İspanya tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olan diktatör Franco dönemi, ülkede her alanda tabu olmayı sürdürüyor.
İç Savaş döneminin kayıplarına ait ilk kalıntılar, 21 Ekim 2000'de İspanya'nın orta bölgelerindeki Leon kentinin Priaranza del Bierzo kasabasındaki bir toplu mezar kazısında ortaya çıkarıldı.
Bu toplu mezarın ortaya çıkarılması, "diktatörlük döneminin kayıplarının aranması çalışmalarında bilimsel metotlarla açılan ilk toplu mezar" olarak biliniyor.
"KAMBOÇYA'DAN SONRA EN ÇOK TOPLU MEZARIN OLDUĞU ÜLKE"
Söz konusu toplu mezardan, kurşuna dizilen dedesinin de kalıntıları çıkan Emilio Silva, ARMH ile 25 yıldır verdikleri mücadeleyi, AA muhabirine anlattı.
Silva, "Kamboçya'dan sonra en çok toplu mezarı olan ülke, İspanya'dır." diyerek, geçen 25 yılda farklı kurumların ve devletin ülke genelinde yaptığı tüm çalışmalarda, İç Savaş dönemine ait 20 bin civarında insan kalıntısının çıkarıldığını belirtti.
İç Savaş döneminin kayıplarla ilgili tek rakamın, eski Ulusal Mahkeme Savcısı Baltasar Garzon'un 2008'de açıkladığı liste olduğunu belirten Silva, şunları söyledi:
"100 binden fazla sivil kayıp olduğunu biliyoruz ama tam kayıp sayısını asla bilemeyeceğiz. Çünkü dedemde olduğu gibi, öldürülen tüm siviller hukuki bir süreçten geçirilmeden faşist nişancılar tarafından kuruşuna dizildi. Onlara ait resmi hiçbir iz, belge yok. Diktatör Franco 1975'te öldükten sonra İspanya hükümeti, diktatörlüğün siyasi tutsaklarının sabıka kayıtlarının silinmesi bahanesiyle 3 yıl boyunca dağlar büyüklüğünde resmi belgeleri yaktı. Bu da gizlenmek istenenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor."
"ŞİMDİYE KADAR SADECE 70'İNİN KİMLİK TESPİTİ YAPILABİLDİ"
İç Savaş döneminin tüm suçlularının hukuki açıdan aklandığını ve bu sebeple de hukuki yolların kapatıldığını hatırlatan Silva, sözlerine şöyle devam etti:
"İspanya'da diktatörlükten demokrasiye geçiş dönemi' diye bir şey yok çünkü hiç kimse bu tarihle ilgili ailesinde sorun istemiyor. Sağ veya sol görüşlü olsun fark etmez, bizi yöneten birçok siyasetçinin ailesinde, Franco dönemiyle bir bağlantı ya da mal varlığı var. Şu andaki birçok büyük şirket, Franco döneminin desteklediği ailelerden geliyor. Bunları gizlemek, demokrasiye bir hakarettir."
Silva, İspanya hükümetinin, son 6 yılda devletin finansmanıyla yürütülen kazı çalışmalarında 8 bin 941 insan kalıntısı çıkardığını aktararak, "Ancak şimdiye kadar bunlardan sadece 70'inin kimlik tespiti yapılabildi. Yani yüzde 0,78 civarında ve bu çok düşük bir oran."
İç savaş döneminin 2002 yılında kadar İspanyol parlamentosunda hiç konuşulmadığını belirten Silva, "İç Savaş dönemi mağdurlarına hiçbir tazminat ödenmemesi, kayıpların araştırılması, belgelerin ve şahitlerin aranması, hayatta olmasalar da sorumluların yargılanması gibi birçok konuda devletten hiçbir yardım alamamaktan" yakındı.
Silva, İspanya'daki genç neslin yüzde 30'unun "diktatörlük dönemini bir fantezi olarak gördüğünü" dile getirerek, "Sol veya sağ görüşlü olması fark etmez. Bu bir demokrasi sorunudur. Bu ülkede yapılan cehalet üretmekten başka bir şey değildir." dedi.
HÜKÜMET, 11 BİN İNSAN KALINTISI DAHA ÇIKARMAYI PLANLIYOR
İspanya'da İç Savaş dönemi ile yüzleşmeye yönelik ilk siyasi adımlar, 2007'deki Tarihi Bellek ve 2022'deki Demokratik Hafıza yasalarıyla atıldı.
2019 yılından bu yana yürütülen çalışmalarda, toplu mezarlardan 8 bin 941 insan kalıntısı çıkarıldı. 2028'e kadar 11 bin kişinin kalıntısının da çıkarılması hedefleniyor.
Başbakan Pedro Sanchez de 22 Ekim'de yaptığı açıklamada, Franco dönemine ilişkin ülke genelindeki tüm sembollerin, sokak isimlerinin ve diğer unsurların tamamen kaldırılmasına ilişkin kararın kasım sonuna kadar Resmi Gazete'de yayımlanacağını duyurdu.
Hükümet tarafından atılan son adımlardan biri de 1940-1944 döneminde cumhuriyetçi mahkumların zorla çalıştırılarak inşa edildiği, diktatörlüğün sembollerinden biri olan Madrid'deki eski il hapishanesinin, "Demokratik Hafıza Ofisi" olarak seçilmesi oldu.
