“Yaklaşık yirmi yıldır,  Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı birbirini takip eden üç ABD başkanı Ortadoğu’daki ABD çıkarlarına ulaşmak için çok önemli olduğuna ikna etti.

Başkanlar George W. Bush, Barack Obama ve Donald Trump, Erdoğan’ı sırasıyla bölgede demokrasiyi teşvik etmek, gergin ABD-Müslüman ilişkilerini onarmak ve IŞİD ve hatta belki İran ile savaşmanın yükünü omuzlamak için bir ortak olarak gördüler.

Ancak bu dönem boyunca Erdoğan, Türkiye’yi ABD ve NATO ile çoğu kez doğrudan karşı karşıya getirdi. Örneğin 2020 boyunca Türkiye, Libya’ya silah gönderdi ve buna karşı Birleşmiş Milletler ambargosu uygulamaya çalışan bir Fransız savaş gemisini taciz etti.  Türkiye yine bir NATO üyesi olan Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de yolunu kesmek de dahil olmak üzere Yunan karasuları üzerinde ciddi iddialarda bulundu. ABD’li yetkililerin defalarca NATO kuvvetleri için tehlikeli olduğu konusunda uyardığı ve Rusya’dan satın aldığı S-400 füze sistemini operasyonel hale getirdi.

Erdoğan şimdi Türkiye’yi, ABD’nin artan Rus ve hatta Çin etkisine karşı koyma çabaları için vazgeçilmez olarak görüyor. Türkiye, Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ’da Rus destekli muhaliflerle savaşan güçlerin yanı sıra Polonya ve Ukrayna’ya yapılan son drone satışları ile etkisini artırıyor. Ankara birçok Amerikalı uzmana göre; etnik ve dilsel bağlarını kullanarak Orta Asya’daki Rus ve Çin etkisine bir alternatif olabilir.

Başkan Joe Biden’ın “Çin ve Rusya’nın zararlı faaliyetleriyle yüzleşmek” gündemi için Erdoğan’ın bu konudaki teklifi ve Türkiye’nin durumu cazip görünebilir .

Türkiye’nin işbirliği teklifinin samimi mi yoksa kendi çıkarına mı olduğunu test etmeye değer. NATO zirvesi ve Biden’ın Erdoğan ile görüşmesi Türkiye’ye ciddi ve önemli bir seçim sunmalıdır.

Öncelikle Biden, diğer NATO üyeleriyle Türkiye’ye yönelik ortak bir yaklaşımı koordine etmelidir. Doğu Akdeniz’deki hem S-400 hem de Türk saldırganlığı NATO’nun birliğini ve Avrupa güvenliğini tehdit ediyor, ancak çoğu zaman Avrupa ülkeleri daha çok ekonomik, göç veya insan hakları konularına odaklanıyor. 

Biden, S-400 meselesinin tüm ittifak için bir endişe, hatta en büyük endişe olduğunu öne sürmeli. Ve Washington, Türkiye’ye göç meseleleri konusunda baskı yapmak gibi meseleleri kendi çıkarlarının ötesinde ilerletmeye hazır olmalıdır.

Karşılığında NATO ve Biden, Türkiye’ye önem verdiği konularda işbirliği teklif etmelidir. Örneğin, Türkiye S-400 füzelerinin kontrolünden vazgeçerse, NATO ülkeleri Ukrayna’yı desteklemek, Güney Kafkasya’daki çatışmaları barışçıl bir şekilde çözmek ve Rusya’nın Libya ve Suriye’deki rolünü en aza indirmek için Ankara ile çalışmayı teklif edebilir. Benzer şekilde, Türkiye Doğu Akdeniz’deki gerilimi düşürmeye istekliyse, Washington Türkiye, İsrail ve Mısır arasında arabuluculuk yaparak gazlarını Avrupa’ya pazarlama konusunda süreci kolaylaştırabilir.

NATO’yu modernleştirmek Türkiye ile anlaşmayı gerektiriyor. Ancak NATO, ittifak içindeki otokratik bozguncularla dış tehditlere başarıyla karşı koyamaz. Erdoğan’a işbirliği veya yabancılaşma arasında net bir seçim sunulmalı…”

Kaynak: ABD National Interest’de yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.