Avrupa Birliği’nin en büyük, dünyanın da önde gelen ekonomisi, hiç kuşku yok ki Almanya. Son üç yılda olduğu gibi geçtiğimiz yılı da, dünyanın en büyük cari fazlasıyla kapatan bir ülke olan Almanya ekonomisinde rekor üzerine rekor kırılıyor. Ülkede kişi başına gayri safi milli gelir 35 bin dolara yakın. Yanı sıra Avrupa’da en fazla milyarderin yaşadığı, en çok marka üreten ve patent alan ülke olarak da bilinir. Almanya da 2018’de işsizlik oranı da yarım puan azalarak yüzde 5.2›ye düştü. Federal İstihdam Dairesi (BA) tarafından yapılan açıklamaya göre Almanya’da işsizlerin sayısı 2018’de 2,34 milyona düştü. Bir önceki yıla göre işsiz sayısında 193 bin azalma saptanırken, bu sonuç iki Almanya’nın birleşmesinden bu yana en düşük seviye olarak kayıtlara geçti. Ancak Almanya’da son yıllarda zengin yoksul arasındaki makas giderek açılıyor. Dünyanın en güçlü sosyal devleti olmasına rağmen, kapitalist sistem düzeni zorluyor. Böyle olunca da zengin daha zengin, fakir de daha fakir olma yolunda ilerliyor. Öyle ki Almanya’da hemen hemen beş kişiden biri fakirlik sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Bu durumdan en çok etkilenenlerin başında da göçmenler, göçmen deyince de akla Türkler geliyor. Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı verilerine göre, Almanya’da yaşayan Türklerde işsizlik oranı ise yüzde 20 civarında bulunuyor. Araştırma verileri Türkiye kökenlilerin yüzde 40’ının da fakirlik sınırının altında olduğu gerçeği orta yerde duruyor.

Yoksulluktan korkuyorlar

Öte yandan Alman halkı giderek yaşlanıyor. Çalışmayı ve iş disiplinini seven Almanlarda yaşlılıkta yoksulluk korkusu yaşanıyor. Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre halkın yarısından fazlası emeklilik dönemiyle ilgili maddi kaygıları bulunuyor. Yaşlılık ve emeklilikte varlıklarının yok sayılması ve yoksulluk korkusu sadece yaşlıları değil, toplumun büyük kesimini etkiliyor. Endişe içinde olanların sayısı da giderek artıyor. Halkın yüzde 56’sı emeklilik yaşı geldiğinde alacağı maaşın ve kişisel hayat standardının korunmasının güvence altında olmadığı görüşünde. Günlük masraflardaki artış, büyük kentlerdeki pahalılık, ev kiralarında ki yükseklik ve enerji fiyatlarından dolayı da endişe her geçen gün çoğalırken, bu oranda geçtiğimiz yıla göre yüzde 18 artış görülüyor. Halkın sadece yüzde 6’sı ekonomik şartların bu yıl daha iyi olacağına inancını taşıması da kaygının büyüklüğünü ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların ortak görüşü ise tüketimi azaltma ağır basıyor. Bu nedenle de insanlar otomobil, beyaz eşya, elektronik alet, akıllı telefon tüketiminde ve ev içinde onarım harcamalarını azaltma düşüncesini taşıyor.

Emeklilerin ucuz ülke tercihi 

Emeklilerde ve 65 yaşın üstündekiler de kaygı daha da yükseliyor. 5 milyona yakın Alman emeklisi yoksulluk sınırına yakın yaşıyor. Emekliler de kendince bir çözümün peşinde koşuyor. Emekliler Euro’nun değerli olduğu veya hayatın daha ucuz olduğu ülkelerde yaşamayı seçiyor. Alman yasaları halen 150 ülke için emekli maaşı ödemesi yapıyor. Ancak burada da AB ülkeleri artı İsviçre haricinde sağlık sigortasından yararlanılamıyor. Bunun içinde ya Uluslararası Sağlık Sigortası ya da bulunduğu ülkede sağlık sigortası yaptırma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bundan kurtulmak isteyen Almanlar da hayatın daha ucuz olduğu Bulgaristan gibi AB ülkelerini tercih ediyor. Türkler ise 6 ay Türkiye’de, 6 ay burada yaşıyor. Böylece de hem çocuklarından ve torunlarından uzak kalmıyor. Hem de sağlık hizmetlerinde Almanya’yı yeğliyor. Yanı sıra yaşlı ve bakıma muhtaç insanlara sunulan hizmet sektöründe yaşanan kalifiye eleman açığı da, kaygılardan birisi olarak gösteriliyor. Bu alanda yaşanan soruna dikkat çeken Başbakan Merkel “Bizim kalifiye eleman ihtiyacımız çok büyük” derken, çözüm olarak da hasta ve yaşlı bakımı mesleğinin cazip hale getirilmesini hedefliyor.

Siber saldırı baş ağrıttı

Almanya’da yaklaşık bin siyasetçi, sanatçı ve gazeteciye ait bilgileri çalarak sosyal medyadan paylaşan internet korsanı, yakalanıp gözaltına alındı da herkes rahat bir nefes aldı. Zanlının paylaştığı bilgiler arasında, kimlik fotokopileri, cep telefonu numaraları, ev adresleri, özel fotoğraflar ve mesajlar gibi kişisel bilgilerin olması korkunun boyutunu gösteriyor. Siber saldırıda paylaşılan bilgiler arasında aşırı sağcı ve İslam karşıtı AfD milletvekillerine ait bilgilerin olmaması dikkat çekiyor. Ülkede günlerdir gündemi işgal eden siber saldırıyı yapanın, Hessen eyaletinde anne babası ile birlikte yaşayan 20 yaşında bir öğrencinin olması, herhangi bir casusluk, ya da bir örgütle bağlantısının olmaması korkuları İsrail’in bölgedeki askeri gücüne destek vermeye devam edeceklerini ifade eden Pompeo “ABD, İran rejiminin saldırgan maceraperestliğine karşı İsrail’in kendisini savunma hakkına tam destek veriyor. İsrail’in bunu kararlı bir şekilde yapacak askeri kapasiteye sahip olmasını sağlamaya devam edeceğiz” dedi. Brexit ertelenebilir İNGİLTERE’NİN artık yılan hikayesine dönüşen Avrupa’dan çıkışı (Brexit) için birlik ülkeleri de çözüm arayışına girdi. İngiltere Başbakanı Theresa May’in tüm Brexit hamleleri muhalefetteki partiler tarafından geri püskürtülüyor. Bunun üzerine Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden üst düzey yetkililer ve müzakerelere yakın Brüksel bürokratları, üyeliğin bitiş tarihi olan 29 Mart’ın uzatılmasının giderek daha çok ihtimal dahiline girdiğini söyledi. C M Y B biraz da olsa ortadan kaldırdı. ‘İyi aile çocuğu ’ olan zanlının suçunu kabul ettiği ve “Olayın bu kadar büyüyeceğini düşünemedim. Saldırıyı siyasetçilerin bazı açıklamalarına olan kızgınlığımdan yaptım” şeklinde ifade verdiği belirtiliyor. Gözaltına alınan ve kendisini sanal dünyada ‘orbit’ olarak adlandıran zanlının evinde yapılan aramada, çok sayıda elektronik eşyaya el konuldu. Ancak siber saldırıları başlattığı bilgisayarını ise polis gelmeden imha ettiği öğrenildi. İnternet ve Bilgisayar Suçlarıyla Mücadele Merkezi’nin başvurusuyla, Frankfurt Başsavcılığı soruşturmayı üstlenirken, zanlı hakkında “casusluk ve izinsiz olarak başkalarına ait bilgileri yayma” suçlarından dava açıldı. Hacker tutuklandı ve yargı önüne çıkacak. Ama Federal Bilgi Teknolojileri Güvenliği Dairesi’nin, böylesi büyük çaplı bir veri hırsızlığından Aralık’tan beri haberinin olmasına rağmen kimseyi bilgilendirmediği ortaya çıktı. Bu arada 2011’de eski Başkent Bonn’da kurulan Federal Siber Savunma Merkezi, internet saldırıların analiz ederek, eyaletler arasında bilgi paylaşırken, saldırılarda acil müdahale yetkisi bulunmuyor. Çok sayıda siyasetçi, telekomünikasyon ve internet güvenliğine yönelik denetlemenin arttırılmasını isterken, yeni bir siber savunma merkezi kurulması talebi de tartışılıyor. Berlin’den selam ve sevgiyle..