Ürdün'de 12 ülkenin katılımıyla 20 Aralık'ta düzenlenen "Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı", 28 Ağustos 2021'de Irak'ın başkenti Bağdat'ta 9 ülkeden sağlanan katılımla gerçekleşen birincisinin devamı niteliğindeydi.

Bahreyn ve Umman'ın da ikincisine katıldığı konferansa ayrıca, Avrupa Birliği (AB), Arap Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyinden temsilciler iştirak etti.

Konferansa katılan Irak, Türkiye, Ürdün, Fransa, Mısır, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Bahreyn ve İran, ilk konferansın sonuçları üzerinde çalışmaları sürdürmenin yanı sıra bir dizi konu için Irak'la işbirliğini teyit etti.

Irak'ın bölgesel çekişmelerden uzak tutulması

Güven ve istikrarının yanı sıra egemenlik, demokratik süreç ve anayasal çalışmalarını desteklemek üzere Irak'la işbirliğini teyit eden katılımcı ülkeler, bölgesel anlaşmazlıkların çözümü için diyaloğu tercih etme yönündeki çabaları da destekleme konusunda mutabık kaldı.

Katılımcı ülkelerin liderleri de Orta Doğu'nun siyasi ve güvenlik krizlerinin yanı sıra gıda güvenliği ve iklim değişikliğine bağlı zorluklarla karşı karşıya olduğu dolayısıyla bölge ülkeleri arasında işbirliğinin daha güçlü hale gelmesi için güvenlik, istikrar ve barışa ihtiyaç duyulduğu yönünde hemfikir.

Söz konusu ülkeler aynı zamanda terör ve radikalizmle mücadelenin yanı sıra Irak devletinin kurumları üzerindeki kontrolünü yeniden sağlama, 2014-2018 yıllarında terör örgütü DEAŞ'la savaş sebebiyle meydana gelen yıkımın yeniden imarı için Irak hükümetine desteklerini teyit etti.

Konferansta aynı zamanda Irak'ın bölgesel ve uluslararası çekişmelerden uzak tutulması vurgulanırken, ülke topraklarının komşularına karşı saldırıların kaynağı olmamasına dikkat çekildi.

Irak'ın Suudi Arabistan-İran ilişkilerinde üstlenebileceği arabuluculuk rolü

Irak, İran ile Suudi Arabistan arasındaki coğrafi konumu, İran Devrim Muhafızları'nın hem Suriye hem Lübnan'daki faaliyetlerine koridor görevi görmesi ve Bağdat'ta yönetimde etkili olan İran yanlısı Şii silahlı grupların Suudi Arabistan'ın güvenliğine karşı tehdit olmaları gibi faktörleri yatırım aracına dönüştürmek istiyor.

Söz konusu faktörler ile diğer bazı etkenler, Irak'ı Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerilimde etkin hale getirebiliyor.

Dolayısıyla Irak, her iki ülkeden gelen mesajlardan da anlaşılacağı üzere Suudi Arabistan ile İran bakış açılarını yakınlaştırma rolünü üstlenme veya iki ülke arasındaki gerilimin azalmasını sağlayabilir.

Arap ülkeleri özellikle Suudi Arabistan, sık sık İran rejimini Orta Doğu'da Şii nüfuzunu yayma, Irak, Yemen, Suriye ve Lübnan gibi bölge ülkelerinin iç işlerine karışmakla suçluyor; Tahran ise bu iddiaları reddediyor.

Bu bağlamda Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı'ndan önce Suudi Arabistan ile İran arasında Irak arabuluculuğundaki müzakerelerin yeniden başlama ihtimali gündeme geldi.

Konferansa katılan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Umman, Katar, Irak, Kuveyt ve Suudi Arabistanlı mevkidaşlarıyla samimi görüşmeler yaptığını açıkladı.

Abdullahiyan, Suudi Arabistanlı mevkidaşı Faysal bin Ferhan'ın, "İran'la diyaloğu sürdürmeye hazır olduklarını ifade ettiğini" kaydetti.

Arap medyasına göre Riyad yönetimi, iki ülke arasındaki arabuluculuğa öncülük eden eski Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin görevinin sona ermesinin ardından İran-Suudi Arabistan görüşmelerini tek taraflı olarak durdurdu.

Öte yandan Irak'ın bölgesel toplantılara katılımı, Bağdat yönetiminin hizmet sektörü ve yeniden yapılanma alanlarındaki yabancı yatırım ihtiyacını karşılama konusunda komşu ve diğer ülkelere güven veriyor.

Irak, İran'ın ülkesinde etkili olduğu izlenimini yıkmaya çalışıyor

Bağdat yönetimi, İran'a bağlı siyasi hareketler ve silahlı güçlerin dayattığı İran politikaları çemberinden çıkamayacağına dair hakim görüşü yıkmaya çalışıyor.

İran, Iraklı silahlı Şii grupların ve Tahran yönetimine yakın siyasi partilerin Irak Meclisinde bulunması yoluyla bu ülkenin güvenlik, ekonomik ve siyasi kararlarının önemli bir bölümünü kontrolü altında tutuyor.

Irak Başbakanı Şiya es-Sudani de İran'ın müttefiki güçlerin baskısı karşısında çeşitli zorluklarla karşı karşıya bulunuyor.

İran, kendisini Irak'ta ve bölgede bir tehdit unsuru olarak gören komşuları başta olmak üzere bölge ülkelerinin "Irak'a açılım yapmasını engelleme çabaları" içinde.

Bölge ülkeleri İran'ın Irak üzerindeki nüfuzundan endişeli

İran ile ilişkilerinde sorunları bulunan birçok bölge ülkesi, Kazımi'nin başbakanlık görevinden ayrılmasının, Irak'ın bölge ülkelerine açılımını olumsuz etkilemesinden endişe ediyor.

Bu ülkeler aynı zamanda İran'ın, Sudani liderliğindeki hükümette etkisini daha da artıracağı ihtimali üzerinde duruyor.

Irak, Mısır ve Ürdün'le yapılan anlaşmaların devamını temin ediyor

Sudani yönetimi ise Kazımi hükümeti zamanında imzalanan Ürdün ve Mısır gibi diğer ülkelerin üçlü ortaklık anlaşmalarının akıbeti konusundaki endişeleri gidermeye çalışıyor.

Bu kapsamda Sudani, konferanstaki konuşmasında, Ürdün ve Mısır ile gerçekleştirdiği üçlü zirvelerin yanı sıra Ürdün, Mısır, Fransa ve Kuveyt ile düzenlediği beşli zirvelerde endişeleri gidererek, bölge ülkeleri arasındaki görüşleri yakınlaştırmak amacıyla arabulucu rol üstleneceğine vurgu yaptı.

Sudani ayrıca Irak'ın bölgesel ve uluslararası ortaklarla dengeli ilişkiler kurmaya, bölgeyi gergin siyasi atmosferden uzaklaştırmaya bağlılığını teyit ederken, iç işlerine ve egemenliğine herhangi bir dış müdahaleyi reddettiğini de yineledi.

Uzmanlar, 28 Ağustos 2021'deki ilk Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı'nın ardından Irak'ın yaşadığı siyasi krizin, konferansta ulaşılan sonuçların uygulanmasını engellediği görüşünde.

İkinci Bağdat Ortaklık ve İşbirliği Konferansı'nın sonuçlarına bakıldığında, bu sonuçların birinci konferansınkilerle benzer nitelikte olduğu görülüyor.

Sonuçların aynı olması da ilgili ülkelerin daha fazla zamana ihtiyacı olduğu yönündeki uzman görüşlerini de pekiştiriyor.

2021'de Irak'ın ev sahipliğindeki konferansa Fransa, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Mısır, Ürdün, Türkiye ve İran katılmıştı.