğini açıkça hükme bağlıyor. Trump da bu konuya değinerek, “Bunun anayasaya uygun olup olmadığını bilmiyorum.” dese de, mevcut kurallara sadık kalacağını vurguladı.
Hatırlanacağı üzere Trump, Mart ayında yaptığı bazı açıklamalarda, üçüncü kez adaylık düşüncesinin “şaka olmadığını” söylemiş ve bazı müttefiklerinden bu yönde “güçlü teklifler” aldığını dile getirmişti. Ancak gelinen noktada, anayasal sınırlar çerçevesinde hareket edeceğini net şekilde ortaya koydu.
