İran ve İsrail arasında süren savaşın beşinci gününde, Tahran başta olmak üzere birçok kentte yaşayan İranlılar evlerini terk etmeye başladı. Gitmeden önce sosyal medyada “Evin Son Fotoğrafı” etiketiyle paylaştıkları kareler, savaşın yol açtığı belirsizlik ve hüznü gözler önüne seriyor. Boş koltuklar, dizilmiş valizler, sulanmış çiçekler ve kapatılmış perdeler gibi detaylar, insanların geride bıraktıkları yaşama ne denli bağlı olduklarını ortaya koyuyor. Sosyal medya kullanıcıları, bu paylaşımlarla evleriyle vedalaşırken yaşadıkları duygusal yükü de gözler önüne seriyor. Kimileri sevdiklerinden kalan eşyaları topladıklarını, çiçeklerini suladıklarını ve gitmeye hazırlandıklarını yazarken, kimileri uğruna uykusuz kaldıkları işlerine, eşyalarına, hatıralarına veda ettiklerini ifade ediyor. Bir kullanıcı, “Eğer bir daha dönüp dönemeyeceğini bilmeden evden ayrılıyorsan bu, dayanılmaz derecede zor” sözleriyle duygularını dile getirdi.
Bazı İranlılar ise evlerinde kalmak zorunda kaldı. Yaşlı yakınları, küçük çocukları olanlar ya da maddi imkansızlıklar yüzünden kaçamayanlar, çaresizlik içinde bekleyişlerini sürdürüyor. Bir kadın, “Her şeyim burada kurulu, nereye gidebilirim ki?” derken, bir diğeri ise aracının olmasına rağmen Tahran’dan ayrılmanın yakıt ve mesafe sorunları nedeniyle büyük bir korkuya dönüştüğünü belirtti. Savaşın psikolojik yükü, sadece kaçanlarda değil, kalanlarda da derin izler bırakıyor. Bir anne, “Artık o kadar yorgunum ki, döndüğümde her şeyin yıkıldığını görmek istemiyorum. Eğer her şey mahvolacaksa, çocuklarımla birlikte evimizle gitmeyi tercih ederim” diyerek yaşadığı umutsuzluğu dile getirdi. Sosyal medyada yayılan bu son fotoğraflar, sadece birer veda anı değil, aynı zamanda barışın ne kadar değerli olduğunu ve savaşın siviller üzerinde bıraktığı etkileri de sessizce anlatıyor.
