Washington yönetimi, Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımlar konusunda dikkat çekici bir adım attı. ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların 180 günlüğüne kısmen askıya alındığı bildirildi. Bu gelişme, Suriye’ye yönelik ekonomik baskının kısmen yumuşatılması anlamına gelirken, bölgedeki diplomatik dengeleri de doğrudan etkileyebilecek potansiyele sahip.
10 Kasım'da güncellenen Suriye yaptırımları bölümüne ilişkin kamuoyuyla paylaşılan bilgi notunda, ABD Dışişleri Bakanı’nın aldığı kararla Sezar Yasası yaptırımlarının geçici olarak uygulanmayacağı ifade edildi. Bu kararla birlikte, 23 Mayıs’ta başlatılan önceki askıya alma süreci sona ererken, yeni 180 günlük dönem resmen yürürlüğe girmiş oldu.
Rusya ve İran Yaptırımlardan Muaf Değil
Açıklamada dikkat çeken bir diğer unsur ise muafiyet kapsamının sınırlılığı oldu. Buna göre, Rusya ve İran menşeli ürün, teknoloji, yazılım, finansman ve hizmetlerin Suriye’ye transferi bu geçici muafiyetten hariç tutulacak. ABD yönetimi, bu iki ülkeyle olan bağlantıların yaptırımların temel gerekçeleri arasında yer aldığını vurgulamaya devam ediyor.
Bu durum, Suriye’ye yönelik ABD politikasında bir yumuşama sinyali verilse de, Şam yönetiminin doğrudan müttefikleri olan Tahran ve Moskova’yla ilişkilerinde sınırlamaların sürdürüleceğini ortaya koyuyor.
Sezar Yasası Nedir?
Hatırlanacağı üzere Sezar Sivil Koruma Yasası, 2020 yılında ABD Kongresi tarafından kabul edilmiş ve Esad rejimine destek veren kişi, kurum ve ülkelere karşı ağır ekonomik yaptırımlar getirmişti. Yasa, adını Suriye rejiminin işkence ve insan hakları ihlallerini belgeleyen bir sızdırıcıdan almış ve özellikle inşaat, enerji ve finans sektörlerinde ciddi kısıtlamalar içermişti.
Yasaya göre, rejimle çalışan şirketler veya hükümetlerle ekonomik iş birliğine giren aktörler de yaptırım listesine alınabiliyor. Bu yönüyle yasa, yalnızca Suriye’yi değil, bölgede Esad yönetimiyle temas hâlinde olan tüm unsurları da hedef alıyor.
