İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD merkezli CBS televizyonuna verdiği çarpıcı röportajda Gazze'deki gelişmelere ve bölgesel barış çabalarına dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Son dönemde hem İsrail kamuoyu hem de uluslararası diplomasi çevrelerinde büyük yankı uyandıran açıklamalarda Netanyahu, Hamas’ın silahsızlandırılmasını "kırmızı çizgi" olarak ilan etti.
Hamas'ın Silahsızlandırılması İsrail’in Olmazsa Olmazı
Netanyahu, röportajda Gazze'deki ateşkes sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, barışçıl çözümlere açık olduklarını ancak bazı temel şartların sağlanması gerektiğini belirtti. “Barışa bir şans verme konusunda anlaştık. İlk kısmı tamamladık, şimdi ikinci kısma şans verelim,” sözleriyle sürece dair umutlu bir yaklaşım sergileyen Netanyahu, hemen ardından Hamas’a yönelik koşullarını net biçimde ortaya koydu.
İsrail Başbakanı, Hamas’ın silah bırakmasının vazgeçilmez bir ön şart olduğunu ifade ederek şu üç maddeyi sıraladı:
Hamas’ın tüm silahlarını bırakması,
Gazze’de hiçbir silah fabrikasının kalmaması,
Gazze’ye yönelik silah kaçakçılığının tamamen engellenmesi.
Netanyahu bu maddeleri "Silahsızlanma budur" diyerek özetledi ve İsrail'in bu konudaki kararlılığını vurguladı.
"Kıyamet Kopar" Uyarısı: Barış Reddedilirse Sonuçları Ağır Olur
Hamas’ın silahsızlanmayı reddetmesi halinde yaşanabilecek gelişmelerle ilgili çarpıcı bir uyarıda bulunan Netanyahu, geçmişte ABD Başkanı Donald Trump’ın kullandığı ifadelere gönderme yaparak, "O zaman kıyamet kopacak" dedi. Bu söylem, İsrail’in gerekirse askeri müdahaleyi yeniden gündeme alabileceği yönünde değerlendirilirken, Netanyahu "Umarım bu süreci barışçıl bir şekilde sürdürebiliriz. Biz buna kesinlikle hazırız" diyerek diplomasiye açık kapı bıraktı.
Ayrıca barışın yalnızca İsrail halkı için değil, tüm bölge ve dünya için bir kazanç olacağını savunan Netanyahu, barışın sağlanmasının “İsrail halkına, bölge halkına ve dünya halklarına verilebilecek en büyük hediye” olacağını söyledi.
“Özgürlük Kendiliğinden Gelmez, Savunulmalıdır”
Netanyahu, kendisine yöneltilen “Savaşı bitirmiş saymanız için ne gerekir?” sorusuna ise daha geniş perspektiften cevap verdi. Özgürlüğün sürekli ve kendiliğinden var olan bir hak olmadığını vurgulayan İsrail Başbakanı, "Öngörülebilir gelecekte, sadece İsrail için değil, özgür ve medeni dünya için de savunma kapasitemizi korumamız gerekir. Özgür toplumlar kendilerini koruyamazsa, totaliter rejimlerin eline geçerler" sözleriyle Batı dünyasına da mesaj verdi.
Bu sözler, sadece bölgesel güvenliğe değil, aynı zamanda küresel düzeyde demokrasinin korunmasına atıfta bulunan bir duruş olarak yorumlandı.
"Benim Görevim Yahudi Halkını Korumaktır"
Röportajın devamında, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Netanyahu hakkında söylediği “Kolay biri değil” ifadesi de gündeme geldi. Bu yoruma Netanyahu, “Umarım ülkemin geleceğini ilgilendiren konularda kararlı duruşum yüzünden öyle söylüyordur. Doğru olduğuna inandığımda ‘evet’, yanlış olduğunda ‘hayır’ derim” yanıtını verdi.
Netanyahu, bu açıklamasını, “Benim görevim Yahudi devletini korumak ve Yahudi halkının geleceğini güvence altına almak” sözleriyle noktalayarak, liderliğini Yahudi ulusunun bekası üzerine inşa ettiğini belirtti.
