Her ne kadar enerji kaynaklarının çeşitlenmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilginin artması kömürü eski popülaritesinden uzak tutsa da kömüre olan ihtiyaç tam anlamıyla bitti demek mümkün değil. Özellikle petrol, doğalgaz gibi kaynaklara sahip olmayan ve henüz nükleer enerji alanında yeterli yatırımı yapamamış ülkeler enerji ihtiyaçlarının bir kısmını kömür üzerinden karşılamak durumunda kalıyor. Dünya elektrik üretiminin önemli bir bölümü günümüzde kömürden yararlanılarak karşılanmakta olduğunu söyleyen Boris Volfman açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Türkiye kömür rezervleri açısından dünyada hangi konumda?

Kömür denildiğinde akla iki ana kategori geldiğini söyleyen Boris Volfman, "Bunlardan biri taş kömürü diğeri ise linyittir. Linyit ısıl değeri düşük ve genelde termik santrallerde yakıt olarak kullanılan bir çeşittir. Hepimizin daha yakından tanıdığı taş kömürü ise yüksek kalorili bir kömür çeşididir. Türkiye linyit rezervleri bakımından dünyada orta sıralarda yer alırken daha yüksek kalorili kömür olarak bahsettiğimiz taş kömüründe ise maalesef alt sıralarda yer almakta. Dünyanın en büyük kömür rezervine 237 milyar ton ile ABD sahip olmaktadır. Onu 157 milyar ton kömür rezervi ile Rusya Federasyonu ve 114,5 milyar ton kömür rezervi ile Çin takip etmektedir.” dedi.

Türkiye’de kömür madenleri çeşitli şehirlere dağılmış durumda olsa da belli başlı çıkarım yapılan iki ana yer olduğunu ifade eden Boris Volfman, “Linyit rezervi açısından bakıldığında Afşin-Elbistan havzası ülkemizin rezervlerinin yarıya yakınına ev sahipliği yapar. Taş kömürü denildiğinde ise en büyük rezerv herkesin bildiği üzere Zonguldak şehrimizdedir. Zonguldak havzasında bulunan toplam kömür rezervinin 1,30 milyar ton olduğu belirlenmiştir. Fakat bu rakam Türkiyenin kömür alanında dünya çapında bir oyuncu olması için yetersizdir. Ancak özellikle son 15 yılda yapılan maden arama-tarama çalışmaları sayesinde linyit başta olmak üzere kömür rezervlerimizin sayısı arttırılmıştır. Bu durum bugün için olmasa da önümüzdeki on yılda Türkiyenin kömür üretimi ve ihracatında çok daha iyi noktalara gelebileceğinin bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Taş kömürü ihracatında artış %50’yi aştı

Türkiye 2019 yılının ilk dokuz ayında dünyanın çeşitli ülkelerine 2.946.510 dolarlık taş kömürü ihracatı gerçekleştirdi. Bu yıl ise pandemi ve çeşitli siyasi olumsuzluklar nedeniyle aksayan dünya ticaretine rağmen taş kömürü ihracatında %50leri aşan şekilde artış yaşandığını söyleyen Boris Volfman, “2020 yılının ilk dokuz aylık döneminde 4.576.329 dolarlık taş kömürü ihracatı gerçekleştirildi. 2019 yılında Türk kömürünün en büyük alıcısı konumunda 972.222 dolarlık alım ile komşu ülke Irak bulunuyor. Irak’ı 415.713 dolarlık kömür ihracatı ile yavru vatan KKTC ve onu da 195.773 dolarlık ihracat ile bir başka komşumuz olan Gürcistan takip ediyor. 2020 yılında ise en çok ihracat gerçekleştirilen ülke değişmeyerek Iraka 691.143 dolarlık taş kömürü ihraç edilmiş. Irak’ı 426.030 dolarlık ihracat ile Rusya Federasyonu ve 276.206 dolarlık alım ile Gürcistan takip ediyor.” dedi.

Yenilebilir enerji tek başına yeterli mi?

Her ne kadar tüm dünyada yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları için çeşitli çalışmalar yürütülse de kömür ülkelerin enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için hala hayati öneme sahip olduğunu söyleyen Boris Volfman, “Örneğin Çin dünya kömür üretiminin neredeyse yarısını tek başına karşılıyor. Bununla birlikte Çin aynı zamanda en büyük tüketici konumunda bulunuyor. Çünkü Çin ihtiyacı olan elektrik enerjisinin üretiminde %80 dolayın kömürden yararlanıyor. Dünyanın en büyük kömür rezervine sahip ayrıca dünyanın en büyük ikinci kömür üreticisi olan ABDde de durum farklı değil. Her ne kadar yaptığı yatırımlar ve nüfusunun Çine oranla az olması sebebiyle kömüre göbekten bağlı olmasa da ABD için de kömür önemli bir yer tutuyor. Ülkenin ihtiyaç duyduğu elektriğin %37si kömürden yararlanılarak üretiliyor.” dedi. 

Editör: Haber Merkezi