Uzmanlar Sri Lanka'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında hayatını kaybeden Müslümanların cenazelerinin zorla yakılmasının "Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme"ye aykırı olduğunu belirterek, konunun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna taşınması ve İslam dünyası tarafından bu ülkeye siyasi ve ekonomik baskı kurulması gerektiğini söyledi.

Sri Lanka‘da hükümetin Kovid-19 salgınında Müslümanlar da dahil yaşamını yitirenlerin cesetlerinin krematoryumlarda yakılmasına yönelik uygulamaları ülke içinde ve dışında Müslümanlarda büyük tepki uyandırdı.

Sri Lankalı Müslümanlar, 9 Aralık'ta, Kovid-19'dan vefat eden 20 günlük bebeğin cesedinin yakılması üzerine ülke genelinde zorunlu krematoryum uygulamasına karşı protesto başlattı.

Dünya Sağlık Örgütü, Amerika Hastalık Kontrol Merkezi, Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi ve T.C. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun koronalı cesetlerin gömülmesinde sağlık ve bilim açısından sakınca olmadığını bildirmesine rağmen, Sri Lanka Sağlık Bakanlığı, 27 Mart'ta açıkladığı bir kararla cesetlerin "salgının ölüler üzerinden yayılmasını engellemek için" yakılacağını resmi gazetede yayınlayarak duyurmuştu.

Yakınlarının cenazelerini İslami kurallara uygun bir biçimde defnetmek isteyen Müslüman ailelerin yaptıkları itirazlar ise sonuçsuz kaldı.

Sivil toplum kuruluşları ve azınlıkların Müslümanların cenazelerinin yakılması uygulamasından vazgeçilmesine yönelik Yüksek Mahkeme'ye dilekçe vererek yaptığı itirazlar herhangi bir gerekçe gösterilmeden reddediliyor.

Sosyal medya üzerinden organize olan çok sayıda Müslüman, cesetlerin yakıldığı krematoryumların kapılarına ve çit örgülerine beyaz kurdele bağlayarak uygulamaya karşı çıkıyor.

Sri Lanka'nın eski Cumhurbaşkanı Chandrika Bandaranaike Kumaratunga 21 Aralık'ta yaptığı açıklamada hükümeti, seçkin doktorlar ve uzmanların fikrini dinlemeye davet ederek, bu kararın ülkedeki aşırı Budist grupların Müslümanlara yönelik siyasi nefretten ötürü aldığının düşünüleceği uyarısında bulunmuştu.

Ülkede Kovid-19 kaynaklı hayatını kaybeden kişilerin çoğunlukla Müslüman olduğunu açıklayan Sri Lanka Müslüman Konseyi ve Müslüman alimlerin oluşturduğu Seylan Ulema Cemiyeti (ACJU) de uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Başkent Kolombo'da cesetlerin yakıldığı Borella Krematoryumu'nun önünde toplanan Katolik, Anglikan ve Metodist kiliselerine mensup rahipler de zorunlu uygulamaya tepki göstermek için binanın çitlerine beyaz kurdele bağladı.

BM ve Uluslararası Af Örgütü tepki gösterdi

Kolombo'daki Birleşmiş Milletler (BM) Koordinatörü Hanaa Singer, Başbakan Mahinda Rajapaksa'ya bir mektup göndererek hükümeti Kovid-19 ile mücadele kapsamında aldıkları kararı yeniden gözden geçirmeye davet etmişti.

Karara tepki gösteren Uluslararası Af Örgütü, Sri Lanka hükümetinin dini azınlıkların son vazifelerini inançlarına göre ifa etme hakkına saygı duyması gerektiğine dikkati çekmişti.

Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı genelgede bireylere ve topluluklara kişinin inancına uygun şekilde gömülmesi konusunda seçim hakkı tanındığı hatırlatılarak koronavirüsten ölenlerin gömülebileceği belirtilmiş, yer altı sularına etkisi ile ilgili bir riskten söz edilmemişti.

İslam ülkelerinden de Sri Lanka hükümetinin zorunlu krematoryum uygulamasına tepkiler geldi. İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) üye ülkelerin Sri Lanka'daki büyükelçi ve misyon temsilcileri, 20 Mayıs'ta Sri Lanka Devlet Başkanı Rajapaksa'ya yazdıkları ortak mektupta, ölen Müslümanların cesedinin gömülmesine izin verilmesi çağrısı yaptı.

Güney Afrika Birleşmiş Ulema Konseyi Temsilciliği (UUCSA), Güney Afrika Dışişleri Bakanlığına gönderdiği mektupta, Müslümanların cenazelerinin yakılmasının durdurulması için Sri Lanka'ya baskı uygulanmasını talep etti.

Malezya İslam Teşekkülü Dayanışma Grubu (MAPIM) da Sri Lanka'nın söz konusu uygulamayla ülkedeki Müslümanları dışladığını belirterek, İİT’yi Sri Lanka hükümetine baskı yapmaya çağırmıştı.

"Sri Lanka insan hakları yükümlülüklerini ihal ediyor"

Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Ekşi, İslami Tıp Birlikleri Dünya Federasyonu (Federation of Islamic Medical Associations - FIMA) Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman ve Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Süleyman Dost, AA muhabirine yaptıkları değerlendirmede, Kovid-19 salgınından Müslümanlar da dahil yaşamını yitirenlerin cesetlerinin krematoryumlarda yakılmasına yönelik uygulamalarının temel insan haklarını güvence altına alan uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Nuray Ekşi, Sri Lanka devletinin BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesine taraf ülke olduğunu belirterek, bu anlaşmanın 17. maddesinin özel ve aile hayatına saygıyı, 18. maddesinin ise din ve vicdan hürriyetini düzenlediğini aktardı.

Zorla cenaze yakılmasının bu iki maddeyi de ihlal ettiği anlamına geldiğini vurgulayan Ekşi, "Sri Lanka, tarafı olduğu bu milletlerarası anlaşmanın hükümlerini yerine getirmekle mükelleftir. Aynı sözleşmenin 27. maddesinde 'etnik veya dini azınlıkların kendi kültürlerinden yararlanma, kendi dinlerine inanma ve ibadet etme, kendi dillerini kullanma hakkından yoksun bırakılmayacaklardır.' ibaresi yer alıyor. Dolayısıyla Sri Lanka uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini ihlal ediyor." diye konuştu.

Ekşi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ihlallerine yönelik uluslararası bir yaptırım mekanizmasının bulunmadığını belirterek şöyle konuştu:

"Sri Lanka, cenazelerin zorunlu yakılması uygulamasından dolayı BM bünyesinde kurulan denetleme komitesine şikayet edilebilir. İslam ülkeleri ve İİT yeniden bir kınama yayınlayabilir. Bu da çok ses getirir. Madem ki Sri Lanka hükümeti din ve vicdan hürriyetini güvence altına alan uluslararası bir taahhüde imza atıyor o halde insanların inançlarının gereği gömülmelerine de engel olmamalıdır."

Müslüman doktorlardan Sri Lanka'ya mektup

FIMA Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman ise ABD'den Güney Afrika'ya kadar dünyanın 50 ayrı ülkesinde bulunan FİMA'nın, Sri Lanka'da Müslümanların yakılması uygulamasına tepki gösterdiğini anlattı.

Sri Lankalı Müslüman doktorlardan kendilerine ulaşan haber üzerine hemen harekete geçtiklerini kaydeden Karaman, "Ülkedeki Müslümanlar bizden bu olaya el atmamızı istedi. 'Dünyanın her tarafında bulunan doktorlar olarak hükümetimize yazı yazın destek çıkın. Bunun yanlış olduğunu anlatın' talebinde bulundular." dedi.

Prof. Dr. Karaman, Nisan ayında hem bilimsel hem İslam fikhı yönünü içeren nazik, diplomatik ve bilimsel bir mektubu Sri Lanka hükümetine ilettiklerini hatırlatarak şunları kaydetti:

"Mektupta Kovid'li ölülerin toprağa gömülmesinde bilim ve sağlık açısından zararı olmadığını, bilim otoritelerinin de bu yönde açıklamaları olduğunu ve İslam dinine göre de ölülerin yakılmasının caiz olmadığını belirttik. 'Sri Lanka hükümetinin ülkesinde yaşayan insanların azınlık da olsa dinlerine, inançlarına saygılı olduğunu biliyoruz ve dikkate aldığına inanıyoruz ve sizden bu genel kararınızı gözden geçirerek insanların kültür, din ve geleneklerine göre son görevlerini gerçekleştirmelerine izin vermenizi rica ediyoruz' dedik."

Kısa bir süreliğine kaldırılan uygulamanın 2 ay önce yeniden başladığını öğrendiklerini dile getiren Karaman, Sri Lanka hükümetine yeni bir mektup gönderme hazırlığında olduklarını söyledi.

İslam ülkelerine yaptırım çağrısı

Doç. Dr. Süleyman Dost da temel insan haklarını güvence altına alan uluslararası sözleşmelere imza atan devletlerin bu yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğunu vurguladı.

BM'nin 19 Aralık 1966 tarihli Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi'ne 1980 yılında Sri Lanka'nın da imza attığını hatırlatan Dost, şöyle konuştu:

"Bu sözleşmenin 2. maddesinde 'Taraf ülkeler sözleşmede tanınan haklara ırk, renk, cinsiyet, dil, din ve siyasal ayrım gözetmeksizin saygı göstermeyi taahhüt eder.' der. Dolayısıyla Sri Lanka, zorla cenaze yakma uygulamasıyla bu ayırımcılık yasağını ihlal etmiş oluyor. Ayrıca dini özgürlükleri güvence altına alan 18. maddeyi de ihlal ediyor."

BM bünyesinde yapılan sözleşmeleri denetleme mekanizmalarının zayıf olduğuna, yaptırım gücünün bulunmadığına işaret eden Dost, "Ancak Sri Lanka'da yaşananlar için uluslararası kamuoyu oluşturarak bu denetleme komitesinin bölgeye gitmesi, inceleme yapması ve bir rapor hazırlayarak konuyu BM Genel Kurulu'na taşıması sağlanabilir. Maalesef bunun ötesinde bu sözleşmeye dayanarak yapılabilecek hukuki bir mekanizma yok." diye konuştu.

Dost, İslam ülkelerinin Sri Lanka'ya cenaze yakma kararından vazgeçmesi çağrısında bulunabileceğini, hatta çağrının ötesine geçilerek ticari ilişkiler, vize kotası, ekonomik ambargo gibi kademeli yaptırımlarla dini özgürlükler konusunda adım atması için baskı yapılabileceğini ifade etti.