İngiltere, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygur Türklerine yönelik baskılar ve insan hakları ihlalleri nedeniyle 4 Çinli yetkili ve bir kuruluşa yaptırım kararı aldı. 

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Avam Kamarasında yaptığı açıklamada, Çin’in Uygurlara karşı uyguladığı baskı ve ihlalleri İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana görülen “en büyük insan hakları krizlerden biri” olarak niteledi.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kısırlaştırma, kitlesel gözaltı ve gözetleme, işkencenin de yer aldığı insan hakları ihlallerine ilişkin ortaya çıkan kanıtların göz ardı edilemeyeceğini dile getiren Raab, kanıtların uydu görüntüleri, hayatta kalanların ifadeleri, resmi belgeler, Çin hükümetinden sızan bilgiler, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütünün de dahil olduğu güvenilir açık kaynak raporları ve İngiliz diplomatların bölgeye yaptığı ziyaretlerden oluştuğunu söyledi.

Raab, DNA'ların toplanması, yüz tanıma yazılımı ve polislik algoritmaları dahil olmak üzere birçok yöntemin kullanılmasıyla tüm Uygur nüfusunun gözetim altında tutulduğunu, kadınların zorla kısırlaştırıldığını ve çocukların ailelerinden zorla koparıldığını kaydetti. 

Uluslararası ortaklarıyla çalışarak sorumlulara hesap sormak için hedefe yönelik yaptırımlar uyguladıklarını, bu kapsamda 4 Çinli yöneticiye ve Sincan Üretim ve İnşaat Birlikleri Kamu Güvenliği Bürosuna yaptırım kararı aldıklarını duyuran Raab, Çinli yöneticilerin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Siyasi ve Hukuki İşleri Komitesinin eski Sekreteri Zhu Hailun, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Parti Komitesi Genel Sekreter Yardımcısı ve daha önce Sincan Uygur Özerk Bölgesi Siyasi ve Hukuk İşleri Komitesi Sekreteri olan Wang Junzheng, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Siyasi ve Hukuki İşler Komitesi Sekreteri ve Kamu Güvenliği Bölümünün eski Müdürü Wang Mingshan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Hükümeti Başkan Yardımcısı ve  Kamu Güvenliği Bölümü Direktörü Chen Mingguo olduğunu belirtti.

New York'ta protesto

ABD'de bulunan Uygur Türklerine ait sivil toplum kuruluşları ile bazı Yahudi örgütleri tarafından "Soykırıma göz yummak yok" adı altında ortaklaşa organize edilen gösteri, Birleşmiş Milletler (BM) binası önünde yapıldı.

Ellerinde "Uygurlara yönelik soykırıma son", "Uygurları koruyun", "Çin, benim ailem nerede?" şeklinde döviz ve pankartlar taşıyan yaklaşık 30 kişilik grup, Çin'in Uygur Türklerine yönelik baskıcı politikalarını protesto eden konuşmalar yaptı, sloganlar attı.

Olaysız geçen gösteride katılımcılar, ABD hükümetine de Uygurlara yönelik soykırımı gündeme getirmesi çağrısında bulundu.

Çin'in, son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlalleri uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.

Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise "yeniden eğitim kampları" diye tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.

Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin öldüğüne ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.

Çin makamları zorla çalıştırma iddialarını reddederken, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.

 ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurlara yönelik insan hakları ihlalleriyle ilişkili olduğu tespit edilen iki Çinli yetkiliyi yaptırım listesine aldığını açıkladı. 

Hazine Bakanlığından yapılan açıklamada, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde insan hakları ihlalleriyle ilişkili olduğu için yaptırım listesine alınan kişilerin, Komünist Partisi Sincan Üretim ve İnşaat Birimi Komite Sekreteri Wang Junzheng ve Sincan Kamu Güvenliği Bürosu Direktörü Chen Mingguo olduğu ifade edildi.

Editör: Haber Merkezi