"Rusya’nın Ukrayna ile olan sınırlarından Libya’ya ve Suriye’den Afganistan’a kadar rolünü yükseltiyor ve Türkiye kilit bir devlet olarak ortaya çıkıyor.Amerika Birleşik Devletleri Afganistan’da geçirdiği yaklaşık 20 yılın ardından yenilen ilk “imparatorluk” olmadığına dair bir takım mazeretler ile ayrılıyor."
M5 Derğisinin haberinde yer alan Yunan SLPress’de yayımlanan analizde,Diğer yandan ABD’nin Afganistan’dan ayrılması büyük bir boşluk bırakıyor. ABD’nin Afganistan üzerinde baskıyı sürdürmek istediği göz önüne alındığında ise birilerinin onları ve NATO’yu temsil etmesi gerekiyor. Bloomberg uzmanlarının da açıkladığı gibi Türkiye, uluslararası politika rolünü genişletmeye ve aynı zamanda Kabil havaalanı için bir güvenlik bölgesi oluşturarak ABD’nin başka bir alanda daha kendisine bağlı kılmaya istekli davranıyor.
Erdoğan Türkiye’yi büyütüyor
Tabii ki, Taliban’ın olası bir Türk varlığına düşmanlığının devam etmesi mümkün. Fakat Pakistan’ın bir yandan Taliban’ın kilit bir destekçisi, diğer yandan ise Türkiye’nin sadık bir müttefiki olması burada bir katalizör olabilir. Ve Türkiye ile birlikte bu üç aktör bölgede etkin olabilir. Ne de olsa Taliban; Rusya gibi ne yeni düşmanlar ne de ABD gibi düşmanlar istemiyor.
Dolayısıyla, Türkiye’nin Afganistan’a müdahalesi onun için maceralı olacak olsa da, bölgede yükselen rolünü bir kez daha kanıtlıyor. Rusya’nın Ukrayna ile olan sınırlarından Libya’ya ve Suriye’den Afganistan’a kadar Türkiye, esas olarak kilit bir devlet olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin bu rolü ve bu rolü üzerine inşa ettiği temel, Yunanistan hükümetlerinin yaptıklarının tam tersi denilebilir.
Türkiye yeteneklerini ve özellikle savunma sanayisini yerli imkanlarla yeniden inşaa ediyor, teknolojiler geliştiriyor ve bunlara uygun silah sistemleri alıyor. İkincisi, temel olarak ait olduğu güçler bloğuna tamamlayıcı bir güç olmaktan çok birincil bir güç olma arzusundan vazgeçmeden hareket ediyor.
Coğrafyanın kritikliği Yunanistan’ı, seçtiği müttefikler için bile gerekli egemen bir devlet değil, iyi bir uluslararası komplo aracı haline getiriyor.
Türkiye ise sadece Avrupa ve Atlantizm’i değil, aynı zamanda Türkiye’nin hegemonik bir aktör olma politikasına Afrika ve Asya’yı da dahil ediyor.”
