ANKARA (AA) - ABD'nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield, Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerine ilişkin değerlendirmesinde, "S-400 sorununun çözülebilmesini umuyoruz ancak mümkün değilse, uyguladığımız yaptırımlardan doğrudan etkilenmeyen iş birliğimizin tüm alanlarına odaklanmaya devam edeceğiz." dedi.

Büyükelçi Satterfield, ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinde bazı gazetecilere Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi. 

Yeni ABD yönetiminin görevinin üçüncü haftasında olduğuna işaret eden Satterfield, yeni yönetimde yer alacak ekiplerin bir araya gelmekte olduğunu bildirdi. 

Satterfield, bu bağlamda ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile yakın zamanda bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini ve ilerleyen dönemde başka görüşmelerin de olmasını umduğunu belirtti. 

Ülkesi ve Türkiye arasındaki genel ilişkiler hakkında yaptığı değerlendirmede Satterfield, Türkiye ile ekonomi ve ticaret dahil ilişkilere bütün boyutlarıyla değer verdiklerinin altını çizerek, "Türkiye değerli ve önemli bir NATO ortağı ve stratejik müttefiktir." dedi.

Büyükelçi Satterfield, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere ilişkin, "Türkiye'de 30 milyar doların üzerinde yatırımımız var. İkili ticaret hacmi 20 milyar doların üzerinde. Türkiye'de bin 700 Amerikan şirketi faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerde 75 binden fazla Türke istihdam sağlıyoruz. Bu, ABD için önemli bir ilişkidir. Türkiye, Türkler ve Amerikalılar için önemli bir ilişki." ifadesini kullandı. 

Bir önceki ABD yönteminin, iki ülke arasında 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefi koyduğunu anımsatan Satterfield, halihazırda 20 milyar dolar seviyesindeki ticaret hacmi göz önüne alındığında bu hedefin oldukça iddialı olduğunu ancak bu şekilde tasarlandığını kaydetti. 

Satterfield, "Sizi temin ederim ki, buradaki (ABD) misyonu olarak biz ve Washington'daki ajanslar, ABD'deki iş dünyasına Türk ticaretini tanıtmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam ediyoruz." dedi.

Büyükelçi Satterfield, şu ifadeleri kullandı:

"Son birkaç ayda Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırım mukabilinde gerçek bir ilerleme gördük ve bu cesaret verici. Türk lirasının değerinin sabitlenmesi de cesaret verici oldu. Bunlar olumlu yönler. Türk ekonomisinin temel gücüne her zaman güven duyduk. Ancak inandırıcı, şeffaf ve öngörülebilir maliye ve para politikaları yoluyla gerçekleştirilmesi, kullanılması ve geri alınması gereken güçlü yönler var. Bu üç kelime benim değil, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın ifadeleri."

Satterfield, Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, ne yazık ki S-400 meselesinin, önceki ABD yönetimini, ABD yasalarını uygulamaya ve CAATSA yasası kapsamında yaptırımlar uygulamaya zorladığını belirtti.

Fakat bu yaptırımları çok hassas bir şekilde hedef aldıklarını belirten Satterfield, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk savunma sektörünü bir bütün olarak etkilemeyi değil, daha çok Savunma Sanayii Başkanlığına özel lisansları hedefledik. Bu adımı üzüntüyle atmak zorunda kaldık. Bir yıldan fazla bir süredir Türkiye'nin S-400'ü satın almasının yarattığı soruna başka bir tatmin edici çözüm bulmanın mümkün olacağını umuyorduk. Sonunda bu mümkün değildi ve ocak ayı sonunda ABD yasasını uyguladık. Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, CAATSA yaptırımlarından feragat edilebilmesi için Türkiye'nin S-400'e sahip olmamasını şart koşmaktadır. Bu yeni ve çok daha katı bir yasal gerekliliktir ancak ABD'nin yasasıdır. Burada bir şey açıklığa kavuşturmak istiyorum. Çalışma grubu yok, olmayacak. Bu, ABD mevzuat ve yasalarının uygulanmasına ilişkin bir konudur. S-400 sorununun çözülebilmesini umuyoruz ancak mümkün değilse, uyguladığımız yaptırımlardan doğrudan etkilenmeyen iş birliğimizin tüm alanlarına odaklanmaya devam edeceğiz." 

Satterfield, Türkiye ve Yunanistan arasındaki istişari görüşmelerin 61. turunun İstanbul'da gerçekleşmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Atina'da yapılması planlanan bir sonraki turun yakında gerçekleşmesini umuyoruz. Bu, çok olumlu bir gelişme ve ABD bu gelişmeyi mümkün olan en güçlü şekilde destekliyor. Avrupa ve uluslararası toplumun da bu görüşte olduğunu düşünüyorum. Bu görüşmelerin devam etmesini isteriz. Her iki devletin de güvensizlik yaratan ve tırmanma veya çatışma potansiyeli yaratabilecek tek taraflı eylemlerden kaçınma çabalarının devam ettiğini görmek isteriz."

Satterfield, Türkiye'nin böyle bir atmosfer yaratmak için aldığı önlemleri ve Yunanistan'ın çabalarını takdir ettiklerini vurguladı.

Uzun süredir devam eden, zor ve karmaşık sorunların iyi niyetle, sürekli çaba ve kararlılıkla çözülebileceğini söyleyen Satterfield, "Daha önce daha karmaşık ve zor durumlarda bunu gördük. Burada da olabileceğinden umutluyuz." diye konuştu.

Satterfield, Libya meselesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Hepimiz Libya'daki siyasi değişim meselesiyle ilgileniyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) önderliğindeki Libya Siyasi Diyalog Forumunu destekliyoruz. Bu, BM sürecini desteklemek, Libya'da istikrarın yeniden sağlandığını görmek, yıl sonunda nihai seçim hedefi için yapılan hazırlıkları görmek ve tüm yabancı güçlerin çekilmesi herkesin yararına." ifadesini kullandı. 

Bölgedeki gelişmeler konusunda ihtiyatlı şekilde iyimser olduklarını dile getiren Satterfield, "Günün hepimize ne getireceğini göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Büyükelçi Satterfield, yeni ABD yönetiminin, Türkiye'yi ilgilendiren bir dizi uluslararası meseleye ilişkin politika yaklaşımlarını formüle edeceğini belirterek, ABD Başkanı Joe Biden'ın, NATO ve NATO ittifakına yönelik transatlantik ilişkiler için ABD yönetiminin güçlü desteğini tekrar teyit ettiğini hatırlattı. 

ABD'nin, Avrupa ile ilişkiler, Avrupa Birliği (AB) fikri ve Türkiye-AB arasındaki yakın bağları şiddetle teşvik ettiğini söyleyen Satterfield, bunun yeni bir mevzu olmadığının altını çizdi. 

Satterfield, "Bu hem ABD’nin hem de Türkiye’nin çıkarına ve bu konuda yardımcı olmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz." dedi.

Büyükelçi Satterfield, İran'la ilişkiler konusuna ilişkin de yeni ABD yönetiminin, küresel toplum için son derece karmaşık olan bu zorluğa karşı bir yaklaşımı formüle edeceğini kaydetti.

Yeni ABD yönetiminin ilerleyen dönemde birçok konuya yöneleceğine işaret eden Satterfield, "Radikal aşırıcılık konusunda devam eden endişeler, Suriye, İran ve bölgedeki diğer yerler, bunların hepsi ABD'nin üstleneceği meseleler olacak." ifadesini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "15 Temmuz darbe girişiminde ABD'nin rolünün olduğuna ilişkin" sözlerine işaret eden Satterfield, "Üst düzey Türk yetkililerinin, 2016 yılı dahil olmak üzere Türkiye'de gerçekleşen bir dizi gelişmeden ABD'yi sorumlu tutan değerlendirmelerinden endişe duyuyoruz." dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın da bu konuda açıklama yaptığını hatırlatan Satterfield, "Bunlar, asılsız iddialar. Bir müttefikin ve stratejik bir ortağın sorumluluk taşıyan beyanları değiller. Esefle karşılıyoruz." ifadesini kullandı.

Satterfield, Türkiye'de ya da dünyanın neresinde olursa olsun LGBTQI karşıtı açıklamaları da esefle karşıladıklarını belirtti. 

ABD'deki Halk Bankası davasına ilişkin ise Satterfield, "New York Güney Bölgesi'nde Halk Bankası davasıyla ilgili adli süreç, yalnızca ABD mahkemelerinin meselesidir. Bu, ABD yönetiminin meselesi değildir." diye konuştu.

Büyükelçi Satterfield, ABD'nin önceki Başkanı Donald Trump döneminde Suriye'nin kuzeyinde YPG/PKK'ya verilen desteğin, ABD'de yeni yönetim tarafından da Türkiye'nin itirazlarına rağmen devam edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, "ABD'nin politikası değişmedi. DEAŞ'ın kuzeydoğu Suriye'de oluşturduğu tehditle, tıpkı bölgenin başka yerlerinde de bu tehdidi ele almak üzere çalıştığımız gibi mücadele etmeye devam ediyoruz. Bu mücadelede, kuzeydoğu Suriye'de, SDF ile çalışmaya devam ediyoruz." yanıtını verdi.