Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi görüşmesi sonrası uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalarında Putin ile yaptığı zirvede Suriye'ye operasyon için Putin'in kendisine "Mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur" önerisi getirdiğini söylemişti. Kulislere Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esad'ın görüşebileceği bilgisi yansıdı.

Suriye politikasında Türkiye gazetesi yeni ayrıntıları duyurdu. Kritik Tahran ve Soçi görüşmelerinde 'önemli' kararlar alınarak sınır ötesi operasyona yeşil ışık yakıldı. Türkiye, PKK'ya karşı 'müşterek harekat' teklifinde bulundu. Türkiye gazetesinin haberine göre, Ankara’nın “Henüz erken” dediği Erdoğan-Esad görüşmesinin bir telefon düzeyinde de gerçekleşebileceği kaydedildi.

Türkiye ve Suriye arasındaki görüşme trafiğinde bölgeyi iyi tanıyan uzmanlardan bir komisyon kurma safhasına geçildi. Bir Körfez ülkesi ile Afrika’daki bir İslam ülkesi ara buluculuk yapıyor.

Tahran ve Soçi görüşmelerinde Suriye sahasına yansıyacak önemli kararlar alındı. Türkiye; Rusya, İran ve Esad rejimi ile birlikte ülkenin doğusundaki PKK korsan devlet yapılanmasına karşı müşterek harekât teklifinde bulundu. Bir Körfez ülkesi ile Afrika’da yer alan bir başka İslam ülkesinin de Erdoğan-Esad görüşmesi için iki tarafla diplomasi trafiği yürüttüğü belirtiliyor. Ankara’nın “Henüz erken” dediği Erdoğan-Esad görüşmesinin bir telefon düzeyinde de gerçekleşebileceği kaydediliyor.

Türk ve Suriye tarafında bir başka gelişme ise sivil görüşme trafiği ile ilgili her iki ülke yönetiminin de bölgeyi iyi tanıyan uzmanlardan bir komisyon kurma safhasına geçmesi oldu. Suriyeli aydın-siyasetçi isimlerden ve eski Türkmen Meclisi Başkanı Samir Hafız, Ankara-Şam gerginliğinin sadece Suriye ve Türkiye’ye değil tüm İslam dünyasına kaybettirdiğini ifade ederek “12 yıl önce açılan Ankara-Şam parantezi acil olarak kapatılmalı” dedi.

Suriye’de üretim, ekmek, su, akaryakıt ve iş imkânının sıfır düzeyine indiğini vurgulayan Hafız “Var olan durum hem Suriyelileri hem de Türk halkını fazlası ile yordu. Bu karmaşanın kazananları İran, İsrail ve PKK oldu. Suriye’de güvenli alanlar yeniden oluşturularak insanlarımızın ülkelerinde onurlu hayatları yeniden sağlanmalı” diye konuştu.

ESAD'IN AKIL HOCASI TÜRKİYE'YE GELDİ

Suriye’de 2011 yılında başlayan isyan dalgası 2015 yılında çok uluslu savaşa dönüştü ve ülkede demografik yapı büyük oranda değişti. Şam rejimi ülkenin yüzde 40’lık kısmında kontrolü tamamen kaybederken 1,5 milyonu aşkın kişi öldü, 13,5 milyon Suriyeli göçe mecbur edildi. PKK terör örgütü ülkenin kuzey ve doğu aksında 30 bin kilometrekarelik alanda korsan devlet ilan ederken Deyrizor-Humus arasında yüzlerce kilometrekarelik bölge de DEAŞ’a terk edildi. Uzmanlar, savaş sebebiyle Şam yönetiminin 2 trilyon doları aşan miktarda zarara uğradığını belirtiyor.

Siyaset ve diplomasi alanında birçok gelişme yaşanırken Suriye’nin Nusayri Derin Devleti olarak bilinen Meclisi Millî Üyesi Ali Ahmet Said (Adonis) İsbir Türkiye’ye geldi. Haydari ve Klezi olarak ikiye ayrılan Suriyeli Nusayrilerin Klezi kolundan olan Adonis İsbir, baba ve oğul Esad’ın akıl hocası olarak biliniyor. Suriye’nin derin yapılanması Meclis-i Millî ise iktidar partisi Baas’ın üzerinde bir konuma sahip. Eski Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Semir Hafız, Hafız Esad ve oğlu Beşşar Esad’ın hiçbir biçimde bu Meclis’e rağmen karar alamayacağı bilgisini paylaştı.

2.5 MİLYON SİVİLİN DÖNÜŞÜ SAĞLANACAK

Türkiye’nin İran ve özellikle Rusya ile yapılan görüşmelerde mültecilerin geri dönüşü en önemli konu başlıkları arasında yer aldı. Esad rejiminin bugüne kadar ilan ettiği af yasalarının kapsamının geliştirilmesini uluslararası denetim ve gözetim altında yapılmasını isteyen Türkiye, siyasi-muhalif mahkûmların salıverilmesi, on binlerce kişilik suçlu listelerinin iptali, ülkeyi terk eden Suriyelilerin ev, arazi, iş yeri tapularının güncellenerek iadesi, memuriyet dâhil daha önce sahip oldukları hakların iadesi gibi konularda adım atılmasını istiyor. Humus, Halep, Şam, Deyrizor, Lâzkiye ve Hama’da pilot bölgelerin tayin edilmesini talep eden Ankara Cerablus, Tel Abyat, Cerbalus ve İdlib’de inşa edilen konutlarla birlikte 2023 yılı ortalarına dek 2,5 milyon sivilin geri dönüş zeminin oluşturmaya çalışıyor. Bu noktada tek çekince rejim tarafında yaşanacak güvenlik zaafı olarak gözükürken bu durum Rus-Türk askerî, siyasi ve ekonomik iş birliği ile güvence altına alınmaya çalışıyor. Proje AB ve Körfez bloku tarafından da güçlü bir biçimde destekleniyor. Türkiye’nin öncülüğünde yürütülen projenin başarılı olması durumunda AB ülkeleri, Körfez, Lübnan ve Mısır’dan en az 400 bin Suriyelinin ülkesine dönmesi öngörülüyor.

PUTİN REJİMLE BİRLİKTE ÇÖZÜN DEMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi dönüşü uçakta yanında götürdüğü gazetecilerin sorularını yanıtlamıştı. Erdoğan, Suriye konusunda Putin'in yaklaşımı için şunları söylemişti: "Sayın Putin konuyla ilgili Türkiye’ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını özellikle de ifade ediyor. Burada şunu bize ima ediyor; ‘Mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur’ gibi bir yaklaşımı var. Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor ama bütün mesele netice almak. Eğer istihbaratımız, Suriye istihbaratıyla bu çalışmayı yürütürken, buna rağmen hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda bize destek vermeniz gerekiyor diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var."

Editör: Haber Merkezi