05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi DÜNYA Kapıdaki Tehlike!

Kapıdaki Tehlike!

Petrol zengini İran, Katar, Venezuela abluka altında, halk sokaklarda, Irak karmakarışık, Suriye'de iç savaş var, lityum zengini Bolivya'da darbe oldu. Çin'in enerji ve hammadde kaynaklarını tarumar eden küresel güç şimdi de modern İpek Yolu'nun en önemli güzergahı Türkiye'yi yeni göç dalgalarıyla tehdit ediyor 

SÖMÜRÜYE BAŞKALDIRININ BEDELİ

Amerika Birleşik Devletleri kendisi için en büyük ekonomik tehdit olan Çin'i bertaraf etmek için bütün dünyayı ateşe veriyor. Çin'in en önemli hammadde ve enerji kaynakları olan ülkeler savaşlar, iç karaşıklıklar, ambargolar ve darbelerle boğuşuyor. ABD önce Çin'in dünyaya açılan yollarını kesti, bu sebeple Afganistan'ı işgal etti, ardından Irak işgali geldi. İran ambargosuyla da Ortadoğu'daki petrol kontrolünü eline aldı. Suriye petrol kuyularını PYD maşasıyla ele geçirerek kuşatmayı tamamladı.

VARLIK İÇİNDE YOKLUK YAŞIYORLAR

Çin'in ikinci büyük petrol kaynağı Venezuela da ambargolardan nasibini aldı. Dünyanın en büyük petrol zengini ülkeler, küresel sömürü düzenine baş kaldırışın bedeli olarak yoksulluğa mahkum edildi. Açlıkla boğuşan halk ülke yönetimlerini tehdit etmeye başladı. Son olarak cep telefonlarından elektrikli otomobillere kadar bütün pillerin hammaddesi olan lityum madeninin yüzde 60'ına sahip olan Bolivya yerli Sisi'sinin darbesiyle etkisiz hale getirildi. Cunta yönetiminin ilk icraatı Çin'le yapılan bütün anlaşmaları iptal ederek Washington'a bağlılığını ilan etmek oldu.

MAYINLARIN TEMİZLENMESİNİN SIRRI

2011 yılında Suriye ile Türkiye arasında yer alan mayın tarlalarının kaldırılması anlaşması o gün için gayet insani bir amaca hizmet ediyor görüntüsü verirken, asıl maksat iki yıl sonra Suriye iç savaşının başlamasıyla anlaşıldı. Milyonlarca mülteci mayından temizlenmiş sınırları güven içerisinde aşarak ülkemize sığındı. Aynı şekilde iki yıl önce Türkiye, Ermenistan, İran ve Azerbaycan sınırlarını mayından arındırma faaliyetine girişildi. Bugünlerde başlayan İran'daki halk ayaklanmaları, bu anlaşmanın da gizli amacına dair ip uçları vermeye başladı.

10 MİLYON İRANLI GÖÇEBİLİR

İran'da ambargolardan iyice bunalmış, yoksulluğun pençesinde boğuşan halk benzin zamlarını protesto etmek için sokaklara döküldü. Başta Devrim Muhafızları olmak üzere bütün güvenlik güçleri göstericilere karşı sert tedbirler uyguluyor. Devlet güçleriyle Devrim Muhafızları arasında bir çatışma çıkması ise an meselesi. Bir iç savaş çıkması halinde İran'dan 10 milyon mültecinin, daha bu yıl mayınlardan temizlenen sınırı güvenle geçerek Türkiye'ye akın edeceği tahmin ediliyor. Yani bir taşla iki kuş vurulması gündemde.

BÜTÜN DERTLERİ TÜRKİYE

Gezi Olayları, 17/25 Aralık darbe girişimleri, 15 Temmuz kalkışması, terör saldırıları ve ekonomik suikastlerle diz çöktürülemeyen Türkiye, mülteci akımlarıyla hizaya sokulmak isteniyor. İran'dan gelmesi hesaplanan 10 milyon mülteciyle Türkiye adeta felç edilecek. Demografik yapıdan, ekonomiye kadar büyük bir kaos yaşanacak. Bu yolla hem Çin'in Avrupa'ya uzanan Demir İpek Yolu kesilecek hem de Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de, kendi kıta sahanlığı içindeki doğalgaz rezervlerinden elini çekmesi sağlanacak.  

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *