Sigortacılık ve bireysel emeklilik sisteminde yeni düzenlemeler içeren kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Ancak, trafik sigortası ile ilgili düzenlemeler son anda kanun teklifinden çıkartıldı. 

Neydi o düzenlemeler? Hürriyet gazetesi yazarı Noyan Doğan, bu sorunun yanıtını verirken, bundan sonra neler olacağını da yazdı. Noyan'ın yazısı şöyle:

- Trafik sigortasından ödenen vefat ve sakatlık tazminatlarına standart getirilecekti. Trafik kazasında kusurlu tarafın yakınlarına tazminat ödenmeyecekti. Ticari araçlar, araç kiralama şirketleri kira, gelir kaybı gibi tazminatları talep edemeyeceklerdi. Küçük hasarlar için ve hurdaya çıkmış araçlara değer kaybı tazminatı ödenmeyecekti. Bazı kesimlerin baskısı ile bu maddeler kanun teklifinden çıkartıldı. Özetle, trafik sigortası ile ilgili bir düzenleme yok.

- Geçen, “Trafik sigortasında değişiklik yapılacak, tazminatlara standart gelecek tüketicinin mağduriyeti bitecek” başlıklı yazım üzerine malum kesimler sosyal medya üzerinden tepki gösterdiler. Neymiş; yasa çıkarsa vatandaş mağdur olacakmış, düzenlemeler tüketici aleyhineymiş. Yasa çıkmadı, şimdi ne olacak? Satır başları ile anlatayım da kim tüketicinin yanında, kim değil; kimler tüketiciyi bahane ederek kaybedeceği ranttan korkuyor anlaşılsın.

- Bir. Trafik sigortasından ödenecek vefat ve sakatlık tazminatlarına standart getirilmediğinden mahkemeler kazalarda hayatını kaybedenlerin yakınlarına ya da sakat kalan kişilere farklı farklı tazminatlar ödenmesine karar verecek. Örneğin, aynı yaşta, aynı gelir grubunda olup da vefat eden birinin yakınına bir mahkeme 200 bin lira ödenmesine hükmederken, bir başka mahkeme bir başka kişinin yakınına 150 bin lira ödenmesine karar verecek. Çünkü, standart yok. Bu durumda 150 bin lira alan vatandaş mağdur olmayacak mı?

- İki. Bu standartsızlık, ‘hasar aracısı’ adı verilen bir kesim yarattı. Bu kişiler nerede ölümlü kaza olsa ya taziye evindeler ya cenazede; “Sigorta şirketi size ödeme yapmaz, yapsa da az öder, bize vekâlet verin, adınıza işleri takip edelim” diyerek, kendilerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar. Vekâleti alan mahkemeye gidiyor, davalar en az üç yıl sürüyor. Fazla para koparıyorlar mı? Koparıyorlar ama yüzde 30 hatta yüzde 40 komisyonlarını da alıyorlar. Ne oluyor? Vatandaş kendisi başvursa, sigorta şirketinden misal 150 bin lira alacaksa; aracı kişi, mahkeme kararı ile sigortadan 200 bin lira alıyor, içinden en düşük 60 bin lira komisyonunu, cebe indiriyor, vatandaşa kalıyor 140 bin lira. Üstelik, vatandaş kendi başvursa hemen tazminatı alacakken, iş uzayınca üç sene sonra alabiliyor. Bu aracılar yüzünden bugün vefat tazminatlarının yüzde 70’i mahkemelerde çözülüyor. Standart gelse aracıya gerek kalmayacak, vatandaş tazminatını beklemeden alacak. Soruyorum, bu işin neresi tüketicinin aleyhine? Bu arada en çok sesi çıkan, itiraz edenler de bu aracılar.

- Üç. Trafik sigortası sorumluluk sigortası olduğundan kusurlu sürücünün yakınlarına tazminat, kira ve gelir kaybı gibi zararlar ve hurda araçlara değer kaybı tazminatı ödenmiyor. Ama kimi mahkemeler bunların da sigortadan ödenmesine karar veriyor. Düşünün; aynı tazminat için iki kişi başvuruyor, bir mahkeme ödenir diyor, bir başkası ödenmez diyor. Bu hem haksızlık hem tüketici aleyhine değil mi? Yasa olsa; ödenmeyecekse ödenmez, ödenecekse de ödenir.

- Dört. Tazminatların yargıda çözülmesi, aracılar nedeniyle ödenen fazla tazminatlar, ödenmemesi gereken ama mahkeme kararıyla ödenmek durumunda kalan tazminatlar nedeniyle sigorta şirketlerinin maliyetleri artıyor. Şirketler kime, ne ödeyeceğini bilmiyor. Sadece son bir yılda şirketlerin ödediği bedeni tazminatlarda yüzde 40, diğer tazminatlarda da yüzde 50 artış olmuş. Bunu ben söylemiyorum, kamu söylüyor. Bu bir yerden çıkacak? Yine kamunun hesabına göre, çıkmayan bu yasa nedeniyle önümüzdeki dönemde trafik sigortasının fiyatlarında yüzde 20’nin üzerinde artış bekleniyor. Hesap da yapılmış; ortalama 8 bin 635 lira olan otobüsün primi 12 bin 200 liraya, ortalama primi 800 lira otomobilin de fiyatı 960 liraya yükselecek. Bu kimin cebinden çıkacak? Vatandaşın, tüketicinin cebinden. Yasa çıksa, standart gelse, ödenecek tazminatlar netleşse, sigorta şirketleri kime ne ödeyeceğini bilse; fiyatlar artamayacak, belki de düşecek.

- Şimdi soruyorum, kim tüketicinin yanında, kim değil; kim cebini düşünüyor, kim tüketiciyi düşünüyor? Bir tüketici olarak kendi adıma konuşayım, aracıların cebi dolacak diye, birileri hak etmediği tazminatları alacak diye trafik sigortasına yüzde 20 daha fazla para ödemek istemiyorum.
 

Editör: Haber Merkezi