Ortadoğu’da 13 Eylül Cumartesi günü askeri, diplomatik ve insani gelişmeler yine bölge gündeminin merkezine oturdu. İsrail’in saldırı politikaları, Katar’daki yankılar, Gazze’deki kayıplar ve bölge liderlerinin sıcak temasları öne çıktı. Özellikle Arap ve İslam ülkelerinin İsrail’e karşı ortak tutum alma çabası, uluslararası toplumun dikkatini çekti.
İsrail’in Saldırıları ve Katar Tepkisi
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları hız kesmeden devam etti. Son 24 saatte 47 sivilin yaşamını yitirdiği açıklanırken, toplam can kaybı 64 bini aştı. İsrail’in 9 Eylül’de Doha’da Hamas yetkililerinin bulunduğu binaya düzenlediği saldırının ardından Katar’da siyasi kriz tırmandı. 13 Eylül’de Katar Dışişleri Bakanlığı, Arap ve İslam ülkelerini Pazar günü özel bir zirveye davet etti. Burada İsrail’in bölgedeki müdahaleleri ve egemenlik ihlalleri görüşülecek. Netanyahu ise Hamas liderlerinin teslim edilmemesi halinde operasyonlara devam edileceğini duyurdu. Bu açıklama, Doha’daki cenaze töreni ve bölgesel tepkilerle birlikte yeni bir diplomatik dalga yarattı.
Gazze ve Bölgedeki Son Durum
Gazze’de insani kriz derinleşirken, bölgeden ardı ardına yeni can kaybı haberleri geldi. MOSSAD’ın Gazze’de casusluk ağına yönelik operasyonlarda 6 ajan idam edildi. Hava saldırıları ve ablukanın yarattığı tahribatın artması, BM ve çeşitli insani kuruluşların yeni yardım çağrıları yapmasına neden oldu. Suriye’de ise İsrail’in güney bölgelere yönelik kısa süreli hava operasyonları, sınır güvenliğinde yeni riskler yarattı. Ayrıca Yemen’den İsrail’e karşı “Filistin-2” balistik füze saldırısı düzenlendi.
Bölgesel Diplomasi ve Yeni Gelişmeler
Ortadoğu’da askeri hareketlilik kadar diplomatik temaslar da yoğunlaştı. Mısır, bölge ülkelerine nükleer silahsızlanma çağrısı yaptı ve UAEA denetimine açık nükleer politikaların uygulanmasını istedi. Arap ve İslam ülkeleri, Katar saldırısına karşı ortak karar tasarısını gündeme almak üzere Doha’da buluşmaya hazırlanıyor. ABD’nin bölgedeki güvenilirliği son saldırılar sonrası tartışılırken, BRICS ülkelerinin diplomatik hamleleri dikkat çekmeye başladı.
13 Eylül’de Ortadoğu, yeni askeri tehditler ve diplomasi arayışlarının gölgesinde kaldı. Siyasi ve insani krizlerin çözümü için bölgesel liderlerin yeni adımlar atmak zorunda olduğu, öne çıkan başlıklar arasında yer aldı.
