Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Ukraynalıların Rusya-Ukrayna savaşı ile tarihsel köklerine bakışını AA Analiz için kaleme aldı.

Bir Türk vatandaşı bana "Rusya'nın geldiği her yer yanar" dedi. Şu anda da Rusya'nın geldiğini ve Ukrayna'nın yandığını görüyoruz. İlk olarak Kırım'ı ilhak ve Donbas'ı işgal eden Rusya, şimdi de tam kapsamlı bir saldırı başlattı.

Ancak bu yazıda savaştan ziyade bu savaşın sebeplerine değinmek istiyorum. Bugünlerde çok sayıda Türk vatandaşının Ukrayna tarihi ve kültürüyle daha çok ilgilenmeye başladığını, olup bitenleri anlamaya çalıştığını görüyoruz.

Ukraynalıların ve Rusların iki kardeş halk olduğunu duyduğum zaman makul bir soru sorasım geliyor: Yüzyıllardır boğazınıza bıçak dayayan ve kimi zaman o bıçağı kullanan birine nasıl kardeş denilebilir?

Ukrayna’nın gerçek tarihi

Ukrayna devletinin oluşumu kadim tarihe dayanmaktadır. 9-12'nci yüzyıllarda modern Ukrayna topraklarında güçlü bir devlet vardı. Adı da Kyivska Rus idi. (“Kyiv Knezliği” olarak da biliniyor ama orijinal ismini unutmayın. Buna daha sonra döneceğiz). Kyiv'in (Kiev) Fransa, Polonya, Macaristan, İskandinav ve Alman devletleri gibi Avrupa ülkelerinin başkentleri ile aile bağlantıları vardı. 988 yılında Kyiv Bizans İmparatorluğu’ndan gelen Hristiyanlığı kabul etti ve ancak ondan sonra 1147 yılında Kyiv Knezleri Moskova'yı kurdu, o topraklara Hristiyanlığı ve medeniyeti getirdi. Kyivska Rus sonrasında Altın Ordu Devleti’nin saldırıları nedeniyle zayıfladı. Onun yerini 1349 yılına kadar hüküm süren Galiçya-Volhinya Krallığı aldı.

Bundan sonra Ukrayna toprakları, önce Litvanya Büyük Düklüğü, sonra Polonya-Litvanya Birliği'nin bir parçası olarak var olmaya devam etti. Ardından 1648-1764 arasında var olan Kazak özerkliği oluştu. Ukrayna toplumu Pan-Avrupa değerleri temelinde gelişmeye devam ediyordu ve o zamanlarda bile cumhuriyet düzeni özelliği taşımakla birlikte dünyaya ilk modern anayasayı kazandırdı. Söz konusu anayasa 1710'da Hetman Pylyp Orlyk tarafından o zamanki Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yazılmıştı.

Moskova Knezliği (bu ismi de unutmayın, buna da döneceğiz) güçlenmeye başladı. Aynı zamanda Moskova Knezliği'nin uzun bir süre Altın Ordu Devleti'nin etkisi altında kalması, iç siyaseti oluşumunu ve diğer devletlere davranış şeklini etkiledi. Moskova Knezliği, komşu topraklarını ele geçirerek yayılmacı bir politika uygulamaya başladı.

Moskova'nın, Ukrayna toprakları üzerinde kontrolü sağlamasıyla güç dengesinde kırılma yaşandı. Çünkü Ukrayna kaynakları ile güçlenen Moskova, Kuzey Karadeniz bölgesi, Azak Denizi kıyıları, Kafkasya ve Balkan bölgesinin bir kısmından Osmanlı İmparatorluğunu uzaklaştırarak bölgedeki hakim güç rolünü ikame etmeye başladı. Aynı zamanda Rus devletinin 300 yıldır vazgeçmediği bir başka kilit hedef ise Türk boğazlarını ele geçirerek Akdeniz'e erişimini sağlamaktı.

Rusya için Kyiv neden önemli?

Şimdi ise Kyivska Rus ismine dönelim. 18'inci yüzyılının başlarında Birinci Petro, Moskova Devleti'nin ismini değiştirerek Rus İmparatorluğu'nu ilan etti. Her imparatorluğun değerler, kültür ve tarihe dayanan ideolojik temele ihtiyacı vardır. Moskviya'nın elinde bunlar olmadığı için Ukraynalılardan yani Kyivska Rus'tan "ödünç almaya" karar verdi. O yüzden Kyiv tarihi anlamda Rusya Federasyonu için bu kadar önemli. İmparatorluğun bir nevi güç sembolü anlamına geliyor.

1708'de Ukraynalı Hetman İvan Mazepa, İsveç Kralı 12'nci Karl'ın destekleriyle Moskviya'nın "kucağından" kurtulmaya çalıştı ve Poltava (Ukrayna'da bir şehir) yakınlarında Birinci Petro'ya karşı muharebeye girdi. Fakat yenilgiye uğrayarak sığınak buldukları Osmanlı İmparatorluğu'na kaçtı. Rus İmparatorluğu'ndan gelen tehdidi anlayan Osmanlı İmparatorluğu Sultanı, Prut Nehri'nde Birinci Petro'nun ordusunu yenen ve 1711'de az kalsın Çar Petro'yu rehin alan orduyu gönderdi. Galibiyete rağmen Osmanlı ordusu komutanı Baltacı Mehmet Paşa müzakere masasında bu galibiyeti kesinleştiremedi. Bu da Moskova'ya güçlerini yeniden toplamasını ve yenilgiden daha az kayıpla çıkmasını sağladı. 1775'te Kazak özerkliğinin kalıntıları yok edildi. 1783'te Kırım ele geçirildi. 1795'te Polonya'nın paylaşılması tamamlandı. Ukrayna'nın bağımsızlık meselesi daha sonraya ertelendi.

SSCB dönemi Ukrayna

Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Ukrayna'nın bağımsızlığı güncel bir konu olarak gündeme geldi. 1918'de Brest'te Osmanlı İmparatorluğu'nun özel destekleriyle Ukrayna devleti bağımsızlığını kazandı. O zaman Talat Paşa "Ukrayna konusunu" sadece Ukrayna'nın huzurunda görüşeceğini beyan etti. O zaman Ukrayna Halk Cumhuriyeti ile Osmanlı İmparatorluğu arasında diplomatik ilişkilerin tesis edilmesine ilişkin anlaşma imzalandı ve Kyiv ve İstanbul'da diplomatik misyonlar açıldı. Maalesef o zaman da Ukrayna devleti varlığını çok sürdüremedi ve bu sefer Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) markasını altında Rusya tarafından yine ele geçirildi. Ukrayna kaynakları yine Moskova tarafından kullanılıyordu. Rusya'nın Ukrayna üzerindeki hüküm sürecinde Ukraynalıların isyanları ve ayaklanmaları, kurtuluş ve muhalif hareketleri devam ediyordu. Neden mi böyle oluyordu? Rus İmparatorluğu, Ukraynalıları devletinden mahrum bıraktı, topraklarını elinden aldı, serfliği yasallaştırdı, Ukrayna dili ve kültürünü yasakladı.

Akabinde SSCB zorunlu Ruslaştırma ve kolektivizm politikasını uyguladı. Bu politika Ukrayna halkına yönelik yapılan soykırım olarak kabul edilen ve milyonlarca Ukraynalının aç bırakılarak öldürüldüğü Holodomor'a yol açtı. Bununla birlikte sadece Ukraynalıları değil, Kremlin yönetimi tarafından esir alınan tüm halkları baskılar, Sibirya'ya sürgünler, gerçeğin yasaklanması ve tüm haklarına el konulması gibi bir kader bekliyordu.

Burada Stalin rejimi tarafından yapılan Kırım Tatar sürgününü de unutmamak gerekiyor. Rusya tarihimizi sahiplenerek onu yeniden yazdı, arşivlerimizi yok etti, kandırma yoluyla Moskova Kilisesinin üstünlüğünü kabul ettirdi. Ancak 2018'de Ukrayna tarihi adaleti sağlayarak Ukrayna Ortodoks Kilisesinin bağımsızlığını yeniden tesis etti.

Ukrayna olmadan Rus İmparatorluğu olmazdı

Ukrayna'nın yeni tarihi 1991'de SSCB dağıldıktan sonra başladı. Türkiye Cumhuriyeti, Ukrayna'nın bağımsızlığını tanıyan ilk devletlerden oldu. 30 yıldan fazla zaman geçti ama Rusya Federasyonu, Ukrayna'yı tekrar ele geçirmek için fırsatı kaçırmadı. Tarih tekerrür ediyor.

Buradaki sonuç çok basit. Ukrayna bağımsızlığını birkaç defa kazandı ve her defasında Rus saldırganlığı yüzünden kaybetti. 300 yılı aşkın bir süre Ukrayna, Rusya'nın işgalinde yaşadı. Rusya, Ukrayna'nın ciddi kaynak ve insan gücü sayesinde İmparatorluk oldu. Rusya'nın tarihi, Kyiv’in tarihi değil Moskova'nın tarihidir. Tarihimizi çalarak her şeyi yeniden yazdılar. Bir tek Kyivska Rus ismini değiştirmeyi unuttular. Cevap da çok basit Ukrayna olmadan Rus İmparatorluğu olamazdı. Rusya-Ukrayna savaşı ise genel olarak devletimizin var olma meselesidir. Ukrayna, Rusya'ya karşı sürdürdüğü milli kurtuluş hareketlerini yürütürken tarihi boyunca şu an Türkiye ve diğer ülkelerle aktif şekilde etkileşim içinde olduğu gibi her zaman ortaklar aradı.

Gördüğünüz gibi iki devletin ve iki halkın tarihi gelişimi birbirinden epeyce farklı. Dil, zihniyet ve devlet politikasına yaklaşım açısından farklıyız.

- Ukraynalılar ve Ruslar birbirlerinden tamamen farklıdır

Ukraynalılar özgür ve bireyci insanlar olmanın yanı sıra özgürlüklerini ve bağımsızlığını da sonuna kadar savunmaya hazırlar. Avrupa'nın bir parçası olduğumuzu hissediyoruz, demokratik değerleri paylaşıyoruz ve iş birliğine, müzakerelere ve ihtilafları barışçıl şekilde çözmeye açığız. Rusya'nın ise kolektivizme ve Birinci Petro (Deli Petro), Lenin, Stalin ve nihayetinde (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin gibi otokrasi rejimlerine yakın olduğunu görüyoruz. Rus politikasının temelinde yayılmacı politika ve diğerlerinden üstün olduklarına dair inanç var. Ayrıca tehdit, ültimatom ve yalan dilini kullanıyorlar.

Kısacası "Neden savaş?" sorusunun cevabını Rus tarihçi Yevgeniy Tarle'nin Kırım Savaşı adlı kitabında bulabilirsiniz. "Birinci Nikolay'ın bakışına göre Rus İmparatorluğu fetih yolu ile inşa ediliyordu ve fethettiği eski yerleri savunabildiği ve yenilerini fethedebildiği sürece bir arada olacaktır. Rus Çarının sınırsız iktidarına çeşitli türden oluşan tebaa kümesini boyun eğdiren fiziki güç yegâne olacaktır."

Rusya'nın var oluşunun özü devamlı çatışma veya savaşa dayanıyor. Çünkü sadece diğer devletler üzerindeki üstünlük Ruslarda gurur hissini uyandırır. Aynı zaman büyük alanlar ve sayısızca doğal zenginliklere rağmen Ruslar gayet fakir yaşıyorlar ve uslu durmalarını sağlamak kolay. Bunun aksine Putin ve iktidardakilerse milyonerler.

Ukraynalılar ve Ruslar aynı değerleri paylaşmıyor

Bu nedenle Ukraynalıların ve Rusların iki kardeş halk olduğunu duyduğum zaman makul bir soru sorasım geliyor: Yüzyıllardır boğazınıza bıçak dayayan ve kimi zaman o bıçağı kullanan birine nasıl kardeş denilebilir? Veya Ukraynalıların bir kısmının Rusça konuştuğu söylendiği zaman aklıma bildiğiniz filozofun "Aynı dili konuşanlar değil, aynı değerleri paylaşanlar anlaşabilirler" sözleri geliyor.

Biz Ruslardan tamamen farklıyız çünkü paylaştığımız değerler çok farklı. Aynı Slav dil grubu olmasına rağmen biz Ukraynalılar, Ukraynaca konuştuğumuz zaman Ruslar bizi anlamıyor. Biz ise diğer Slav dillerini anlıyoruz ve rahatça Rusça konuşabiliyoruz. Ruslara, Lehçe, Çekçe veya Bulgarca anlayıp anlamadıklarını sorarsanız verecekleri cevap aşikardır.

Bugün yapılan anketlere göre Rusların yüzde 70'i Ukrayna'ya karşı savaşı destekliyor. Yani çocuklar, kadınlar ve yaşlı insanlar dahil sivil halkın öldürülmesini destekliyorlar. Biz tüm komşularla barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Onlar ise yeni emperyalist devlet "Sovyetler Birliği 2.0."ı inşa etmek istiyorlar. Bu saçmalığın gerçekleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Rus ordusunun yenilmez olduğuna dair miti şimdiden yok ettik, Putin'in bu şüphe uyandırıcı hırslarını da durduracağız.

***