“Kurallara dayalı devletlerarası bir birlik olarak AB, daha geniş uluslararası düzenin kurallara dayalı karakterinin korunması konusunda güçlü bir çıkara sahiptir. Fakat Brüksel, bölgesel düzeyde belirleyici bir etkisi olduğunu kanıtlamadan, küresel düzeni etkileme çabalarında inandırıcılığını kaybedecektir.

AB ve Rusya ilişkilerinin durma noktasına gelmesiyle, AB’nin Türkiye ve Doğu Akdeniz bölgesi ile olan ilişkisi, Brüksel’in jeopolitik gücünü sağlamlaştırması için artık daha doğal bir alanı temsil ediyor.

ABD’nin uluslararası önceliklerini yeniden gözden geçirdiği bir dönemde, bölgesel düzenin etkin ve bağımsız bir garantörü olarak güvenilirliğini artırmak için AB, Türkiye ile olan bağlarının şu anda düşmanlık düzeyine gelmemesi için özen göstermelidir.

Aynı anda, güçlü Rum ve Kıbrıs ilişkilerini devam ettirmenin yanı sıra Avrupa, Türkiye’yi göç ve güvenlik gibi nedenlerle yanında tutma göreviyle karşı karşıya. Ancak AB şu ana kadar bu konuda izlediği politika, bölgede dürüst bir arabulucu olarak görülmemektedir.

Enerji kaynakları üzerinde artan rekabet ve daha geniş alanlarda artan çatışmalar karşısında AB kurumları ve üye devletler için geriye kalan seçenek; stratejik eylem kapasitesini artıran Türkiye’yi kazanmak, daha kapsayıcı ve teşvik eden eylemler ile Avrupa’ya demirleyen bir ülke haline getirmektir.”

Kaynak: M5
 

Editör: Haber Merkezi