05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi EKONOMİ Bankada işlem yapanlar dikkat! Yargıtay örnek karar verdi

Bankada işlem yapanlar dikkat! Yargıtay örnek karar verdi

Taklit imza ile adına kredi çekilip ödenmeyen ve kara listeye alınan iş adamı soluğu mahkemede aldı. Yargıtay ise mahkemenin vermiş olduğu tazminat miktarını düşük buldu ve artırılmasını istedi.

Sahte imzayla adına kredi çekilen iş adamı, bankanın gerekli özeni göstermemesi sebebiyle îtibârının zedelendiğini belirterek mahkemenin kapısını çaldı. Mahkeme, bankanın iş adamına 5 bin TL tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti, ancak verilen tazminat miktarını Yargıtay az buldu. 

Yıllardır ticaretle uğrayan tâcir, banka kredisine ihtiyaç duyunca hayatının şokunu yaşadı. Özel bir bankadan kredi talebinde bulunduğunda isminin bankalar arası merkezî sistemde borçlarını ödemeyenlerin listesinde bulunduğunu öğrenince yıkılan tüccar, kredi talebi reddedilince mahkemenin yolunu tuttu. 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde banka aleyhine tazminat davası açan iş adamı, bir banka şubesinde adına sahte imzayla kredi kullandırıldığını tespit ettiklerini, bu şubede kesinlikle işlemlerinin bulunmadığını öne sürdü.

Adı kullanılarak sahte imza atılmak sureti ile kimliği belirsiz kişilerin kredi kullandıklarını buna rağmen davalı bankanın hakkında sahte evrak tanzîm ederek dolandırıcılık yapma suçu ile Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğunu kaydetti. Şeref ve haysiyeti ile oynandığını, ayrıca kredi borcunun kendisine âit olmadığını tespit etmek için 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde menfî tespit davası açmak zorunda kaldıklarını, yapılan soruşturma sonrası sözleşmede imzası bulunmadığının tespit edilip takipsizlik kararı verildiğini söyledi.

Yüz kızartıcı bir suç ile itham edilmesinin kişilik haklarını zedelediğini, aile ve çevresi ile olan ilişkilerinin bozulduğunu, bu dönemde kredi kullanamamaktan dolayı ortağı olduğu iki şirketteki hisselerini devretmek zorunda kalıp zarara uğradığını ileri sürerek, 5 bin TL maddî, 40 bin TL manevî tazminatın olay tarihinden îtibâren işleyecek ticarî faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etti.

Mahkemede savunma yapan banka avukatı ise, kredi kullandırılırken istenen evrakların bankaya bizzat kredi talep eden tarafından sunulduğunu öne sürdü. Sözleşme kurulurken müşterilerin nüfus cüzdan bilgilerinin kendilerinden alındığını, banka çalışanının kriminal uzman gibi imza incelemesi yapamayacağını savundu. Banka avukatı, bankanın kredi borcu ödenmediği için takip yapmasının ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunmasının kanunî hakkını kullanmak olduğunu ve bundan dolayı tazminatla sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme, davalı bankanın kurumsal kişiliğe ve araştırma organlarına sahip olmasına rağmen, özen yükümlülüğüne aykırı davranarak sahte evraklarla düzenlenen kredi sözleşmesi çerçevesinde verilen kredinin geri ödenmesi için davacı aleyhine başlattığı icra takibi ve açılan menfî tespit davası sebebiyle davacıyı vekâlet ücreti ve yargılama gideri ödemek durumunda bıraktığına hükmetti. Bankayı 5 bin TL manevî tazminat ödemeye hükmetti. Kararı iki taraf avukatı da temyiz etti. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi emsâl bir karara imza attı.

YARGITAY KARARINDA ŞÖYLE DENİLDİ:

"Somut olayda, dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere davacının icra takibine, ceza soruşturmasına muhatap olduğu ortadadır. Bu süreçte davacının kredi notunun olumsuz duruma gelmesi karşısında, mahkemece hükmedilen 5 bin TL manevî tazminat miktarı, ne somut olayın özelliklerine, ne davacının olaylardan etkileniş derecesine, ne de paranın alım gücüne uygun düşmeyecek şekilde az olup, davacı yararına daha tatminkâr ve adalete uygun, mâkul bir manevî tazminat takdir edilmek üzere, kararın bu sebeple de davacı yararına bozulması gerekmiştir. Karar oy birliği ile bozulmuştur."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *