İsrail ile Hizbullah arasında olası bir ateşkesin sağlandığına dair iddialar ortaya atılmış, bu ateşkesin ABD'de başkanlık seçimini kazanan Donald Trump'ın 20 Ocak 2025’te göreve başlamasına kadar süreceği belirtilmişti. Ancak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail parlamentosunda yaptığı açıklamalarda, ateşkesin, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının sonu anlamına gelmeyeceğini vurguladı. Netanyahu, "Önemli olan şey anlaşmanın kâğıt üzerinde kalması değil. Ateşkes sonrasında bile kuzeyde güvenliğimizi sağlamak ve Hizbullah'ın saldırılarına karşı sistematik operasyonlar düzenlemek zorunda kalacağız" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Hizbullah’ın herhangi bir ateşkes anlaşmasına uyacağına dair hiçbir kanıt bulunmadığını savundu. Netanyahu, "Hizbullah'ın, Filistinli müttefiki Hamas’ın 6 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in güneyine yaptığı saldırılara benzer bir durumu tekrar yaşamasına izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
İsrail, 8 Ekim 2023’ten itibaren Hizbullah ile kontrollü çatışmalara girmeye devam ederken, 23 Eylül 2023 tarihinde Lübnan’ın güneyindeki şehirler, Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 8 Ekim 2023'ten itibaren İsrail saldırılarında 902’si kadın ve çocuk, 212’si sağlık çalışanı olmak üzere toplamda 3 bin 516 kişi hayatını kaybetti, 14 bin 929 kişi ise yaralandı. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, 27 Eylül 2023 tarihinde Beyrut’a düzenlenen bir hava saldırısında hayatını kaybetti. Buna karşılık Hizbullah, İsrail'e roket ve füzelerle karşılık verdi, ancak İsrail tarafında büyük bir hasar bildirilmedi.
Savaşın yarattığı göç dalgası da sürerken, Lübnan'ın güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzey bölgelere yoğun bir göç hareketi yaşanıyor. Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları nedeniyle 1 milyon 400 binden fazla kişi yerinden edildi. Lübnan hükümeti, yerinden edilen bu kişilerin 600 binden fazlasının Suriye’ye göç ettiğini açıkladı. Tüm bu gelişmeler, bölgedeki insani durumu daha da zorlaştırırken, çatışmaların ne zaman sona ereceği belirsizliğini koruyor.
