7 Ekim 2023’te Hamas’ın öncülük ettiği ve İsrail tarihinin en kanlı saldırılarından biri olarak kayıtlara geçen olayda, yaklaşık 1.200 kişi hayatını kaybetti, 250 kişi rehin alındı. Aradan geçen iki yıla rağmen, İsrail’in bu saldırıya karıştığından şüphelenilen yüzlerce Filistinliyi yargılamamış olması, hem ülke içinde hem de uluslararası alanda tartışma yaratıyor. Gözaltındaki şüphelilerin durumu, hukuki süreçlerin yavaşlığı ve insan hakları ihlali iddiaları, adalet arayışını gölgede bırakıyor. İşte bu çarpıcı meselenin detayları.
Şüpheliler Gözaltında, Yargılama Yok
İsrail, 7 Ekim 2023 saldırısına katıldığından şüphelenilen en az 200 Filistinliyi gözaltında tutuyor. Kamu kayıtlarına göre, saldırı sırasında veya sonrasında Gazze Şeridi’nde ve İsrail topraklarında toplamda yaklaşık 2.700 kişi tutuklandı. Ancak, bu şüphelilerden hiçbiri hakkında resmi bir suçlama veya yargılama süreci başlatılmadı. Eski savcı Moran Gez ve muhalif milletvekili Yulia Malinovsky, gecikmelerin kaotik delil toplama süreçlerinden kaynaklandığını belirtiyor. Saldırının hemen ardından yaşanan şok ve yoğunluk, adli makamların delilleri sistematik bir şekilde toplayamamasına yol açtı. Cesetlerin aceleyle gömülmesi ve tanık ifadelerinin zamanında alınamaması, soruşturmaları zora soktu.
İnsan Hakları Endişeleri Gündemde
New York Times'ın aktardığına göre, Filistinli tutukluların gözaltı koşulları, insan hakları örgütleri tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Avukat Nadine Abu Arafeh, şüphelilerin sınırlı hukuki danışmanlık erişimiyle, zor koşullarda tutulduğunu ve kamuoyundan adeta “silindiğini” ifade ediyor. Gözaltındaki 48 Filistinlinin hayatını kaybettiği rapor edilirken, eski tutuklular fiziksel kötü muamele iddialarında bulundu. İsrail ordusu ve iç istihbarat teşkilatı Şin Bet, bu iddiaları reddetse de, Şubat ayında beş askerin bir tutukluya kötü muamele suçlamasıyla soruşturulması, tartışmaları alevlendirdi. Uluslararası hukuk uzmanı Monica Hakimi, uzun süreli yargısız gözaltıların “müebbet hapse dönüşme riski” taşıdığını vurguluyor.
Özel Mahkeme Girişimi ve Gelecek
İsrail parlamentosu Knesset, Mayıs ayında 7 Ekim saldırısıyla ilgili şüphelileri yargılamak için özel bir mahkeme kurulması yönünde ilk oylamayı kabul etti. Milletvekilleri Simcha Rothman ve Yulia Malinovsky’nin ortaklaşa hazırladığı yasa tasarısı, şüphelilerin soykırım suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırılabileceğini öneriyor. Ancak tasarının yasalaşması için daha fazla oylama gerekiyor ve ilk davaların görülmesi aylar alabilir. Uzmanlar, bu tür mahkemelerin yasal standartları aşındırabileceği uyarısında bulunuyor. Öte yandan, Hamas ile olası bir rehine takası anlaşması, gözaltındaki bazı şüphelilerin serbest bırakılmasını gündeme getirebilir.
Bu süreç, İsrail’in hem iç politikada hem de uluslararası alanda karşılaştığı karmaşık bir sınavı yansıtıyor. Saldırının faillerine adalet arayışı, hukuki ve siyasi engellerle mücadele ederken, gözaltındaki Filistinlilerin hakları konusundaki tartışmalar büyümeye devam ediyor.
