ANALİZ. Dr. Emine Çelik, Ukrayna-Rusya Savaşı'nda yapay zekanın rolü ve önemini AA Analiz için kaleme aldı.

Rusya-Ukrayna savaşı, müzakerelerin sonuçsuz kalmasıyla hız kesmeden devam ederken, modern teknolojinin savaştaki rolü için de bir test vakası haline dönüşmüş durumda. Özellikle gerçekleştirilen siber saldırılar, kullanılan yapay zeka entegreli otonom silahlar ve yapay zeka destekli dezenformasyon araçları sıcak çatışma alanlarında yaşanan gelişmelerin seyrini değiştirecek potansiyelde.

- Yapay zeka destekli otonom silahlar

Son yıllarda yapay zeka geliştiricileri ve sivil toplum grupları, “hedef seçme ve insan gözetimi olmadan insan öldürme yeteneğine sahip yapay zeka destekli silahlar” şeklinde ifade edilen ölümcül otonom silah sistemlerinin ortaya çıkması konusunda giderek daha fazla endişe duyuyorlar. Her ne kadar insan denetiminden bağımsız otonom silahların kullanımı test aşamasında olsa da mevcut insan denetiminde kullanılan otonom silahlar dahi savaşların ve çatışmaların seyrini değiştirecek potansiyele sahip.

Endişeler doğrultusunda BM silahsızlanma komitesinin düzenlediği ve yapay zeka destekli otonom silahların kullanımının kısıtlanması ve/veya yasaklanmasına ilişkin düzenlenen bir toplantıda ortak karar alınamadı. Yapay zeka destekli otonom silahların kısıtlanması ve/veya yasaklanmasına ABD, Rusya, İngiltere, Hindistan ve İsrail dahil birçok ülke itiraz etti. Netice itibarıyla da bu durum yapay zeka entegreli otonom silahların çatışma ve savaş alanlarında kullanımına kapı araladı ve otonom silahların gelişimi hızla devam etti.

- Ukrayna-Rusya savaşında otonom silahlar

Ukrayna-Rusya Savaşı'nda, slaughterbot (katliam robotu/katil robot) insansız hava araç sürüleri gibi araçları aktif olarak görmesek de tarafların yapay zeka entegreli otonom silahlar kullandıklarını biliyoruz. Ukrayna otonom olarak kalkış, iniş ve seyir yapabilen Bayraktar TB2 kullanıyor.[1] Bayraktar TB2 Ukrayna’nın Rus hava savunma sistemleri ve Rus tank ve zırhlı birliklerine düzenlemiş olduğu saldırılarda öncü rol oynadı. Bayraktar TB2 her ne kadar otonom olarak kalkış, iniş ve seyir gerçekleştirebilse bile lazer güdümlü bombaların ateşleneceği zamana karar verilebilmesi için halen bir "insan operatöre" ihtiyaç duyuyor. Rusya’nın ise Suriye’de kullandığı Lancet ve Kub adı verilen ve özerk yeteneklere sahip insansız hava aracı mevcut.[2] Rus yetkiler Suriye ve Libya’da kullanılan bu araçların Ukrayna’da da kullandıklarını ileri sürdü. Ayrıca bir operatör tarafından kontrol edilen ve hedefi otomatik algılayabilen, tanıyabilen ve takip edebilen URAN-9 (UGV) insansız muharebe kara aracının da Ukrayna’ya gönderildiğine dair bilgiler mevcut.

- Yapay zeka temelli silahlara yatırım artıyor

SIPRI’nin 26 Nisan 2021’de yayımladığı askeri harcamaları içeren raporda; 2020 yılında tüm dünyadaki askeri harcamaların neredeyse 2 trilyon dolara yükseldiğine dikkat çekilmişti. Art arda ikinci askeri harcama büyüme verilerine ulaşan Rusya’nın askeri harcamaları ise 2,5 kat artarak 61,7 milyar dolara seviyesine ulaştı.[3] Söz konusu harcamaların içerisinde ise Kremlin tarafından ordunun modernizasyonu ve yapay zeka yatırımlarının önemli bir yer edindiği açıklandı.

Putin’in 2017’de sarf ettiği “Yapay zeka sadece Rusya’nın değil, tüm insanlığın geleceğidir (…) Büyük fırsatlar var, aynı zamanda bugün öngörülmesi zor olan tehditler de var (…) Bu alanda kim lider olursa, dünyanın hükümdarı o olacak.” sözleri yapay zekaya verdiği önemi gösteriyor. Bu kapsamda Putin’in ülkesinde yapay zekanın kullanımının geliştirilmesine büyük yatırımlar yaptığı biliniyor. Putin’in bu ifadeleri birçok analist tarafından alıntılanarak, Rusya’nın yapay zeka geliştirmesi, test etmesi ve silahlandırılmış yapay zekayı kullanmasını sözde yapay zeka yarışında veya küresel teknoloji yarışışında rekabet etme gerekliliğine bağlanıyor.

Her ne kadar yapay zeka teknolojisinde önde gelen ABD, Çin ve Hindistan gibi ülkelere yetişmek ve rekabet Kremlin’in temel motivasyonlarından olsa da, askeri yapay zekaya olan ilgisi yalnızca güç arayışına atfedilmemeli. Nitekim tarihsel perspektiften bakıldığında da bilim ve teknolojiye verilen önem Rusya’nın gelişiminde kilit role sahiptir.

Bu bağlamda Rusya son birkaç yılda Savunma Bakanlığı askeri-sanayi kompleksi, akademi ve özel sektörü kapsayan bir araştırma ve geliştirme ağı kurarak robotik ve yapay zekanın askeri sistemlere entegrasyonu çalışmalarına hız verdi. Ayrıca 600’ün üzerinde yeni silah ve diğer askeri teçhizatın Suriye’deki muharebe koşullarında test edildiği ve bunlardan 200’ünün yapay zeka entegreli yeni nesil teçhizat olduğu açılandı.[4] Dolayısıyla Rusya’nın yapay zekayı; ordu modernizasyonu, otonom silahların geliştirilmesi, dezenformasyon ve enformasyon bağlamında da stratejik öncelik olarak belirlediğini söylemek mümkün.

- Dezenformasyonla mücadelede yapay zekanın etkisi

Rusya ve Ukrayna arasındaki aktif çatışma sahasında kullanılan yapay zeka entegreli otonom silahların yanı sıra yapay zekanın enformasyon ve dezenformasyon savaşında da aktif şekilde yer aldığını söylemek mümkün. Özellikle sosyal medyada yayılan ve yapay zeka ile üretilen görsel dezenformasyonların etkisi yüksek. Bu bağlamda da Rusya’nın dezenformasyon amaçlı “deepfake” kullandığına dair birçok iddia gündemde.

Deepfake videolar; yaratıcısı ne isterse söyleyebilen, bir kişinin dijital gerçeğe çok yakın bir kopyasını oluşturmak için yapay zekanın kullanıldığı bir teknolojidir. Facebook ve Twitter, Rusya’nın deepfake kullandığını ve Kremlin’in “trol çiftliğinde” yapay zeka kullanarak yaratıldığı ileri sürülen, Ben Collins ve Irina Kerimova isimlerini deşifre etmiştir. Her iki hesabın da Ukrayna ve Vladimir Zelenksiy aleyhinde paylaşımlarda bulunduğu ve Rusya’nın işgaline destek verdiği açıklandı. Akabinde de Facebook ve Twitter yapay zeka ile üretilen birden fazla deepfake hesabının da askıya alındığını ve tamamen silindiğini açıkladı.

Ukrayna hükümeti, sıklıkla askerleri ve sivilleri Zelenskiy’in Ukrayna’nın Rusya’ya teslim olduğunu ya da askerlerin silah bırakmasını ilan ettiği herhangi bir videoya inanmamaları konusunda da sıklıkla uyarılarda bulunuyor.[5] Halihazırda gelinen noktada işgale ait fotoğraf ve videoların sosyal medyada yayılma şekli, birçok insanın neyin gerçek neyin gerçek olmadığını anlamasını güçleştiriyor.

Bu bağlamda deepfake videoların sosyal medya şirketleri tarafından belirlenerek kaldırılmasının yanı sıra son dönemlerde dezenformasyon içerikli ses, görüntü ve videoların da ortadan kaldırılması için makine öğreniminin kullanılabileceğine dair öngörüler de mevcut.

Ukrayna Rusya savaşında Kremlin’in yürüttüğü dezenformasyon faaliyetlerinin tespiti ve analizi bağlamında hem klasik makine öğrenimi hem de derin öğrenme modellerinin yaygın olarak kullanıldığını söylemek mümkün. Bunun yanı sıra son 4 yılda, Transformers18 olarak adlandırılan doğal dil işlemedeki dikkat temelli sinir ağı modelleri de yüksek düzeyde doğruluk gösteriyor ve dezenformasyonla mücadelede etkin bir araç olarak kullanılıyor.[6]

Gelinen noktada ise Rusya, başta Batı olmak üzere etki altına almak istediği ülkelerde yıllardır başarıyla yürüttüğü dezenformasyon savaşında alan hakimiyetini kaybetmişe benziyor.