03 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi EĞİTİM Okullarda velileri ekonomik olarak zorlayan uygulama tarih oluyor

Okullarda velileri ekonomik olarak zorlayan uygulama tarih oluyor

MEB, okul kıyafetlerinde serbestlik getirirken, müfredat ve dil eğitimi alanında köklü değişiklikler yapıyor. Veliler ve öğrenciler için yeni bir dönem başlıyor.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, okul kıyafetleriyle ilgili milyonlarca veli ve öğrenciyi doğrudan ilgilendiren yeni düzenlemeyi duyurdu. Artık okullar, öğrencilerin giyeceği kıyafet modelini belirleyecek ancak bu kıyafetlerin hangi mağazadan alınacağına dair velilere bir yönlendirme yapılmayacak. Bu yeni uygulama, hem veliler üzerindeki maddi yükü azaltmayı hem de piyasadaki tekelleşmenin önüne geçmeyi hedefliyor.

Her Okula Özgü Kıyafet, Velilere Serbestlik

Bakan Tekin’in TGRT Haber’e yaptığı açıklamalarda, okul kıyafetleri konusundaki zorunlu yönlendirme uygulamasına son verildiği belirtildi. Tekin, “Artık her okul kendi kıyafetini tanımlayacak. Öğrencilerimiz bu kıyafeti ister kendi illerinden ister başka illerden temin edebilecekler. Hiçbir okul velileri belirli bir mağazaya yönlendirmeyecek,” dedi.

Veliler böylece kıyafetleri daha uygun fiyatlara, diledikleri yerden temin edebilecek. Ayrıca dört yıllık eğitim kademeleri boyunca aynı kıyafetin kullanılacağı belirtildi. Bu da ailelere ekonomik anlamda uzun vadeli bir rahatlama sunacak.

Maarif Modeli Tüm Kademelere Yayılıyor

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin kapsamı genişliyor. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında okul öncesi, ilkokul 1-2, ortaokul 5-6 ve lise 9-10. sınıflarda uygulamaya başlanan bu model, gelecek yıl 3. sınıflarla devam edecek.

Tekin, “Bu model çağın gerekliliklerine göre tasarlandı. Programımız dinamik olacak, her yaz gözden geçirilecek ve güncellenecek,” diyerek, eğitimin sürekli yenilenen bir sistemle yürütüleceğini vurguladı.

Öğretmen Katılımı ve Geri Bildirimler Ön Planda

Yeni müfredatın oluşturulmasında öğretmenlerin katkısına önem verildiğini söyleyen Tekin, sürecin katılımcı bir mantıkla ilerlediğini belirtti:
“Her adımı öğretmenler odası toplantılarıyla, sektör temsilcileriyle istişare ederek attık. Öğretmenler de bu işe inandı. Onlar olmazsa bu sistemi başarılı kılmak imkansız,” dedi.

Müfredatın uygulanmasından sonra Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri, Teftiş Kurulu, İç Denetim ve Talim Terbiye Kurulu gibi çeşitli birimlerin değerlendirme yapacağı bildirildi.

LGS İddialarına Açıklık Getirildi

Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ile ilgili “sorular sızdırıldı” iddialarına da değinen Bakan Tekin, 2013 yılında yaşanan bir olayı örnek gösterdi ve bilgi kirliliğine dikkat çekti.
“LGS sınav kitapçığı, sınavın bitiminden bir saat sonra sosyal medyada paylaşıldı. Bu güvenlik zafiyeti değildir. Yayını yapan kişi hakkında suç duyurusunda bulunduk,” diyerek, sınav güvenliğinin riske atılmadığını vurguladı.

“Siyah Önlük Geri Geliyor” Algısına Net Yanıt

Son dönemde bazı çevrelerce dile getirilen “siyah önlük geri dönüyor” iddialarını da yanıtlayan Tekin, bu algının gerçeği yansıtmadığını belirtti.
“Çocuklarımızın kıyafetlerinin sadece tanımlanmasını istiyoruz. Herhangi bir arma, marka veya mağaza zorunluluğu yok. Amaç ailelere ek külfet çıkarmamak,” diyerek, bu kararın hem ekonomik hem de sosyal yönüyle desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Dil Eğitiminde Reform: Devlet Okullarında Fark Yaratacak Uygulamalar

Yabancı dil eğitimiyle ilgili kapsamlı bir değişimin sinyallerini veren Tekin, özel okul-dil öğrenme ilişkisinin kırıldığını söyledi.
“OECD ortalamasının iki katı zaman ayırıyoruz ama sonuç alamıyoruz. Bu nedenle 2016-2017’de başlattığımız pilot uygulamayı yaygınlaştırdık. Artık 300’e yakın okulda yoğunlaştırılmış dil eğitimi veriyoruz,” dedi.

Ayrıca dört beceri – okuma, yazma, konuşma ve dinleme – üzerinden ölçme değerlendirme sistemine geçildiği belirtildi. Gramer ve test odaklı anlayışın terk edildiği, bunun yerine dilin doğal öğrenimine dayalı bir modelin uygulandığı aktarıldı.

Türkçeye Odak: Anadili Güçlü Olan, Yabancı Dili de Öğreniyor

Yusuf Tekin, yabancı dil öğrenmenin temelinde ana dil becerilerinin yattığını belirterek, “Çocuklarımız Türkçeyi 300-500 kelimeyle konuşuyorsa, yabancı dili 1000 kelimeyle öğrenmeleri mümkün değil. Bu nedenle Türkçeye daha fazla ağırlık verdik,” dedi.

Bu yaklaşımın sadece dil öğrenimini değil, aynı zamanda öğrencilerin genel akademik başarısını da artıracağı düşünülüyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *