Bir süredir Afganistan'da bulunan ve dün İstanbul'a döndüğünü belirten Habertürk yazarı Nagehan Alçı, General Dostum'un Kabil'de Taliban tarafından işgal edilen malikhanesindeki Pençşir komutanıyla yaptığı röportaja bugünkü köşesinde yer verdi.

Taliban’ın Kabil, Kapisa, Pençşir ve Pervan bölgelerinin askeri komutanı Kari Selahaddin el-Eyyubi'nin sözlerini okurlarına aktaran Alçı, önemli ifadeler kullandı.

Alçı'nın yazısından bir bölüm şöyle:
 
"General Dostum’un gösterişli malikanesinin dev akvaryumlarla kaplı salonu baştan aşağı eli silahlı Taliban mensupları ile doluydu. Kimi koltuklara uzanmış, kimi oturuyor, kimi ayakta…

Hepsi dönüp baktı. Röportaj için davet edilmiş olsak da insan o kadar silahın arasında ister istemez çok tedirgin oluyor. Yavaşça ve hepsine “selamun aleyküm” diyerek ilerledik. Sakince akvaryumlu salonu yürüdük ve arka taraftaki gösterişli salona geldik. Burada da dev bir televizyon, oymalı koltuklar ve en az 30 silahlı Taliban mensubu vardı. O salonun içinden başka bir kapı açıldı ve karşımızda el Eyyubi, Taliban’ın bayrağı altında bizi bekliyordu.

El Eyyubi Taliban’ın içindeki Özbeklerden. Özbek bir Taliban komutanı meşhur Özbek General Dostum’un evini ele geçirmiş… Buna dair de kameralar kapandıktan sonra çok çarpıcı bir anısını anlattı. Ama önce Özgür Balaban ile birlikte kamera eşliğinde yaptığımız röportaj…

Bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Siz Taliban’ın merkezi bölge askeri sorumlususunuz, dolayısıyla sahaya çok hakimsiniz. Dünya sizin bu kadar hızlı kontrol sağlamanızı beklemiyordu. Nasıl bu kadar kolay oldu? Direnişle karşılaşmadan bu kadar kısa sürede hakimiyet sağlamayı siz bekliyor muydunuz?

Öncelikle hoş geldiniz. Afganistan’ın birçok şehrini ele geçirmiştik zaten. Büyük şehirleri almamız o nedenle zor olmadı. Bu kadar kolay olacağını biliyorduk. Zaten çoğu yeri almıştık ve eninde sonunda hakimiyet sağlayacağımızdan emindik. Sadece başkent ve birkaç büyük şehir onların elindeydi. Sosyal medya ve diğer iletişim araçları da onların kontrolünde olduğu için bizim yaptığımız faaliyetleri görüntülemiyorlardı. Biz yaptıklarımızı duyuramıyorduk. Çok şükür ki artık kontrol bizde. Eski dönemde yaşayan sivil halk, devlette çalışan personel kim olursa olsun herkes sıkıntı içindeydi. Biz bunun farkındaydık. Ancak artık çok şükür Emareti İslami geldi. Bu sıkıntıları yakında aşmış olacağız. İnsanlar daha rahat yaşayabilecekler.

Siz Pençşir’in komutanısınız. Oradaki direnişçilerin tamamen bertaraf edildiğini, pasifize edildiğini söyleyebilir misiniz? Pençşir yüzde 100 kontrolünüz altında mı?

Pençşir’i tamamen ele geçirdik, bazı kısımlarda insanlar dağlık alanlara kaçtılar ama bizim orada bir endişemiz yok. Biz ele geçirdikten sonra yavaş yavaş dağdakiler 50’şer 100’er kişi gelip teslim oluyorlar.

Afganistan’ın tamamında güvenliği sağlayabildiğinizi düşünüyor musunuz? Hükümetinizin sözcüsü Molla Mücahid Kandahar’da kısmen zorluklar var dedi. O bölge kontrol altında mı?

Kandahar’da hiçbir müşkilat yok. Yüzde 100 bizim elimizde. Tabii 20 yıllık bir hükümetin düşmesinin ardından o bölgede sıkıntılar olabilir. Ama problem yok.

Düzenli orduya geçileceği yönünde haberler var. Genelkurmay Başkanı Kari Fasuhiddin bu yönde bir açıklama yaptı. Ne kadar sürede düzenli orduya geçmeyi hedefliyorsunuz?

En kısa zamanda. Genelkurmay Başkanı da bunu dile getirdi. Ancak bakanlıklar yeniden düzenleniyor, her şey sıfırdan yapılıyor. Bazı bakanlıklarda henüz kimse yok. Boşluk olmasın diye geçici hükümet atadık. Kısa zamanda boşluktan istifade etmeye çalışanların da önüne geçeceğiz.

İstifade etmeye çalışanlar kim? Taliban’ın içinde de var mı böyleleri?

Taliban da olabilir başkaları da olabilir. Mücahid kılığına girerek işkence, hırsızlık vs vardı. Biz onların önünü aldık. Tabii 20 yıl sonra bir devlet bitip yenisi kurulurken elbette bazı sıkıntılar olacak ama bizim hiç kaygımız yok. Kısa sürede her şey düzelecek.

"ABD'DEN BAZI ARAÇ VE MÜHİMMAT KALDI AMA ONLAR OLMADAN DA ÇOK GÜÇLÜYDÜK"

Askeri olarak şimdi daha güçlü olduğunuzu söyleyebilir misiniz? ABD silahlarını bırakıp gitti deniyor. O silahlar artık sizde mi?

ABD’nin araç ve mühimmat gibi bazı şeyleri kaldı. Ama onların silahları olmadan da biz zaten çok güçlüydük, elimizde yeterli silah vardı. Kontrolü sağlayabiliyorduk. Şimdi tüm imkanlarımızı seferber ettik, her yere atama da yapıyoruz. Her şekilde Afganistan’ın bütününde emniyeti sağlayacağız.

Bir güvenlik sıkıntısı yok diyorsunuz ancak DEAŞ ve El Kaide’nin hala bir tehdit olduğu, sizinle özellikle DEAŞ’ın bir iktidar mücadelesine girmek için saldırılar düzenleyebileceği yorumları yapılıyor. Bu konuda bir tedirginliğiniz var mı?

Röportaj başlamadan yaptığımız sohbette kardeşinizin Türkiye’de olduğunu söylemiştiniz. Türkiye’de nerede ve burada ne yapıyor?

Güzel bir soru ama müsaade ederseniz ben buna yanıt vermeyeyim.

Türkiye’ye ne söylemek istersiniz? Türkiye-Afganistan ilişkilerini nasıl görüyorsunuz?

Biz öncelikle Türk olduğumuz için, Ne Mutlu Türküm diyene diyorum. Türkiye’nin Afganistan’ın yanında olmasını istiyoruz. Afganistan halkı çok eziyet çekti, çok şehit verdi, yıprandı. Her mezarlıkta şehit her evde yetim çocuk var. Ekonomik sıkıntımız da çok. Her yerde bombalı saldırılar yaptılar. Tek umudumuz Türkiye’nin Afganistan’ın yanında olması. Özellikle Türklerin yaşadığı kuzey bölgelerine önem vermesini istiyoruz. İki ülke arasını bozmak isteyenler var. Onların sözleri dikkate alınmamalı. Türkiye’den Afganistan’a dostluk bekliyoruz. Diplomasi olarak yakın olmasını, Emareti İslami’yi desteklemesini istiyoruz. Biz Türkiye’yi kanımızdan, canımızdan görüyoruz.

Biraz önce zikrettiğiniz "Ne mutlu Türk’üm diyene" modern ve laik Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüdür. Nasıl bakıyorsunuz Atatürk’e?

Atatürk mevzusunda fazla bir bilgim yok ama inşallah gelecekte onun hakkında da okuyup öğreneceğim. Emareti İslami içinde Türklerin sayısı hiç az değil. Yaklaşık 31 ila 33 bin Türk asker var.
 

Editör: Haber Merkezi