Türkiye’de 2020’nin son çeyreğinden itibaren, pandemi sonrası değişen piyasa koşulları, artan inşaat maliyetleri ve daralan konut arzı nedeniyle kiralar hızla yükseldi. Ancak bu artış, uzun süredir aynı evde oturan kiracılara sınırlı yansıdı.
Pandemi öncesinde 5 bin TL’ye kiralanan bir dairede hâlâ 12-15 bin TL kira ödeyen kiracılar bulunurken, aynı ev boş olarak yeniden kiraya verildiğinde bedel 30 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Bu fark, ev sahiplerini “kira tespit davası” açmaya yönlendiriyor.
Dava Açma Şartları
Türkiye Gazetesi’nde yer alan habere göre, Türk Borçlar Kanunu’na göre kira sözleşmesinin beş yılı dolduğunda, taraflar anlaşamazsa ev sahibi mahkemeye başvurabiliyor. Avukat Selin Akıner, “Mahkemeler kira bedelini piyasa şartlarına göre yeniden belirliyor. Ancak davanın yeni kira döneminden önce açılması kritik; aksi hâlde karar bir sonraki yıl için geçerli oluyor” uyarısında bulundu.
Piyasa Rayiçleri Öne Çıkıyor
Gayrimenkul danışmanı Mehmet Çelik, artık ev sahiplerinin yalnızca TÜFE oranıyla yetinmediğini belirterek, “Mevcut kiracılı daireler için mahkemeye emsal dosyalar hazırlanıyor, bölge rayiçleri üzerinden detaylı analiz yapılıyor” dedi. Çelik, bu sürecin yasal olduğunu ve beş yılı geçen kira sözleşmelerinde mahkemenin rayiç bedel üzerinden yeni kira belirleyebildiğini vurguladı.
Kiracılar da Harekete Geçiyor
Yüksek kira bedelleri yalnızca ev sahiplerini değil, kiracıları da etkiliyor. Özellikle merkezî semtlerde yaşayan kiracılar, daha uygun fiyatlı konut bulmak amacıyla şehir çeperlerine taşınmayı tercih ediyor.
