600 bine yakın kamu işçisini ilgilendiren 2025 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü kapsamında zam pazarlıkları tüm hızıyla sürüyor. Hükümet, işçi sendikalarıyla yürüttüğü görüşmelerde ikinci zam teklifini sundu. Teklife göre 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 17, ikinci 6 ay için yüzde 10 oranında zam önerildi. 2026 yılı içinse ilk tekliften farklı bir artış yapılmadı; ilk 6 ay için yüzde 7, ikinci 6 ay için yüzde 5 zam teklifi yinelendi.
İlk Teklifte Beklentiler Karşılanmamıştı
13 Haziran’da gerçekleştirilen ilk resmi görüşmede, kamu işverenlerini temsil eden TÜHİS, 2025 yılı için ilk 6 ay yüzde 16, ikinci 6 ay yüzde 8 zam önermişti. 2026’da ise ilk 6 ay için yüzde 7, ikinci 6 ay için yüzde 5 zam teklif edilmişti. Ancak işçi kesimi, bu teklifi hem ücret artışları hem de sosyal haklar bakımından “yetersiz ve gerçeklikten uzak” bularak reddetmişti.
TÜRK-İŞ: “Yeni Teklif Temmuz’da Gelecek”
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, ikinci teklifin detaylarını kamuoyuyla paylaşarak, “Zaten biliyorduk ne olacağını. Ama kamuoyunun bilmesi için söylüyorum; TÜHİS, 2025’in ilk 6 ayı için yüzde 17, ikinci 6 ay için yüzde 10 zam teklif etti. Bu teklif, ‘Meydanları boş bırakmayın, mücadele edin’ anlamına geliyor. Eylemlerimiz devam edecek, 600 bin kamu işçisinin desteğine ihtiyacımız var,” dedi. Ağar, temmuz başında hükümetten yeni bir teklif beklediklerini de sözlerine ekledi.
İşçilerin Talebi Ne?
İşçi sendikaları, 2025 yılı için günlük en düşük ücretin 1800 TL’ye çıkarılmasını talep ediyor. Ayrıca ilk 6 ay için yüzde 50, ikinci 6 ay ve 2026’nın ilk 6 ayı için yüzde 25, takip eden dönemlerde ise yüzde 10 refah payı istiyor. Sendikalara göre bu talepler, hem yüksek enflasyona karşı alım gücünü korumak hem de çalışanların refahını artırmak için gerekli.
Tüm Kamu Çalışanlarını Etkiliyor
Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü yalnızca 600 bin kamu işçisini değil; yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerini de etkiliyor. Özel sektörde yapılacak toplu sözleşmeler için de referans niteliği taşıyor. Bu nedenle kamu işçileriyle hükümet arasındaki pazarlıklar, milyonlarca çalışanı ve ailelerini doğrudan ilgilendiriyor.
