İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, salgının her sektörü etkilediği, en çok etkilenenlerden birinin de turizm olduğu belirtildi.

2021'in bir önceki yıla göre daha olumlu verilerle tamamlandığı aktarılan açıklamada, turizmcilerin 2022'den beklentilerinin ise 2019 yılı kadar değilse de çok daha iyi olması yönünde olduğu ancak Rusya-Ukrayna savaşının turizm sektöründeki beklentileri değiştirdiği kaydedildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Murat Yücelen, salgın sürecindeki tüm olumsuzluklara rağmen sektörde yatırımların devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Yurt dışından rezervasyonlar artıyor, kruvaziyerler geri geliyor, kongre, toplantı ve konferans organizasyonlarında da hızlı bir toparlanma oluyordu. Ta ki tüm dünyayı şaşırtan Ukrayna işgaline kadar... Türkiye'de 2021'de ağırlanan yabancı ziyaretçi sayısında Rusya birinci, Ukrayna ise üçüncü sırada. Bu iki ülkeden gelen turist sayısı 6 milyon 750 bin kişi. Bu rakam toplam ziyaretçi sayısının yaklaşık dörtte biri ediyor."

Yücelen, sektörün, sezonun açılmasına kısa bir süre kala bu denli kritik pazarlarda oluşan fiili bir askeri ihtilaf durumunun getirdiği yeni belirsizliklerle karşı karşıya olduğunu belirtti.

- "Bu yıl turizm sektörüyle ilgili stratejik öngörülerde bulunmak zor"

Murat Yücelen, dünya genelinde artan enerji ve temel ihtiyaç maliyetleri ile mikro ve makroekonomik etkenler de göz önüne alınınca bu yıl turizm sektörüyle ilgili stratejik öngörülerde bulunmanın ve şirketlerin planlama yapabilmesinin zorlaştığını kaydetti.

Fiyat indirerek rekabet etmeye çalışmanın marka değerini düşürerek talep daralmasına yol açabileceği için yanlış bir strateji olacağını vurgulayan Yücelen, bu kritik süreçte yapılabilecekleri şöyle sıraladı:

"Geçtiğimiz 2 yılın kayıplarını daha telafi edememiş olan turizm işletmeleri bu çok yönlü zorluklara kendi başlarına göğüs geremeyeceği için ulusal çapta bir destek ve koordinasyon müdahalesi gerekiyor. Destek açısından ilk anda aklımıza teşvikler, vergi indirimleri, finansman kaynakları gibi en azından günü kurtaracak, değerli markalarımızın, şirketlerimizin, varış noktalarımızın ayakta kalmasını sağlayacak maddi konular geliyor. Daha köklü inisiyatifler de almak gerekiyor. Örneğin, uzun vadeli sürdürülebilir stratejiler geliştirilebilir, kriz dönemlerinin etkilerini azaltmak üzere sektör dinamik ve trendlerini bilimsel olarak analiz eden bir AR-GE birimi oluşturulabilir."

Editör: Haber Merkezi