Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yayımladığı son Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, Türkiye ekonomisinin seyrine ilişkin kayda değer uyarılar içeriyor. Özellikle enflasyon, büyüme ve döviz kuru tahminleri, hükümetin Orta Vadeli Programı (OVP) ve Merkez Bankası'nın beklentilerinden ciddi biçimde ayrışıyor. Bu durum, hem ekonomik karar alıcılar hem de milyonlarca vatandaş için belirsizliklerin arttığı bir dönemin habercisi olabilir.
IMF'nin 2025 yılı için öngördüğü yüzde 31 enflasyon oranı, hükümetin OVP'deki yüzde 17.5’lik hedefinin ve TCMB'nin yüzde 24’lük tahmininin oldukça üzerinde yer alıyor. Bu fark, fiyat istikrarı açısından beklentilerin ötelenmesine ve hayat pahalılığıyla mücadelenin tahmin edilenden daha çetin geçeceğine işaret ediyor. Özellikle üretim maliyetleri ve alım gücü üzerindeki baskılar, toplumun her kesimini doğrudan etkileyebilir.
Tek Haneli Enflasyon Hedefi Rüya mı Oluyor?
Tek haneli enflasyon hedefi, hem hükümetin hem de Merkez Bankası’nın orta ve uzun vadeli planlarında yer alıyor. OVP’de bu hedef 2026 yılına, TCMB tahminlerinde ise 2027 yılına konumlanmış durumda. Ancak IMF'nin projeksiyonu, bu hedeflerin iyimser olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, Türkiye ekonomisi önümüzdeki beş yıl boyunca çift haneli enflasyonla mücadele etmeye devam edecek.
Bu tahmin, enflasyonun yapışkan bir karakter kazandığına ve parasal sıkılaşmaya rağmen kalıcılığını sürdüreceğine dair güçlü bir işaret. Süregelen yüksek enflasyon, tasarruf eğiliminden yatırım stratejilerine kadar pek çok alanı etkileyecek; tüketici davranışlarını ise köklü biçimde dönüştürebilecektir. Sahi, sizce tek haneli enflasyon bu şartlar altında gerçekçi bir hedef mi?
Dolar İçin 45 TL İhtimali Güçleniyor
Kur cephesinde de tablo IMF raporuyla daha net ortaya kondu. Rapora göre, döviz kuru tahminleri hem bu yıl hem de 2025 için yukarı yönlü güncellendi. Özellikle 2025 yılı sonunda dolar/TL kurunun 45.2 seviyelerine ulaşabileceği yönündeki hesaplama, ekonomist Mahfi Eğilmez tarafından yapıldı. IMF'nin 2025 yılı için ortalama kur tahmini ise 41.8 TL olarak açıklandı.
Bu kur beklentileri, Türkiye’nin ithalat faturası, dış borç servisi ve genel fiyat seviyesi üzerinde ciddi baskılar yaratabilir. Aynı zamanda üreticiden tüketiciye kadar uzanan geniş bir zincirde maliyet artışlarını da beraberinde getirebilir. Bu tablo, ithalat bağımlılığı yüksek sektörler için alarm zillerinin çaldığını gösteriyor.
Büyüme Beklentisinde Gerçekçilik Uyarısı
IMF, sadece enflasyon ve kur değil, ekonomik büyüme konusunda da hükümetin resmi rakamlarından farklı bir resim çiziyor. Hükümetin 2025 yılı için öngördüğü yüzde 4’lük büyüme hedefi, IMF tarafından yüzde 2.7 olarak tahmin edildi. Bu düşüş, Türkiye ekonomisinin potansiyelinin altında performans gösterebileceğine işaret ediyor.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, bu farklara dikkat çekerek, mevcut OVP’nin hem büyüme hem de fiyat istikrarı açısından gerçeklikten uzak kaldığını savunuyor. Eğilmez’e göre, ekonomik programların yılda bir değil, üç ayda bir güncellenmesi daha sağlıklı bir planlamayı mümkün kılabilir. Bu öneri, dinamizmi yüksek olan Türk ekonomisinin küresel dalgalanmalara karşı daha dirençli hale gelmesine katkı sağlayabilir.