Rus Medyası, Türkiye, Orta Asya’da “yumuşak güç” kullanmaya devam ediyor. Türkler bölgede ülkelerine faydalı olacak her türlü bağı şevkle kurdular: okullar, kreşler, camiler, kültür merkezleri, huzurevleri inşa ettiler. Uluslararası kuruluşlar ve kültür merkezleri açıldı. Tüm bunlar, SSCB’nin eski cumhuriyetlerinde neler olup bittiğini kontrol etmese de, en azından göz kulak olmaya devam eden Moskova’da hoşnutsuzluğa neden oldu.

IMEMO Uluslararası Güvenlik Merkezi ve Rusya Bilimler Akademisi Araştırmaları Enstitüsü Yakın ve Orta Doğu Bölümü’nde kıdemli araştırmacı olan Vladimir Sotnikov gelişmeleri şöyle değerlendiriyor.

“Erdoğan’ın uzun süredir Orta Asya ülkelerini politikalarının yörüngesine dahil etme planları var. Sözde “Türk dünyası” yaratma fikri besliyor ve politikaları ile bu fikri destekliyor. Türkiye ve Rusya’nın birçok temas noktası var: Suriye’de, Libya’da bunlar çoğunlukla sıcak noktalar.

Orta Asya aynı zamanda bir ortak çıkarlar bölgesidir. Türkler burada varlıklarını artırdı ve bizim istediğimiz kesinlikle bu değil. Ülkemiz ile Orta Asya devletleri arasındaki ortaklığı yeniden güçlendirmeyi amaçlıyoruz. 

Rus siyaset bilimci ve oryantalist Stanislav Tarasov ise Orta Asya’daki Türk varlığını şu şekilde yorumluyor;

Bu topraklarda Türkiye’nin etkisi hissedilir hale geldi. Kırgızistan ve Özbekistan’ı ziyaret ettiğimde buna kendim de ikna oldum. Türkiye bu coğrafyada Rus dünyasının yerini aldı: Rus kültürü ve dili her yerde yerini Türk televizyon programları, Türk eğitim sistemi, Türk düşüncesine bırakmış durumda.

Bunların yanı sıra Türk çok uluslu şirketleri de iş hayatında aktif olarak projeler geliştiriyor. Hem inşaatta hem de sanayide: madencilik, gıda, enerji ve Rusya’nın bir zamanlar düşüncesizce ayrıldığı ülkelerin ekonomisinin altyapı sektörlerinde çok etkin faaliyetler yürütüyorlar.

Editör: Haber Merkezi