“Türk hükümeti; Türkiye’yi küresel bir lojistik güç haline getirmeyi amaçlayan “Türkiye Lojistik Ana Planı” çerçevesinde yapılan detaylı analizler, artan gemi ve kargo yoğunluğu nedeniyle bölgede ‘alternatif suyolu’ olacak bir ulaşım koridoru ihtiyacını ortaya çıkardı.

M5 Derğisiinin haberine göre Asia (Cargo) News’de yayımlanan değerlendirmede, Kanal İstanbul’un ilk köprüsünün temeli 26 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.

Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu yaptığı açıklamada;

“Orta ve Kuzey-Güney koridorlarının kesiştiği noktada bulunan İstanbul’un gemi trafiğinin daha etkin yönetilmesini ve Türkiye’nin dünya ticaret koridorlarında lider konuma getirilmesini amaçlıyoruz. Projenin hayata geçmesi ile Türkiye, dünyanın en önemli lojistik merkezi olacak.” ifadelerini kullandı.

Türk yetkililer tarafından Türkiye’nin Lojistik master planı kapsamında; İstanbul Havalimanı, Filyos Limanı, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi lojistik sektörünü destekleyecek birçok proje hayata geçiriliyor. Demiryollarında ulaşım ve reform adımları atılıyor.

Kanal İstanbul’un Türk ekonomisine 28 milyar dolarlık bir katkı sağlaması öngörülüyor ve bu da Türkiye’yi küresel deniz ticaretinde önemli bir oyuncu haline getiriyor.

Türkiye bu adımlara Kanal İstanbul’u da ekleyerek ülkeyi “küresel bir lojistik güce” dönüştürmeye çalışıyor. 

Türkiye’nin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu proje ile ilgili yaptığı açıklamada; 

“Kanal İstanbul dünya ekonomisine ve ticaretine yön verecek bir proje. Türkiye’nin dünya ticaretinde etkinliğini artıracak ve Türkiye’yi dünya ekonomik koridorlarında lider konuma getirecek olan Kanal İstanbul projemiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ve egemenliğinin teminatı olarak tarihe damgasını vuracaktır. Gelişen dünyanın en önemli ticaret koridorlarından birisi olacaktır.” dedi.

204 bilim insanının mühendislik çalışmasında yer aldığı açıklanan Kanal İstanbul’un etrafında konuşlanacak teknoloji geliştirme ve yaşam merkezleri ile sürdürülebilir yeni nesil bir şehir oluşturulması hedefleniyor.