Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) tarafından yayımlanan “Avrupa’nın Çevresi 2025” raporu, kıtanın doğa, iklim ve sürdürülebilirlik alanlarındaki durumunu mercek altına aldı. Raporda, iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın Avrupa’nın ekonomik refahı, güvenliği ve yaşam kalitesi için ciddi bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.
Doğa Tehdit Altında, Biyolojik Çeşitlilik Azalıyor
Raporda, sera gazı emisyonları ve hava kirliliğinde kaydedilen ilerlemelere rağmen Avrupa’nın genel çevre durumunun iyileşme göstermediği belirtildi. Karasal, tatlı su ve deniz ekosistemlerindeki biyolojik çeşitliliğin, sürdürülemez üretim ve tüketim kalıpları nedeniyle hızla azaldığına dikkat çekildi.
AÇA, bu gidişatın devam etmesi halinde 2030’a kadar belirlenen çevre hedeflerine ulaşılamayacağını öngörüyor.
Su Kaynakları Kritik Seviyede
Rapor, Avrupa’daki su kaynaklarının ciddi baskı altında olduğunu ortaya koydu. Su stresinin nüfusun ve toprakların üçte birini etkilediği kaydedilirken, su havzalarının korunması ve yer altı su kaynaklarının yenilenmesinin hayati önem taşıdığı vurgulandı.
Avrupa Dünyanın En Hızlı Isınan Kıtası
İklim değişikliği açısından Avrupa’nın gezegenin en hızlı ısınan kıtası olduğu raporda özellikle vurgulandı. Bu durumun kamu sağlığı, altyapı, ekosistemler ve ekonomiyi tehdit ettiği, daha güçlü ve hızlı önlemler alınması gerektiği belirtildi.
Dönüşümsel Değişim Çağrısı
AÇA raporu, üretim ve tüketim sistemlerinde karbonsuzlaşma, döngüsel ekonomi, kirlilik azaltımı ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi gibi alanlarda acil dönüşüm gerektiğini ifade etti.
Ulaşım ve tarım gibi kilit sektörlerde karbon emisyonlarının azaltılmasının kritik olduğu vurgulanırken, iklim hedeflerinin ertelenmesinin maliyetleri artıracağı ve eşitsizlikleri derinleştireceği uyarısı yapıldı.
“Doğayı Korumak Bir Maliyet Değil, Yatırımdır”
AB yetkilileri, doğayı korumanın ekonomik rekabet gücü ve vatandaşların refahı için bir yatırım olduğuna dikkat çekti. AÇA İcra Direktörü Leena Ylä-Mononen, mevcut politika ve araçların bu dönüşümü gerçekleştirmek için yeterli olduğunu, bugünden atılacak adımların geleceği şekillendireceğini söyledi.
