Küresel piyasalarda altın fiyatları yeniden yükseliş trendine girdi. ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın faiz indirimine yönelik verdiği sinyaller, Washington yönetiminin Hindistan’a uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri ve artan jeopolitik riskler, yatırımcıları güvenli liman olan altına yönlendirdi. Tarih boyunca kriz dönemlerinde öne çıkan altın, bir kez daha küresel belirsizliklerin gölgesinde değerini artırmaya başladı.
Ticaret Gerilimi Altın Fiyatlarını Yukarı Taşıdı
Nisan ayından bu yana dalgalı bir seyir izleyen ons altın, son yükselişle birlikte 3 bin 430 dolar seviyesine ulaştı. Bu rakam, yılın zirvelerinden biri olarak kayda geçti. Özellikle Beyaz Saray’ın Fed üzerindeki siyasi baskıları ve dünya genelinde artan ticaret savaşları, altın fiyatlarının yukarı yönlü hareketini hızlandırdı. Küresel ekonomideki kırılganlık, yatırımcıların daha güvenli varlıklara yönelmesine zemin hazırladı.
Merkez Bankalarının Altın Hamlesi
1996’dan bu yana ilk kez, merkez bankalarının rezervlerinde altının payı yüzde 25 seviyesine yükselerek, yüzde 20’de kalan ABD tahvillerini geride bıraktı. Bu gelişme, altının küresel finans sistemindeki “güvenli liman” rolünü daha da pekiştirdi. Tarih boyunca kriz anlarında milletlerin yöneldiği altın, günümüzde de hem bireysel yatırımcılar hem de devletler için stratejik bir araç olmayı sürdürüyor.
Bankacılık Devlerinden Altın Tahminleri
Yaşanan gelişmeler karşısında uluslararası finans devleri de yeni altın tahminlerini duyurdu:
Morgan Stanley, zayıflayan dolar ve enflasyon risklerini gerekçe göstererek 2025’in son çeyreği için altın fiyatı beklentisini 3 bin 800 dolar seviyesine çıkardı.
Goldman Sachs, baz senaryosunda 2025 sonunda 3 bin 700 dolar, 2026 ortasında ise 4 bin dolar öngörüyor. Resesyon ihtimaline dikkat çeken banka, bu durumda fiyatların 3 bin 880 dolar, daha sert senaryolarda ise 4 bin 500 dolar olabileceğini açıkladı.
Bank of America, 2026’nın ilk yarısında altının 4 bin dolar seviyesine ulaşacağını tahmin ediyor. Banka, Fed üzerindeki siyasi baskıların ve küresel belirsizliklerin fiyatları desteklediğini vurguluyor.
