Kendini güçlü kabul eden taraf, kendisine karşı koyamayacak bireye karşı psikolojik, sözel veya fiziksel acı verebilecek nitelikte saldırılarda bulunuyor. Buna da 'akran zorbalığı' deniyor. Anasınıfından üniversiteye kadar süreçlerin tümünde görülebiliyor.

ÇEKİNDİKLERİ İÇİN SÖYLEYEMİYORLAR

Bunu atlatabilmek için okula gitmek istemeyen veya okulunu değiştirmek zorunda kalan çocukların sayısı giderek artmaya başladı. Akran zorbalığı konusunda en önemli görev ise önce aileye, sonra da öğretmen ve okul yöneticilerine düşüyor. Çocuk, çekindiği için akran zorbalığını ailesine ve çevresine söyleyemeyebiliyor. Akran zorbalığı sadece sözlü ya da fikizi müdahale ile olmuyor. Bazen sosyal medya üzerinden de zorbalık yapılıyor. İşte buna da 'siber zorbalık' deniyor.

"GÜÇSÜZ GÖRDÜKLERİ İNSANLARI SEÇERLER"

Uzman Klinik Psikolog Dilek Açıkgöz ailelerin çocukları ile olabildiğince ilgilenmeleri ve yakın temas kurmaları gerektiğini belirterek, "Zorbalar daha çok güçsüz gördükleri ve özellikle sosyal çevrenin içinde olmayan insanları seçerler. Çocuklar bazen WhatsApp aracılığıyla, bazen sesli aramalarla, bunların dışında da pek çok şekilde zorbalığa ne yazık ki maruz kalabiliyorlar. Aileler çocuklarıyla olabildiğince yakın temas içinde olsunlar. Çocuk paylaşmakta çekinebilir çünkü bununla da alakalı tehdit alıyor olabilir. Ailenin bu konuda biraz uyanık olması gerekiyor. " dedi.

Editör: Haber Merkezi