Ortadoğu’da 9 Eylül 2025 günü öne çıkan gelişmelerin merkezinde, İsrail’in Katar’ın başkenti Doha’da Hamas’ın üst düzey heyetine yönelik düzenlediği saldırı yer aldı. Gelişmeler askeri, diplomatik ve siyasi düzeyde yoğun tepki ve sonuçlar doğurdu.
İsrail’in Katar’daki Hamas Liderlerine Düzenlediği Operasyon
İsrail ordusu, sabah erken saatlerde Doha’da Hamas’ın üst düzey siyasi liderlerinin bulunduğu binayı nokta atışıyla hedef aldı. Saldırı, İsrail Hava Kuvvetleri ile istihbarat servisi Şin Bet’in ortak operasyonu olarak yürütüldü ve saldırıda 15 savaş uçağı ile 10’dan fazla hassas güdümlü füze kullanıldı. Binada Hamas’ın Gazze temsilcisinin yanı sıra resmi müzakere heyetinin üyeleri bulunuyordu. Saldırının özellikle Hamas’ın Mısır ve Katar arabuluculuğundaki ateşkes- esir değişimi temaslarında kritik öneme sahip heyeti hedef aldığı ortaya çıktı.
İsrail yetkilileri, saldırının aylar öncesinden planlandığını belirtti ve 7 Ekim’deki olayların “doğrudan sorumlusu” olduklarını ileri sürdükleri Hamas liderlerinin vurulduğunu açıkladı. Hamas, saldırının hedefi olan müzakere heyetinde bulunan bazı isimlerin saldırıdan sağ kurtulduğunu duyurdu.
Can Kaybı ve Sonuçlar
Saldırıda resmi açıklamalara göre, Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye’nin oğlu, ofis müdürü ve aktif beş Hamas üyesi ile birlikte Katar İç Güvenlik Kuvvetleri’nden bir onbaşı hayatını kaybetti. İsrail’in Katar’daki bu operasyonu, örgüte göre “uluslararası hukukun ihlali ve Katar’ın egemenliğine açık saldırı” olarak nitelendirildi. Hamas, saldırının ABD ile koordineli gerçekleştiğini iddia etti ve ABD yönetimini de sorumlu tutan açıklamalar yaptı.
Tepkiler ve Bölgedeki Siyasi Gerginlik
Katar Dışişleri Bakanlığı, saldırıyı “açık bir egemenlik ihlali ve uluslararası hukukun çiğnenmesi” şeklinde tanımlayarak, İsrail’e sert nota verdi. Türkiye ise saldırının ardından “barbarca terör eylemi” ifadesiyle olaya tepki gösterdi; Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye’nin Katar ve Filistin’in yanında olduğuna dair bir mesaj yayımladı. Hamas yetkilileri, İsrail’in yeni operasyonunun hem bölgede hem de Gazze’de yürütülen diplomatik müzakereleri sabote etmeye dönük olduğunu savundu. Bölgedeki diğer Arap ülkeleri ve uluslararası toplum ise tansiyonun tırmanmasından ve barışçıl çözüm yollarının daha da tıkanmasından endişe duyduğunu bildirdi.
9 Eylül’de yaşanan gelişmeler, Ortadoğu’da güvenlik risklerinin ve siyasi gerilimin yeniden ciddi biçimde tırmandığını bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail’in Doha’daki bu ilk operasyonunun ardından bölgedeki diplomatik ve askeri hareketlilik yakın takipte.
Suriye’de Siyasi ve Askeri Gerilim
Suriye’de Şam yönetimi ile Kürt güçleri arasında son haftalarda artan gerginlik devam etti. Şam yönetimi, kuzeyde PYD-YPG kontrolündeki bölgelere yönelik askeri hazırlıklarını artırırken, ülke genelinde siyasi çözüm beklentileri yeniden zayıfladı. Suriye’de ABD ve Rusya da askeri varlıklarını koruyor; bu durum çatışmaların olası bir anda tırmanabileceği yönünde endişeleri güçlendiriyor.
İran, İsrail ve Bölgesel Diplomasi
İran’da, geçtiğimiz aylarda yaşanan İsrail’in askeri saldırılarının yol açtığı yıkımların etkileri gündemde kalmaya devam etti. Son günlerde İsrail’in olası yeni operasyonlarına karşı tedbirler artırılırken, İran yönetimi müttefik ülkelerle diplomasi ve savunma işbirliği görüşmelerini sıklaştırdı. Ayrıca, ABD’nin Körfez ve İran politikalarında yaklaşım değişikliği tartışmaları yoğunlaştı; özellikle ABD-İsrail hattındaki gerilim ve ABD’nin Körfez ülkeleriyle yeni ekonomik-diplomatik adımları tartışılıyor.
ortadoğu'da Diğer Bölgesel Gelişmeler
Doğu Akdeniz’de güvenlik önlemleri tekrar gözden geçirildi; ABD ve Avrupalı güçlerin bölgedeki askeri tatbikatları devam etti. Gazze ve Batı Şeria’da insani kriz derinleşmeyi sürdürdü, yeni insani yardım çağrıları yapıldı. Ayrıca Kuzey Irak’ta, PKK ile Irak yönetimi arasında yer yer çatışmalar yaşandı.
9 Eylül’de, İsrail’in Katar’daki saldırısı başı çekerken, Suriye, İran, Gazze ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler de Ortadoğu’nun sıkıntılı ve hassas gündemine yansıdı.
