Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel-2 uyduları, ABD Donanması’na ait USS Nimitz uçak gemisinin Hürmüz Boğazı’na yaklaşarak Basra Körfezi’ne doğru ilerlediğini görüntüledi. 11 Ağustos’ta Bahreyn’e ulaşan gemi, 2020’den bu yana ülkeye demir atan ilk uçak gemisi oldu. Bu hareket, bölgedeki gerilimi tırmandırırken, ABD’nin Orta Doğu’daki askeri varlığını artırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. İşte bu kritik gelişmenin detayları.
USS Nimitz’in Stratejik Hamlesi
USS Nimitz liderliğindeki 11. Uçak Gemisi Taarruz Grubu, güdümlü füze destroyerleri USS Gridley ve USS Lenah Sutcliffe Higbee ile birlikte Hürmüz Boğazı’ndan geçiş yaptı. Uydu görüntüleri, geminin 11 Ağustos’ta Bahreyn’deki Halife bin Salman limanına ulaştığını doğruladı. Bu ziyaret, 2020’den bu yana bölgede bir ABD uçak gemisinin ilk liman ziyareti olarak kayıtlara geçti. Eski ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Joseph Votel, son bir yılda ABD’nin bölgedeki askeri varlığında önemli bir artış olduğunu vurguladı. Nimitz’in daha önce Temmuz’da Umman Körfezi’nde görev yaptığı ve Haziran’da İsrail-İran çatışması sırasında Orta Doğu’ya yönlendirildiği biliniyor.
Bölgedeki Gerilimin Arka Planı
Hürmüz Boğazı’ndaki bu hareket, ABD ile İran arasındaki gergin ilişkilerin gölgesinde gerçekleşiyor. İran’ın nükleer programı ve bölgedeki vekil gruplar aracılığıyla yürüttüğü faaliyetler, ABD’nin askeri yığınak yapmasını tetikliyor. Haziran’da ABD’nin İran’ın İsfahan nükleer tesisine düzenlediği “Gece Yarısı Çekici Harekatı”, iki düzineden fazla Tomahawk füzesiyle desteklenmişti. İran, bu operasyona misilleme olarak ticari gemilere yönelik baskınlarını artırırken, Yemen’deki Husiler gibi gruplar Kızıldeniz’de saldırılar düzenlemeye devam ediyor. ABD Donanması, seyrüsefer özgürlüğünü ve bölgesel güvenliği sağlama taahhüdünü sürdürüyor.
Askeri Varlık ve Gelecek Senaryoları
ABD’nin Orta Doğu’daki askeri varlığı, 2024 sonuna doğru 35.000’den 50.000’e yükseldi. CENTCOM’un sorumluluk alanı, Hürmüz Boğazı, Süveyş Kanalı ve Bab el-Mendeb Boğazı gibi stratejik noktaları kapsayan 21 ülkeyi içeriyor. Votel, İran’ın nükleer programına yönelik tehditlerin hâlâ devam ettiğini ve ABD’nin teknolojik yeniliklerle bu risklere karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. USS Nimitz’in bölgedeki varlığı, hem İran’a hem de onun desteklediği gruplara karşı bir güç gösterisi olarak yorumlanıyor. Önümüzdeki dönemde, olası bir ateşkes veya rehine takası anlaşması, bölgedeki tansiyonu etkileyebilir.
ABD’nin Hürmüz Boğazı’ndaki bu stratejik hamlesi, Orta Doğu’daki hassas dengeleri bir kez daha gündeme taşıdı. USS Nimitz’in varlığı, hem caydırıcılık hem de diplomatik mesaj olarak değerlendirilirken, bölgedeki gelişmeler dünya tarafından yakından izleniyor.
