Değeri 5 milyon TL ve üzerinde olan konutlar için Değerli Konut Vergisi yürürlüğe girdi. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından değeri 5 milyon TL'nin üzerinde belirlenen konutların sahiplerine tebligat gitmeye başladı. Ev sahipleri kendilerine miras kalan ya da çalışarak aldıkları evlerine olandan fazla değer biçildiğini iddia ederek duruma tepki gösterdi. Vergiyi ödeyemeyeceği için evini satmayı düşünen bile var.


TBMM'den 5 Aralık'ta geçen ve 7 Aralık'ta onaylanıp yürürlüğe giren Değerli Konut Vergisi'ne ilişkin tartışmalar devam ediyor.  Hayatımıza yeni giren Değerli Konut Vergisi'yle (DKV) birlikte evinin değeri 5 milyon TL'yi aşan herkese yıllık yeni vergi çıkarıldı. Hali hazırda lüks evde oturan herkesin bu parayı ödeyecek gücü yok. DKV çıkarılanlar evlerine biçilen değerlere de itiraz ediyor. Lüks konutlar kimine miras kalmış, şimdi deyim yerindeyse kalan mirasın bedelini ödeyip 'miraszede' olacaklar. 147 bin 256 gayrimenkul sahibini etkileyecek olan Değerli Konut Vergisi için mükelleflere tebligatlar gitmeye devam ediyor. Yasaya göre 1 tane 5 milyonluk dairesi olan yüksek vergi öderken, örneğin 5 tane 4,5 milyonluk dairesi olan bu vergiden muaf tutuluyor. Öte yandan Değerli Konut Vergisi'nin ne anlama geldiği ve kimleri etkilediği ile ilgili soru işaretleri de yanıtlanmayı bekliyor. Devlet, "vergilerini ödeyin" derken, CHP, 5 milyon liradan fazla değeri olan konutu bulunanlar binde 3-10 arasında vergi ödemesini öngören yasa için Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açacak.

DEĞERLİ KONUT VERGİSİ NEDİR? KAYNAĞINI NEREDEN ALMAKTADIR?

07/12/2019 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7194 Sayılı ve 05/12/2019 kabul tarihli "DİJİTAL HİZMET VERGİSİ İLE BAZI KANUNLARDA VE 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN" un 30 ile 37. maddeleri arasında yapılan düzenlemelerle 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'na eklenen 42 ile 49. Madde hükümleri uyarınca "Değerli konut vergisi" adı altında yeni bir vergi türü karşımıza çıkmıştır.

1319 SAYILI EMLAK VERGİSİ KANUNU'NA EKLENEN İLGİLİ HÜKÜMLER UYARINCA GETİRİLEN YENİLİKLER NELERDİR?

Odatv'de yer alan habere göre, 7194 Sayılı Kanun ile 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu'na eklenen "Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değeri 5.000.000 Türk lirası ve üzerinde olanlar değerli konut vergisine tabidir." şeklindeki 42. madde ile değeri 5.000.000 TL ve üzeri olan mesken nitelikli taşınmazlar değerli konut vergisine tabi kılınmıştır. Burada hemen belirtmek gerekir ki; yasa kapsamına yalnızca mesken nitelikli taşınmazlar alındığından işyeri niteliğindeki taşınmazlar bu uygulamaya tabi olmayacaktır.

VERGİYE TABİ MESKEN NİTELİĞİNDEKİ TAŞINMAZLARIN DEĞERİ NASIL TESPİT EDİLECEKTİR?

Emlak Vergisi Kanunu'na eklenen 43. maddede taşınmazların değerlendirmelerini yapma yetkisi Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir. Buna göre, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nce değer tespitleri yapılacak veya yaptırılacak, 5.000.000 TL ve üzerinde olduğu tespit olunan mesken niteliğindeki taşınmazlar bakımından bu değerler resmi internet sitesinde (tkgm.gov.tr) ilan edilecek ve ilgilisine ayrıca tebliğ edilecektir. Nitekim halihazırda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nce "http://tasinmazdegerleme.tkgm.gov.tr/" adresinde değerlendirmeler yayınlanmakta ve bir çok vatandaşa tebligatlar yapılmaktadır.

VERGİNİN TUTARI NASIL HESAPLANCAK?

Kanunun 44. maddesi mucibince taşınmazın değerine göre farklı oranlarda vergilendirme öngörülmüştür. Buna göre; değeri 5.000.000 TL-7.500.000 TL arasında olduğu tespit edilen taşınmazlar için binde 3; 7.500.000 TL-10.000.000 TL arasında olduğu tespit edilenler için binde 6 ve değeri 10.000.000 TL'yi aştığı tespit edilenler için binde 10 değerli konut vergisi uygulanacaktır. Vergilendirmeye esas alınan mesken niteliğindeki taşınmaz olduğundan düzenlemenin bu kısmından; 4.999.999 TL'sı değerli birden çok taşınmazı bulunan bir kimse bu kanun kapsamında vergi ödeme yükümlülüğünün doğmaması ve fakat 5.000.000 TL değerinde bir tek taşınmazı bulunan kimsenin yıllık 15.000 TL tutarında vergiye tabi tutulması sonucu çıkacak olup bunun pek tabi eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği açıktır.

KİMLER DEĞERLİ KONUT VERGİSİ MÜKELLEFİ OLACAKTIR? BUNA İLİŞKİN BİR MUAFİYET ÖNGÖRÜLMÜŞMÜŞ MÜDÜR?

Düzenlemenin 45. maddesine göre; mesken niteliğindeki taşınmazın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, ikisi de yoksa malik gibi tasarruf edenler Değerli Konut Vergisi'nden sorumludurlar. Yine, paylı mülkiyette hisse oranında, elbirliğinde ise müteselsilen sorumluluk söz konusu olacaktır. Öte taraftan, yasanın 46. maddesinde 4 bent halinde kimlerin bu yeni vergi türünden muaf olacağı ihdas edilmiştir. Bunlar:

"a) Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar.

b) Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.).

ç) Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâlleri hariç)." olarak belirlenmiştir.

Bunların arasından dikkat çekmek istediğimiz ve çoğunluğu ilgilendireceğini düşündüğümüz muafiyet ise b bendinde yer bulmuştur. İlgili hükme göre; Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olup da; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin ve gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar için muafiyet söz konusu olacaktır. 

MÜKELLEFİYET BAŞLANGICI NE ZAMAN OLACAK VE ÖDEMELER NE ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLECEKTİR?

Mükellef 47. madde gereğince, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mükellefiyetin başladığı yıl Şubat ayının 20. gününe kadar beyanname verecek, yetkili vergi dairesince vergi tarh ve tahakkuk edilecek ve her yıl aynı usulde devam olunacaktır. Mükellef, tarih ve tahakkuk ettirilecek vergiyi, Şubat ve Ağustos aylarında iki eşit taksit halinde ödeyebilecektir.

MESKEN NİTELİĞİNDEKİ TAŞINMAZIN GERÇEK DEĞERİNDEN ÇOK DAHA FAZLA OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NCE YAPILAN TESPİTE KARŞI NASIL BİR YOL İZLENEBİLİR?

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nce belirlenen değerlendirmelerin ilgilisine tebliğ edilmesinin akabinde, yine 43. maddedeki düzenleme uyarınca ilgilisi tarafından 15 gün içerisinde yine aynı makama yani Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne itiraz edilebilecektir. Yasal süresinde gerçekleştirilecek itirazlar bakımından ise Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nce 15 gün içinde inceleme yapılacak ve inceleme sonucu aynı şekilde ilan ve tebliğ edilecektir. İtiraz üzerine belirlenecek bu değer kesin nitelikte olacaktır. Hakeza 15 günlük yasal itiraz süresi içinde ilgilisi tarafından itiraz hakkının kullanılmaması halinde de tebliğ olunan ilk değer kesinleşecektir.  

İTİRAZ ÜZERİNE KESİNLEŞEN BELİRLEMEYE KARŞI İZLENEBİLECEK HUKUKİ BİR SÜREÇ VAR MIDIR?

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün itiraz üzerine tebliğ edeceği kararının ardından, Ankara İdare Mahkemeleri nezdinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün bu işlemine karşı 30 gün içinde Vergi Mahkemesi'nde dava açılabilecektir. Hakeza, ikinci bir yol olarak da mükellefiyetin başlangıcı bakımından ihtirazi kayıtla beyannamede bulunarak bu kerre tahakkuk fişine karşı 30 gün içinde ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne karşı Vergi Mahkemeleri nezdinde dava yoluna gidilebilecektir.  

Bu davalar ikame edilirken dava dilekçesinde yahut aşamalarda, bu yeni düzenlemenin özellikle Anayasa'nın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesine, "Temel hak ve hürriyetlerin niteliği" başlıklı 13. Maddesine ve "Vergi ödevi" başlıklı 73. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmeli, düzenlemenin mülkiyet hakkını kısıtladığı, hakkın özüne dokunduğu, öngörülebilirlik ilkesiyle bağdaşmadığı, her yıl aynı zamanda emlak vergisi ödendiği bunun çifte vergilendirme yasağına aykırı olduğu, mükerrer vergilendirme söz konusu olduğu, hatta mükellef ilgili meskenden kira geliri elde ettiği varsayımında gelir vergisi de alındığı ve eşitliğe aykırı olduğu belirtilmeli, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne de aykırı olduğu ifade edilmeli ve Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi gerektiğinden bahisle somut norm denetimine gidilmesi ve bekletici mesele yapılması Mahkemeden talep edilmelidir. Bu halde ilgili Vergi Mahkemesi bekletici mesele talebini kabul edip Anayasa Mahkemesi'ne somut norm denetimi yoluyla başvuracaktır.
 

Öte taraftan soyut norm denetimi de söz konusu olup burada Anayasa Mahkemesi'ne iptal istemiyle 60 gün içinde, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyeler tarafından başvurulabilir.